Çocukların suç oranlarındaki artışın ana sebebi yoksulluk
Çocukların suça karışma verileri TÜİK tarafından açıklandı. Açıklanan verilere göre suça sürüklenen çocuklarda en sık görülen suçlar yaralama ve hırsızlık oldu.
Fotoğraf: Unsplash
Nisa Sude DEMİREL
İstanbul
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), güvenlik birimlerine gelen veya getirilen çocukların suça karışma verilerini açıkladı. Yayınlanan verilere ve açılan soruşturma sayılarına bakıldığında çocukların karıştığı suç sayısı her geçen gün artıyor. Verilere göre suça sürüklenen çocuklarda en sık görülen suçlar yaralama ve hırsızlık oldu. Suç mağduru çocuklara dair istatistiklerde ise yaralama ve cinsel suçlar en sık rastlanan suçlar olarak görülüyor. TÜİK’in paylaştığı verileri Çocuk hakları alanında çalışan Avukat Çağla Gül Bulut ve Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatri Derneği Başkanı Prof. Dr. Neslihan İnal ile konuştuk.
"SUÇ ORANLARINDA GENEL BİR ARTIŞ VAR"
Yoksulluğun ve maddi kaygıların çocukların suça karışmasındaki en önemli faktörlerden biri olduğuna dikkat çeken Avukat Çağla Gül Bulut, TÜİK dışında bu konuya dair başka bir istatistik olmadığını, TÜİK istatistiklerinin de doğruluğunun şüpheli olduğunu ve adli makamlara yansıyan tüm suçların dahil olup olmadığının bilinmediğini ifade etti. Ülkede yalnızca çocuklarda değil tüm suçlarda bir artış olduğuna dikkat çeken Bulut, “Ülkemizde çocuklar kırılgan gruplardan olduğu için hırsızlık, uyuşturucu gibi suçlarda uygulanan cezai yaptırımlar daha farklı. Özellikle uyuşturucu ve hırsızlık konusunda bunu fırsat bilen çeteler var. Çocuk lehine yapılan düzenlemeleri çocuk aleyhine kullanarak suça karıştırıyorlar” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin de taraf olduğu çeşitli sözleşmeleri hatırlatan Bulut, devletin çocukları her türlü ihmal ve istismardan korumak, suça karışmalarını önlemek, suça karışmalarının sebeplerini ortadan kaldırmakla yükümlü olduğunu söylüyor. Bunun için suç oranlardaki artışın sebeplerine inilmesi gerektiğine değinen Bulut, “Yoksulluğun direkt bir etkisinin olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle ülkenin geldiği ekonomik buhran insanları etkiliyor. Örneğin ekonomik anlamda ailenin çocuğa yetememesi, maddi kaygılar, dolaylı olarak da bakım eksikliğinin oluşması gibi birbirine bağlı sebepler yaratıyor. Mesela yine benzer bir sebeple yaygınlaşan bir 'Okuyup ne olacağım?' bakışı var” ifadelerini kullandı.
"ARTAN YOKSULLUK ÖNEMLİ BİR FAKTÖR"
Türkiye Çocuk ve Genç Psikiyatri Derneği Başkanı Prof. Dr. Neslihan İnal da çocukların karıştığı suçlardaki artışın nedenleri “Etraflarındaki ortam, kaos, güvenlik koşullarının yeterli olmaması, şiddete maruz kalma, suç davranışına şahit olma, ekonomik nedenler, bunu hayatını idame ettireceği bir eylem gibi görme” diye sıralıyor.
Bu artışın yoksullukla direkt bağlantısı olduğunu söylemenin mümkün olduğunu ifade eden İnal, suç işlemenin bir hayatını geçindirme olarak hayatta yer ettiğine dikkat çekiyor. Konuya dair devletin sorumluluklarına da değinen İnal, “Cezaevlerinden ziyade bu çocukların rehabilitasyona ihtiyacı var. Çünkü suça eğilimli çocuklar arasında bilerek geri cezaevine girenler dahi var. Çocukların rehabilite edilmesi, iş, meslek imkanı gibi desteklerin sağlanması gerekiyor. Bununla ilgili bir proje bildiğim kadarıyla yok ama bunu yapılması çok elzem” dedi.
