Yurt sorunlarına karşı birlikte mücadeleye
Talepler için toplu bir şekilde hareket edilmediğinden, birkaç kişinin yurt müdürü ile konuşması ile sınırlı kalındığından bu konuda henüz bir şey kazanılamadı.
Asya
Memduh
ODTÜ
İçinde bulunduğumuz ekonomik kriz ortamında okulumuzun her alanında olduğu gibi yurtlarımızda da var olan sorunlar derinleşiyor, her geçen gün yeni sorunlar ortaya çıkıyor. ODTÜ’nün 19. Yurt’unda kalan öğrenciler olarak bu sorunlarla her gün uğraşıyoruz. Yemekhane eksikliği, ring sorunu ve diğer yurtların da ortak problemi olan yüksek zamlı fiyatlar hepimizi vursa da bu yazımızda daha çok yurdumuzun kullanılmayan bilgisayar laboratuvarı ve kışın ortasında kalorifer değiştirilmesi gibi özgün problemlerinden bahsedeceğiz.
BESLENME HAKKIMIZA ULAŞAMIYORUZ
Beslenme ile alakalı problemlerimizden muhtemelen en büyüğü, ODTÜ’deki yemekhane sorunumuz. Yemekhane niteliksizliği ve zamlı fiyatının yanı sıra, bu yemekhane hem hafta sonu hizmet vermiyor hem de kampüsün merkezinde olduğu için Batı Yurtları’na uzak kalıyor. Ringlerin azalan sıklığı ve durakların artan sırası yüzünden Batı Yurtları’ndan yemekhaneye ulaşma imkânımız da kısıtlanmış oluyor. Batı Yurtları’nda kalan 2500 öğrenci, bu eksiklik yüzünden özel işletmelerde yüksek fiyatlarla yemek yemeye mecbur bırakılıyor.
Doğu Yurtları bölgesindeki gibi uygun fiyatlarla hizmet veren kantinlerin de eksikliğinden dolayı, halihazırda Doğu Yurtları’na kıyasla yaklaşık 2 kat daha pahalı olan 19. Yurt öğrencilerine daha da çok masraf çıkıyor. 6’lı suyun kantinde 45 lira olmasından kaynaklı, en temel ihtiyacımız olan içme suyu için bile para ayırmamız gerekiyor. Yurttaki birçok kişi arıtma su talebinde bulunsa da bu talep için toplu bir şekilde hareket edilmediğinden; yurt grubunda konuşulup, birkaç kişinin yurt müdürü ile konuşması ile sınırlı kalındığından bu konuda henüz bir şey kazanılamadı.
YURT SORUNLARI BESLENME İLE SINIRLI KALMIYOR
Beslenme ve içme suyu ile alakalı sorunlarımızın yanı sıra, geçtiğimiz yıl toplamda 3 kez çeşitli sürelerle sıcak su ve kalorifer kesildi. İlk kesinti Kasım ayı civarında 2 günlüğüne, daha sonrasında da Aralık ayı civarında 4 günlüğüne yurdumuzda sıcak su / kalorifer yoktu. İlk kesintinin sebebi kazan arızasıydı, hazırlıkların vize sınavlarının olduğu gün “Mümkünse bir aile yakınımızda kalmamız” söylendi. İkincisi ise kaloriferlerin değiştirilmesiyle oldu, yaz aylarında neredeyse hiç çalışmayan kaloriferlerin neden kışın ortasında değiştirildiği konusunda ise kimse bir açıklama yapmadı. Üçüncü bir kesinti ise Mart ayı içinde yaşandı ve insanlar yine aynı şekilde ya aile yakınlarına, ya da yan yurtlara yönlendirildi.
Üstelik, okuldan yurt bursu alanlar, 19. Yurt’ta konaklayamıyor. Öteki yurtlardan dilekçe yoluyla yurdumuza geçenlerinse bursları kesiliyor. Burada içimizden, maddi durumu yeterli olmayan öğrencileriniz “Daha ‘iyi’ bir yurda layık değil mi?” diye rektörlüğe sormak geliyor.
GELİŞTİRME VAKFI BU PARAYI NEREYE HARCIYOR?
