16 Ekim 2023 12:10

Sanat Fabrika nefret söyleminin kıskacında kadınlar ve LGBTİ’leri konuştu

Sanat Fabrika, iktidarın saldırganlaşan politikalarını, kadın ve LGBTİ'lerin bu politikalardan nasıl etkilendiğini konuştu.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

Paylaş

Sanat Fabrika düzenlediği "Nefret Söyleminin Kıskacında Kadınlar ve LGBTİ’ler" etkinliğinde Ekmek ve Gül dergi editörü Sıla Altun’un katılımıyla Türkiye'deki güncel sorunlar, kadınlar ve LGBTİlerin karşı karşıya kaldığı zorlukları konuşuldu. Din, hastalık ve istismar gibi LGBTİ nefreti için kullanılan söylemler, LGBTİ'lerin haklı taleplerini susturmaya yönelik bir mekanizma olarak kullanılması etkinliğin ana gündem konusu oldu.

Türkiye'de günümüz iktidarının "3 çocuk" söylemi, kapitalist sistemin yaşatılması stratejisinin tartışması öne çıkan konulardan oldu. Bu söylemin, yaş ortalaması yükselen Türkiye nüfusunu artırmayı hedefleyerek kapitalizmin işleyişinin sürdürülmesine güvence altına alınmak istenmesi ve bu politikanın, daha fazla nüfusun ekonomik büyümeye ve işgücüne katkı sağlayacağı düşüncesi ile ilişkisi tartışıldı.

"TEK ADAMIN POLİTİKALARINA KARŞI BİR ŞEY YAPMALI"

Bununla birlikte batı ülkelerinde kapitalizmin, Pride hareketini bastıramamış olması ancak kendi çıkarlarına hizmet edecek biçimde şekillendirmesiyle mevcut LGBTİ hareketinin de karakteri konuşuldu. Türkiye'de Pride etkinlikleri düzenlenememesi, gericilik ve ayrımcı grupların etkisi altında tek adam iktidarının politikaları ve bu konuya dair bir şeyler yapılmasının gerektiğine dair söylemler etkinliğin sonuna doğru daha çok tekrarlandı.

Katılımcılar da yorumlarıyla bu konuları derinlemesine ele aldı. Bir katılımcı, söz konusu söylemlerin sadece AKP'nin yaptığı bir ötekileştirme durumu değil, diğer burjuva partilerin de yaptığı söylemler olduğunu vurgulayarak ayrımcılığın sadece tek bir partiye değil, daha geniş bir siyasi yelpazeye yayıldığını ifade etti.

Ayrıca, etkinlik sırasında ele alınan "LGBTİ nefretinin nedeni ne? Sadece din mi?" sorusu ise bir diğer önemli konuydu. Bu tartışma, ayrımcılığın kökenlerinin sadece dini inançlarla sınırlı olmadığını ve çok daha geniş toplumsal, kültürel ve politik faktörlere dayandığı da tartışıldı.

Etkinlikte önümüzdeki süreçte aile hukuku ve medeni kanuna yönelik bir saldırı planlandığı vurgulandı ve kadınlar ile LGBTİ'lerin birlikte hareket etmesi ve örgütlenerek mücadele etmesi gerektiği üzerinde duruldu.

AYRIMCILIKLA MÜCADELE NASIL OLMALI?

Katılımcılardan biri, "Nasıl örgütlenebiliriz?" sorusunu yöneltti ve bu soruya verilen cevap etkinlikte öne çıkan bir sonuçtu: "Kadınlar ve LGBTİ'ler olarak mahalle, okul, ev gibi yaşam alanlarımızda mücadeleyi örgütlü bir biçimde devam ettirmeliyiz" sonucuna varıldı.

Sonuç olarak, etkinlik, LGBTİ'lerin ve kadınların karşılaştığı ayrımcılığın ve zorlukların derinlemesine tartışılmasına ve mücadele olarak nasıl bir hat koymalıyız başlıklarıyla ele alındı. “Ayrımcılıkla mücadele, birçok farklı boyutta ele alınmalıdır ve bu konudaki bilinç, farklı kesimlerden insanların bir araya gelerek toplumsal değişimi teşvik etmesiyle daha da güçlenecektir” ifadeleri kullanıldı. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Ayrıldığı kadını otogarda vuran saldırgan tutuklandı

SONRAKİ HABER

Yunanistan'da yerel seçimlerin 2'nci turunda iktidar partisi umduğunu bulamadı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa