Kentsel dönüşüme giren Ertuğrulgazi Mahallesi sakinleri: Hakkımızı istiyoruz
Pendik'te bulunan Ertuğrul Gazi Mahallesine ilişkin AKP'li Pendik Belediyesi tarafından kentsel dönüşüm kararı alındı. Gazetemize konuşan mahalleliler, "Burayı bize bırakmak istemiyorlar" dedi.
Fotoğraf: Evrensel
Eylem NAZLIER
İstanbul
“İlk geldiğimizde yol, su, elektrik yoktu. Çatısı akan gecekondularda yaşadık. Çamura bata çıka işe gider, tankerle evimize su taşır, mum ışığında otururduk. Yol, su, elektrik geldi. Zemin yapısı da depreme dayanıklı. Anlayacağınız buralar değerlendi, şimdi bizi buradan atmak istiyorlar, ama yedirmeyiz” diyor Pendik Ertuğrulgazi Mahallesi’nde yaşayan yurttaşlar…
RANT DEĞERİ ARTINCA…
Pendik’te bulunan Ertuğrulgazi Mahallesi, 1980’li yıllarda Anadolu’nun çeşitli bölgelerinden varını yoğunu satarak ‘taşı toprağı altın’ denilen İstanbul’a gelen yoksulların emekleriyle inşa edilen bir mahalle… İstanbul’un kalan son oksijen depolarından Aydos Ormanı’nın yamacında, Sabiha Gökçen Havalimanına da yakın… Öyle olunca rantçıların iştahını kabartan mahallede AKP’li Pendik Belediyesi kentsel dönüşüm kararı aldı. Ertuğrulgazi Mahallesi’nin tamamını kapsayan kentsel dönüşüm kararında Sülüntepe ve Yayalar Mahallesi’nin bazı kesimleri de yer aldı. Hak gasplarına uğradıklarını dile getiren mahalleliler ise karara tepkili.
"FAKİR FUKARANIN BURADA YAŞAMAYA HAKKI YOK MU?"
Saadettin Karataş’ın ailesi 1990 yılında daha iyi bir yaşam umuduyla göç etmiş Ertuğrulgazi Mahallesi’ne. 33 yıldır buradan hiç ayrılmamışlar, “Çocukluğumuz burada geçti. İlk geldiğimizde yol yoktu, çamura bata çıka işe giderdik. Su yoktu, tankerle evlerimize su taşırdık. Elektrik yoktu, mum ışığında otururduk. Yol, su, elektrik geldi. Buralar değerlendi, şimdi bizi buradan atmak istiyorlar. Doğal gazlı yerde oturmak bizim hakkımız değil mi?” diye sordu. “Hayaller kurduk, biz rahat bir yerde yaşamadık bari çocuklarımız yaşasın dedik” diye devam eden Karataş, “Boğazımızdan kıstık, bu yerleri almak için. Zenginlerin hakkı var da fakirin, fukaranın burada yaşamaya hakkı yok mu? Rezerv alanı demek sen burada yoksun demek. 10 bin nüfusun olduğu yere nasıl boş dersin? Biz kendi haklarımızı istiyoruz. Mülkiyet hakkı insan hakkıdır” ifadelerini kullandı.
"BURAYI BİZE BIRAKMAK İSTEMİYORLAR"
Önce burayı kendilerine parayla sattıklarını şimdi de işgalci gözüyle baktıklarını söyleyen bir mahalleli, “Anadolu’nun köylerinde varını yoğunu satarak insanlar bu yerleri aldı. Şimdi ‘işgalcisin’ diyorlar. Halbuki buraları bize parayla sattılar. 350 metrekare satın aldık, sonra 280’e düşürdüler. Şimdi de 168 metrekareye düştüğünü öğrendik. Burası çok değerli bir yer. Deprem açısından da zemini sağlam. Burayı bize bırakmak istemiyorlar. Ama şunu bilsinler hakkımızı alacağız, bunun için mücadele vereceğiz” dedi.
"SIKINTIYI BİZ ÇEKTİK, SEFASINI ONLAR SÜRMEK İSTİYOR"
Başka bir mahalleli söze giriyor, “Sıkıntıyı bizler çektik, onlar, sefasını çekelim diyorlar. Seçimler geldi bir belediye elektrik getirdi, bir belediye su getirdi, bir belediye doğal gaz derken bizi yerleştirdiler. Vergimizi verdik, yerlerimizi parayla satın aldık. Sonuç itibarıyla barınma hakkı devletin hükümlülüğüdür. Halk bunu kendisi yaptı ama döndük bir dönem işgalci, bazen ikinci sınıf vatandaş yerine sokulduk” dedi.
Başka bir mahalleli ise şunları söyledi: “Ben 43 yaşındayım, 33-34 senedir burada yaşıyorum. 6 kardeş bir odada yattık, şimdi değerlendi burası ömür boyu köle gibi çalışacak mıyız? Başımızı sokacak bir yerimiz olmayacak mı? Ben bu ülkenin vatandaşıyım tek istediğim şey, sahip olduğum araziyi elimden almasınlar.” Mahalleli, ayrıca, Pendik Belediyesine toplu olarak giderek imar uygulamasına itiraz edeceklerini de söyledi.
