Liseliler tartışıyor: Güncel durumda laiklikten söz edilebilir mi?
“Laiklik hakkındaki soru işaretlerimi giderebildim ve yanlış bildiğim şeyleri düzelttim. Bu atölye benim için yararlı, anlaşılır ve eğlenceli oldu.”
Emek DENİZ
Anıl KARAHAN
Çankaya/Ankara
Gündemimizin önemli konularından biri olan ÇEDES projesinden daha önceki sayılarımızda bahsetmiştik*. ÇEDES okullara imam atanmasına ve eğitimin laiklikten uzaklaştırılmasına sebep olmayı amaçlayan bir proje. Biz de bu projeden yola çıkarak eğitimde laikliği konu alan bir atölye düzenledik. Lise öğrencilerinin katıldığı bu atölyede laikliğin geçmişte nasıl ortaya çıktığı ve geçmişten günümüze nasıl değiştiğini konuştuk. Ardından da bu atölyeye katılan arkadaşlardan atölye hakkında aldığımız geri dönüşleri sizlerle de paylaşmak istedik.
DİN KİŞİSEL ALANIN MESELESİ
Atölyeye katılan Ali Deniz: “Geçtiğimiz günlerde de özellikle liselerdeki ÇEDES projesiyle adını sık sık duyduğumuz gibi sadece eğitimde değil Türkiye’de çok fazla noktada duyduğumuz bir kavram: ‘laiklik’. Dinin fonksiyonunu ve toplumsal yerini Marksist Teori ekseninde incelemek mümkündür. Asırlar boyu dinin toplumlarda bireyin ahlakı ve insanın yaşamı boyunca cevap aradığı sorulara bir cevap verme niteliği taşımasının yanı sıra; burjuvazinin elinde kendi çıkarları için halka, yani emekçi sınıfa ve biz gençlere karşı güçlü bir enstrüman olarak kullanıldığı da bir gerçektir. Atölyemizin amacı ise burjuvazinin her fırsatta ülkemizde de görüldüğü gibi kendi çıkarları için kullanmaktan asla geri durmadığı din ve burjuvazinin elinden bu avantajı yok etmek üzere toplumca sahip olmamız gereken ‘laiklik’ kavramlarının geçmiş ve günümüzdeki tarihini tartışmak, bunun yanında laik eğitimin önemini anlamaktı.
Laikliğin bazı kesimlerce farklı yorumlanabildiğine günümüzde çokça tanık olmaktayız. Atölyemizde üzerine konuştuğumuz konuların bir diğer amacının ise Marksizm’de laikliğin bir din düşmanlığı değil, aksine insanın inancı ne olursa olsun toplumdaki yerinin bu inanç üstüne bir değişikliğe uğramaması ve inançlarının toplum üzerinde baskıcı güç olarak kullanılmaması anlamına geldiğinin farkına varmak olduğunu söyleyebiliriz. Dinin toplumlar arasında ayrım yaratacak bir unsur değil insanın kendince yaşaması gereken bir değer olduğunun da atölyemizin sonuçlarından biri olduğunu söylemek mümkün.
Yaşadığımız dönem ve topluma bakacak olursak laiklik gibi pek çok son derece önemli değerin eksik olduğunu görebiliriz. Bu değerlerin insanlara özellikle genç arkadaşlarımıza aşılanması ve burjuvazinin kendi çıkarları için kullandığı güçlere karşı bir karşı güç oluşturulmasının yollarından biri de kendi çalışma, araştırma ve bilgilerimizin yanında en az onlar kadar önemli olan atölyelerdir. Bu atölyelere katılım ne kadar yüksek olursa atölyenin verimliliğinin de o kadar artacağını ise kesinlikle unutmamalıyız.”
DİYANETİN VARLIĞI VE ÇEDES LAİKLİĞİN UYGULANMADIĞINI GÖSTERİYOR
Atölyenin diğer katılımcılarından olan Deniz ve Taylan ise “Bir süredir Çankaya liseliler ekibi olarak sürekli olarak bir araya geldiğimiz oturumlarda bugünkü konumuz liseliler ve laiklikti. Bize sorarsanız laiklik günümüzde uygulanmamaktadır. Zaten Laiklik en başından beri yanlış uygulanıyordu. Gerçek laiklik dinle devletin tamamen ayrı olmasıdır fakat görüyoruz ki şu anki imam hatiplerle diyanetin varlığı ve ÇEDES laikliğin uygulanmadığını gösteriyor. Din kişinin kendisini ilgilendirir toplumu veya devleti değil devletin dini olmaz. ÇEDES projesi kapsamında derslere imamların girmesi, tarikatların toplum ve devlet meselelerine karışması laik devlet yapısını önüne geçen faktörlerdendir. Bunların tamamen devletten ayrılması herhangi bir dini yapılanmaya devletin destek sağlamaması, ibadet yerlerine devlet hazinesinden herhangi bir bütçe ayrılmaması gerekmektedir. Bu sayede gerçek laiklik sağlanır.” şeklinde düşüncelerini ifade etti.
Atölyeye katılan bir diğer arkadaşımız Eymen ise “Laiklik hakkındaki soru işaretlerimi giderebildim ve yanlış bildiğim şeyleri düzelttim. Bu atölye benim için yararlı, anlaşılır ve eğlenceli oldu. Laik bir eğitimin aslında ne kadar gerekli olduğunu bir kez daha öğrenmiş oldum. Okullardaki zorunlu din derslerinin tek bir mezhep üzerinden olduğunu ve devletin bundan nasıl yararlandığını anladım. Bana göre laik bir yaşam her ülke ve her toplum için geçerli ve olması gereken bir şeydir.” şeklinde bir geri dönüş yaptı.
LAİKLİK TALEP EDEN MİLYONLARIZ
Bunun sonucunda laikliğin ülkemizde isminin yalnızca formalitede olduğunu uygulamaya baktığımızda esamesinin okunmadığını tekrar anlamış olduk. ÇEDES projesinin laikliği tamamen ortadan kaldırmak için atılan büyük bir adım olduğunu fakat çevremizdeki, okullarımızdaki çoğu arkadaşın bundan haberinin olmadığını fark ettik. Bu tarz atölyeler bu meseleyi tartışmanın iyi bir aracı olsa da okullarımızdaki, mahallelerimizdeki arkadaşlarımızla bu meseleyi daha çok tartışmaya ihtiyacımız var. Çünkü biliyoruz ki bu sorunlarla yüzleşen 3-5 genç değil, aslında biz milyonlarız. Mücadelemizde de 3-5 genç değil milyonlar olmak için birlikte tartışmanın ve birlikte mücadelenin yollarını aramak bugün ihtiyaçlarımız arasındadır.
* https://www.evrensel.net/haber/499917/imamlari-henuz-goremedik-dort-gozle-bekliyoruz