SORUŞTURMA DOSYALARI VE MAHKÛMİYET KARARLARINDA DA ARTIŞ VAR
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer de çocukların suça karışma verilerine dair soru önergesi verirken çocukların karıştığı suç olaylarındaki artışa dair birtakım veriler paylaştı. Gürer’in paylaştığı verilere göre: 2017 yılında çocuk ağır ceza mahkemesine gelen dosya sayısı 6 bin 600’ken 2022 yılında bu sayı yüzde 53 oranında artarak 10 bin 105’e yükseldi. 2017 yılı içinde açılan dosya sayısı 3 bin 143’ten 5 bin 98 olarak gerçekleşti. Çocuk ceza mahkemelerinde ise 2017 yılı içinde açılan dosya sayısı 40 bin 505 iken 2022 yılında açılan dosya sayısı yüzde 13 artarak 45 bin 718’e yükseldi. 2022 yılında çocuk ceza ve çocuk ağır ceza mahkemesine gelen toplam dosya sayısının 91 bin 619’la son 5 yılın en yüksek seviyesinde. Çocuk ağır cezada mahkûmiyet kararı 2017-2022 yılları arasında yüzde 40 arttı.
YARALAMA, HIRSIZLIK, GASP VE UYUŞTURUCUDA ARTIŞ
TÜİK’in 2022 yılına ait Güvenlik Birimine Gelen veya Getirilen Çocuk İstatistiklerine göre 2022’de çocukların karıştığı olay sayısı 2021 yılına göre yüzde 20,5 artarak 601 bin 754’e çıktı. Bu çocukların yüzde 43,1’i güvenlik birimlerine mağdur olarak gelirken yüzde 58,8’i yaralama mağduru, yüzde 13,7 cinsel suç mağduru olarak kayıtlara geçti. Suça sürüklenen çocuklarda ise birinci sırada yüzde 37,8 oranla yaralama suçu gelirken onu yüzde 25,2 oranda hırsızlık ve yüzde 4,5 oranda uyuşturucu kullanma-satma suçları takip ediyor.
Suça sürüklenen çocuklara ilişkin yayınlanan verilere göre 2015 yılında 36 bin 942 çocuk hırsızlık olayına karışırken 2022 yılında bu sayı 52 bin 84’e çıktı. Yine uyuşturucu madde kullanımı veya satımına karışan çocuk sayısı resmi verilere göre 2015’te 7 bin 624 iken 2022’de 9 bin 304 oldu. Yaralama olayına karışan çocuk sayısı, 45 bin 850’den 78 bin 268’e yükseldi. Çocukların karıştığı gasp olaylarına karışmasındaki sayı ise 2015’te 2 bin 691 iken 2022’de 5 bin 64’e yükseldi.
YOKSULLUKLA DOĞRU, OKULLAŞMAYLA TERS ORANTILI
TÜİK’in verilerini değerlendiren pek çok uzman, çocukların suça sürüklenme oranındaki bu artışın nedenlerinin derinleşen yoksulluk ve eğitimden uzaklaşma olduğuna işaret ediyor. Türkiye’de okul çağındaki çocukların örgün eğitime devam etmesinde de düzenli bir düşüş var. Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) istatistiklerine göre ilkokul çağındaki çocuklarda net okullaşma oranı 2012-2013 yılında yüzde 98,86 iken 2020-2021 yılına kadar bu oran yüzde 93,23’e düştü. Ortaokulda okullaşma oranları ise aynı dönemde yüzde 93,09’dan yüzde 88,85’ düştü. Lise döneminde açık öğretime geçmeyi tercih eden çocukların sayısı artarken lise çağındaki 262 bin 365 çocuk 2021-2022 yılları arasında liseyi açıktan okudu.
TÜİK’in verilerine göre çocukların karıştığı olay sayısı 2015’ten 2017’ye yüzde 35,5 oranda artmıştı. Verilere göre aynı seneler içerisinde yoksulluk ve gelir dağılımındaki adaletsizlik de doğru orantılı olarak arttı. Örneğin 2015 Haziran ve 2022 Haziran aylarına ait veriler karşılaştırıldığında 2022 yılında açlık ve yoksulluk sınırları 4,8 kat artmış olmasına rağmen asgari ücret yalnızca 2,4 kat artırıldı. 1’e yaklaştıkça gelir dağılımındaki adaletsizliğe işaret eden Gini kat sayısı ise 2015 yılında 0,39’ken 2022’de 0,41’i buldu. En yüksek gelir grubunun toplam gelirden aldığı pay ise yine yüzde 46,5’ten yüzde 48’e çıktı.