Bir de bunlara ek, kırmızı odalarda yaşadığımız sıkıntılı tadilat süreci var. Yurdumuzun mimarisinden ötürü bazı odalar bir balkon gibi binanın dışına taşıyor, çalışma masalarının olduğu alan öteki odalara kıyasla daha geniş olsa da bu odaların genelinde yalıtım eksikliğinden dolayı ısınma ve su sızıntısı sorunları yaşanıyor. Bunu düzeltmek adına, yurt müdürlüğü geçtiğimiz bahar döneminin sonunda bu odalardan 2 tanesini tadilat için pilot olarak seçmişti. Bu iki odada her ne kadar tadilat başlasa da öteki odaların tadilatı için bütçe çıkmadı. Bu iki oda da düzeltilmemiş halleriyle eski sahiplerine geri verildi. Bütün yurtların ve yemekhanenin ücretlerini, dışarıdan okula gelen bursları toplayan ve vakıf olarak çalıştığı için ne topladığı toplam parayı ne de bu parayı nerelere harcadığını bilemediğimiz ODTÜ Geliştirme Vakfı elindeki bütçeyi planı yapılmış, denenmiş, ihtiyaç duyulan bir tadilat yerine neye harcıyor düşünmek gerekir.
BİRLİKTE HAREKET EDEREK KARARLARA MÜDAHALE EDEBİLİRİZ
Yurdumuzun tanıtımında bahsedilen, kocaman bir bilgisayar laboratuvarımız var. Yurttaki en eski arkadaşlarımıza da sorsak, ne laboratuvarı kullanabilmiş ne de kullanıldığını duymuş birini bulabiliyoruz. Yurtlar Müdürlüğü, Bilgi İşlem biriminin artık sorumlu olduğunu söylerken; Bilgi İşlem, müdürün çalışanlara eğitim vermek için kullandığı bir yer olduğunu ifade ediyor. Oldukça seyrek yapıldığını görebildiğimiz bu eğitimler sebebiyle laboratuvarımız tüm yıl öğrencilere kilitli ve bomboş kalıyor.
Bu laboratuvarımızdaki bilgisayarlarımız geçtiğimiz yıllarda toplanmış olsa da, onlarca masa olan bu alan hem bizim yurdumuzun hem de Batı Yurtları’ndaki diğer arkadaşlarımızın çalışma salonu ihtiyacını bir nebze giderebilir. Bu alan için her ne kadar geçmişte bir mail kampanyası yürütülmüş olsa da bir sonuç alınamadı.
Yurdumuzda, esasen bize ait olan bir alanın elimizden alındığını görüyoruz. Bu gibi sorunlarda yurdun aynı sorun ve ihtiyaçlara sahip mensupları olarak bir arada hareket etmemizin gerekliliğinin önemi daha da bariz oluyor. Kendi içinde tanışma ve sosyalleşme oranı yüksek olan yurtlarda bu ilişkiler sayesinde toplu kararlar alınabiliyor. Bu sayede su arıtması elde eden veya kantindeki zam kararının geri aldırılması gibi kazanımlar elde eden yurtlar var. Her dönemin başında giriş saatlerine kısıtlama getirilmesine rağmen, öğrencilerin toplu hareket ederek bu yasağı uygulatmaması da kazanımlarımıza örnek olarak verilebilir. Ancak çoğu yurdun böylesi bir sosyal ağa sahip olduğunu söyleyemeyiz. Bu yüzden günlük hayatımızdaki sosyal ilişkilerimizin yanı sıra, bulunduğumuz ortamlarda ortak sorunlar yaşadığımız insanlarla beraber hareket etmenin gerekliliği de ortaya çıkıyor. İşte bu noktada, kat temsilcilikleri kurmanın, yurt öğrencilerinin bu talepler için olası çözümleri tartışmalarının ve bu konularda ortak hareket etmelerinin kendi yurtlarında karar mekanizmalarına katılmalarına yardımcı olacağını düşünüyoruz. Bu sayede de ayrı ayrı hareket ederek kazanamayacağımız haklı taleplerimizi kazanabiliriz.