17 Ekim 2023 12:22

Dr. Akgün İlhan: Su krizi sadece su kıtlığından ibaret değil

Türkiye'nin artık su stresi yaşayan ülkeler kategorisinde olduğunu aktaran Dr. Akgül İlhan "Su krizi sadece su kıtlığından ibaret değil" diyerek suların kirletilmesine özel vurgu yapıyor.

Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel

Paylaş

Özer AKDEMİR
İzmir

Küresel ısınma, yanlış su ve tarım politikalarının tetiklediği susuzluk ülkede önümüzdeki günlerin en can yakıcı gündemlerinden birisi olmaya aday. Kuraklık olgusunun artık ete kemiğe büründüğü bir süreçte bilim insanlarının uyarıları peş peşe geliyor. Bu bilim insanlarından birisi olan Boğaziçi Üniversitesinden Dr. Akgün İlhan su krizi meselesine farklı bir çerçeveden yaklaşıyor. Türkiye'nin artık su stresi yaşayan ülkeler kategorisinde olduğunu aktaran İlhan "Su krizi sadece su kıtlığından ibaret değil" diyerek suların kirletilmesine özel vurgu yapıyor.

SU KİRLİLİĞİ VE BOZULAN SU DÖNGÜSÜ GÖZDEN KAÇIRILIYOR

Son 60 yılda Türkiye'de kişi başına düşen tatlı su miktarının neredeyse dörtte birine kadar azaldığını aktaran İlhan, Türkiye'nin artık 'su stresi' yaşayan bir ülke haline geldiğini söyledi. Bununla birlikte su krizinin bir başka boyutu olarak su kirliliği ve bozulan su döngüsünün sıklıkla gözden kaçırıldığına dikkat çeken İlhan, krizi çözebilmek için kıtlık, kirlilik ve iklim değişikliği boyutlarını birlikte düşünmek gerektiğine dikkat çekti. Kentlerimizin su ihtiyacını karşılayan barajların doluluk oranları düştükçe daha çok gündeme getirilen su kıtlığının su krizinin yalnızca bir boyutu olduğuna dikkat çeken İlhan, kurak bir dönemde su kıtlığından söz edilebileceği gibi, suyun bol miktarda bulunmasına rağmen kirli olduğu durumlarda da susuzluktan söz edilebileceğine vurgu yapıyor. Su krizinin suyun kıtlığıyla ilgili olduğu kadar kirliliğiyle de ilgili bir olgu olduğunu belirten İlhan, "Artık 'su stresi' yaşayan bir ülke olarak sınıflandırılan Türkiye'de de kişi başına düşen tatlı su miktarı, geçtiğimiz 60 yılda neredeyse dört kat azaldı. Bunun sebebi Türkiye'deki yüksek nüfus artışı. Ancak, suyun sadece miktarına odaklı bir indeksin işaret ettiğinden çok daha büyük sorunlarla karşı karşıyayız" diyor.

ATIK SUYUN ARITILMASI ÖNEMLİ

Türkiye'deki atık suyun ön arıtmadan geçme oranının sadece beşte bir olduğunu aktaran İlhan, "Hem temel ihtiyaçları gidermek hem de ekonominin istisnasız her sektöründe üretim yapmak için kullanılan sular, kirlenerek atık suya dönüşüyor. Arıtılmadan doğaya bırakılan atık su, daha fazla suyun kirlenmesine, canlı ve cansız varlıklarıyla su ekosistemlerinin bozulmasına neden oluyor ve halk sağlığını tehdit etmeye başlıyor" şeklinde konuşuyor. Atık sularla ilgili durumun sadece bizim ülkemizde değil bütün dünyada ciddi bir sorun olduğuna dikkat çeken İlhan, dünyada, endüstriyel ve kentsel atık suyun yüzde 80'inin herhangi bir ön arıtmadan dahi geçmeksizin doğaya bırakıldığı bilgisini veriyor.  Ülkemizdeki su kirliliğine dair verileri paylaşan İlhan, "Ülkemizde belediyeler, toplam atık suyun yaklaşık yüzde 88'ini arıtsa da bu atık suyun yalnızca yarısı gelişmiş arıtmaya tabi tutuluyor. Atık suyun yüzde 27'si biyolojik arıtmadan geçerken, yaklaşık yüzde 22'si, arıtmanın ilk aşaması olan fiziksel arıtmadan geçiyor" ifadelerini kullanıyor.

