AYM, uzlaşma sağlanan suçlara ilişkin tazminat davası açılamamasını Anayasaya aykırı buldu
Anayasa Mahkemesi (AYM), uzlaşma sağlanan suçlara ilişkin tazminat davası açılamamasını öngören kanun hükmünün Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar verdi.
Fotoğraf: Mehmet Kaman/AA
Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanan karara göre, İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi, yargılamasına baktığı bir davada 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253'üncü maddesinde yer alan "Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz" hükmünün Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptalini talep etti.
İptal istemini görüşen Yüksek Mahkeme, anılan hükmü Anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle iptal etti.
KARARIN GEREKÇESİNDEN
AYM'nin iptal kararının gerekçesinde, anılan kanunda belirli suçlar için şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar görenlerin uzlaştırılmasının öngörüldüğü, uzlaşma sonucunda şüphelinin zararı karşılaması halinde hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararının verileceği belirtildi.
Uzlaşmanın amacının yargının iş yükünü hafifletmek olduğu kaydedilen kararda, hak arama özgürlüğünün temel unsurlarından birinin ise mahkemeye erişim hakkı olduğu bildirildi.
Anılan kanun uyarınca, uzlaşma halinde maddi tazminatın yanı sıra manevi tazminat davasının da açılamayacağı belirtilen kararda, suç fiili nedeniyle uğranılan zararın uzlaşma süreci içinde bilinmesinin her durumda mümkün olmayacağı kaydedildi.
Özellikle maluliyet oranı gibi teknik bazı verilere ihtiyaç duyulan hallerde zararın sağlıklı şekilde belirlenebilmesinin güçleşeceği, bunun ölçülülük ilkesine aykırı bir durum olduğu aktarılan kararda, şunlar kaydedildi:
"Bu bağlamda uzlaşma görüşmeleri esnasında sağlıklı şekilde belirlenmesi güç veya öngörülmesi mümkün olmayan zararlara ilişkin açılacak davalar yönünden herhangi bir ayrım yapılmaksızın uzlaşmanın sağlanması durumunda tazminat davası açılamayacağını düzenleyen kuralla ilgililere katlanamayacakları bir külfet yüklenmiştir. Başka bir deyişle kuralda yargının iş yükünün azaltılması amacıyla mahkemeye erişim hakkına getirilen sınırlama arasında makul bir denge kurulamamıştır. Bu itibarla kuralın orantılılık alt ilkesi yönünden ölçülülük ilkesini ihlal ettiği sonucuna ulaşılmıştır." (AA)