"TAPULARIN ALINMASI DA YETMEDİ"
Pendik Ertuğrulgazi Mahallesi Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Avukat Volkan Saç, mahallenin yıllardır tapu mücadelesi verdiğini söyledi. “Buraya gelen her siyasi parti, seçim süreçlerinde tapuyu vereceği vaadiyle oy isterdi. Oy alırdı ama gün sonunda uzun bir süre tapu verilmedi” diyen Saç, mahallelinin mücadelesi sonucunda tapularına kavuştuğunu dile getirdi. Tapuların alınmasıyla da sürecin bitmediğini aktaran Saç, “Orada da vatandaşlara şunu söylediler, bunu AKP söyledi, ‘Size 350 metrekare yer vereceğiz. Bunun satışını yapacağız’ dediler. Daha sonra insanlar bedelini ödedi, kimi taksitle ödedi, kimi peşin ödedi, 350 metrekare yer aldılar. Ancak henüz hazırlanmış bir imar planı yoktu. Daha sonradan da imar planı çıktı ancak imar planında şunu gördük; yüzde 20 kamu ortaklık payı kesintisi yapılmış, 280 metrekareye inmiş daha sonrasında da yüzde 40 DOP kesintisi yapılmış. Donatı alanları cami, park, bahçe vs. kesilmiş. 350 metrekare olarak insanlar bilirken günün sonunda 168 metrekare yerleri olduğunu öğrendi” ifadelerini kullandı.
Öte yandan bölgenin rezerv yapı alanı ilan edildiğine de dikkat çeken Saç, “Burası boş bir alan gösterildi yani yeni bir yerleşim oluşturulacak gibi rezerv yapı ilan edildi. Şimdi imar planında çok büyük kesintiler dışında da saçmalıklar söz konusu. Mesela 18 tane ibadethane yeri gösterilmiş. Şimdi resmi statü olarak ibadethane diyor da sadece cami. Yani bir mahallede 18 tane ibadethane olmaz. Fazla fazla donatı alanları gösterilerek vatandaşların yerlerinden kırpılmış. Kesinti yapılması gerekiyorsa o da yapılsın ama 18 tane ibadethane yapılıyorsa bir yerde bir absürtlük vardır” dedi.
"BÜTÜN PARSELLERDE PENDİK BELEDİYESİNİN YERİ SÖZ KONUSU"
Bu iki duruma karşı 2 dava açtıklarına söyleyen Saç, “Bu davalar devam ediyor. Bir buçuk yıl önce açıldı bu davalar. Malum Türkiye’de yargı süreçleri yavaş işliyor” diye konuştu. Dava açtıkları imar planı uygulamasının geçtiğini anlatan Saç, “Uygulamada şu oluyor, parselasyonları yapıyorlar. Bütün vatandaşların parselleri nerede önceki yerinde mi verilmiş, kaydırılmış mı? Burada da şöyle bir hinlik söz konusu; rezerv yapı alanı ilan edildi. Onun mantığında biz imar planı uygulamasında görüyoruz. Bizim afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi hakkında bir kanunumuz var. Orada diyor ki, rezerv yapı alanlarında her bir parselle arsa payı ⅔’ü bulan hissedar yani isterse orada 100 tane hissedar olsun bir tanesi ⅔’ü buluyorsa söz sahibi odur diyor. Yani oranın nasıl dönüştürüleceğine, hangi müteahhitle dönüştürüleceğine vs. o karar veriyor. Örneğin; 2/3 arsa payı sahibi olan bir şey söyledi. Diğer ⅓’ü istemiyor. ‘O zaman kardeşim istemiyorsan ben senin yerini ihaleyle çıkartırım. Başka biri satın alır orada da satın alma durumu söz konusu olmazsa ben bakanlık olarak alırım’ diyor. Parselizasyonda da şöyle bir durum var, her parselde 2/3 ve üstü hissedar Pendik Belediyesi yani kendi alanlarının tek bir bölgede doldurmamışlar. Bütün parsellerde şu an Pendik Belediyesinin yeri söz konusu” dedi.
"RANT ALANINA DÖNÜŞTÜRECEKLER"
Vatandaşların şu anda 168 metrekare yeri kaldığını dile getiren Saç sözlerine şöyle devam etti: “Günün sonunda alıp alınmayacaklar belirsiz bir durum içerisindeler ve dönüşüm sürecinde de belediye ne derse onu yapmakta mükellefler. Yani yerinde dönüşüm diye başlanan bu süreç günün sonunda farklı olacaktır. Şimdi şu da söyleniyor bize: ‘Pendik Belediyesi olarak bu kadar yerler aldık ama daha sonrasında size satışlar yapabiliriz.’ Ama buradaki insanların durumu belli, işçi emekçi kesimin oluşturduğu bir mahalle. Burada metrekare değeri aşağı yukarı 30-40 bin liradan aşağı olmayacak. Yani günün sonunda size satıyoruz dediklerinde 3-4 milyonluk bedeller çıkacak, o da karşılanmayacak ve bizim öngördüğümüz burası bir rant alanı haline dönüştürülecek.”