TARIM SEKTÖRÜ KAYNAKLI KİRLİLİK ÇOK YÜKSEK

Atık suların arıtılmadan deşarjı nedeniyle 2021 yılında Marmara Denizinde müsilaj felaketiyle karşı karşıya kalındığını hatırlatan İlhan, Türkiye genelinde göllerde ve sulak alanlarda da su kalitesinde bozulma, su miktarında azalma ve biyoçeşitlilikte düşüşlerin gözlemlendiğini söyledi. Tarım sektörü kaynaklı kirliliğin de büyük önemtaşıdığını dile getiren İlhan, "Tarım sektörü, küresel su kullanımının yaklaşık yüzde 70'inden sorumlu. Türkiye'de de toplam su kullanımının yüzde 77'si, tarımsal sulama amaçlı yapılıyor. Ayrıca bu sektörde kullanılan agrokimyasallar, sedimanlar ve tuzlanmış drenaj suları, ciddi bir kirlilik kaynağı oluşturuyor. Kirlilik öyle boyutlarda ki, Afrika, Asya ve Güney Amerika'nın neredeyse tüm nehirlerinde, su kalitesi bozulmuş durumda" sözleriyle dünyadaki nehirlerin de ciddi bir kirlilik yükü ile karşı karşıya olduğuna dikkat çekti.

TÜRKİYE SU YETERLİLİĞİNDE CİDDİ SORUNLAR YAŞAYACAK

Türkiye'nin yakın bir gelecekte su yeterliliği konusunda ciddi sorunlarla karşı karşıya olacağı uyarısında bulunan İlhan "Nitekim kuraklık ve sıcak dalgaları, yüzey sularının beslenememesine ve aşırı buharlaşma sonucu su kaybı yaşanmasına neden oluyor. Bunun sonucunda, suya en çok ihtiyaç duyulan sıcak aylarda, su kıtlığı yaşanabilir. Artan sıcaklıklarla birlikte su kaynağının buharlaşarak azalması, sudaki mevcut kirletici yoğunluğunu oransal olarak artırıyor. Bu, başta balıklar olmak üzere, pek çok su canlısının toplu ölümüne neden olabiliyor" şeklinde konuştu. İlhan aynı zamanda gezegenin her yerinde tatlı suya ulaşımın eşit olmadığına dikkat çekti.

“EN ÇOK YOKSUL KESİMLERİ ETKİLİYOR”

İlhan son olarak su kaynakları ve nüfus arasındaki ilişkiye dikkat çekerek, "Bir ülke su kaynakları bakımından zengin olsa bile, nüfusu yüksekse, kişi başına düşen su miktarı az olabilir. Türkiye'de, kişi başına düşen su miktarında yaşanan keskin düşüşün sebebi de nüfus artışı. Nüfusun büyümesine bağlı olarak artan yapılaşma ve yanlış arazi kullanımları, su kalitesinin düşmesine ve su döngüsünün bozulmasına da neden oluyor" dedi. Su kıtlığı nedeniyle dünya genelinde 1,2 milyar insanın su hakkından yeterince faydalanamadığının altını çizen İlhan, "Bu durum, en fazla yoksul ülkeleri, zengin ülkelerin yoksul kesimlerini, kadınları, çocukları ve gelecek nesilleri etkiliyor" sözleriyle olayın sınıfsal yönüne dikkat çekiyor.

ÖNCEKİ HABER

Şahika Ercümen, Hatay'da 106 metreye dalarak dünya rekoru kırdı

SONRAKİ HABER

Bahçeli: Mahkeme-i kübrada Anayasa Mahkemesinden de davacı olacağız

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa