Kentsel dönüşüm yasasında değişiklik teklifi Mecliste: "Ranta ve talana hız kazandırma teklifi"
AKP’nin Meclise sunduğu kanun teklifi ile kentsel dönüşüme ilişkin yargı süreleri kısaltılıyor, dönüşüm için aranan nitelikli çoğunluk salt çoğunluğa çekiliyor.
Fotoğraf: DHA
Nisa Sude DEMİREL
İstanbul
AKP, Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ni TBMM Başkanlığına sundu. Henüz değişiklik teklifinin tüm detayları kamuoyuna yansımasa da AKP Grup Başkanı Abdullah Güler, Mecliste düzenlediği basın toplantısında teklifin bazı maddeleri hakkında bilgi verdi.
Teklifte kentsel dönüşüme dair tüm ülkeyi kapsayan maddelerle beraber depremden etkilenen 11 il için bazı özel maddeler de var. Teklifle 11 ildeki yargısal süreçlerle ilgili düzenlemeler yapılacak. Bu kapsamda inceleme ve savunma süreleri kısaltılacak. Savunmaya cevap, cevaba cevap aşamaları kaldırılacak. Yürütme durdurma talebine verilen kararlara itiraz edilemeyecek. Keşif ve bilirkişi raporlarının teslim süreleri de kısalacak.
Zorunluluk bulunması halinde ilk incelemenin ardından keşif ve bilirkişi incelemesi yapılabilecek. İstinafa başvurma, istinaf dilekçelerine ilişkin ilk inceleme ve istinaf dilekçesine cevap verme süreleri de kısaltılacak. İstinaf kararları da iki ay içerisinde verilecek.
EVE ÇİLİNGİRLE GİRİLECEK
Teklifin kabul edilmesi halinde tüm ülkede geçerli olacak maddelerden ilki, riskli yapıların tespitinin maliklerce veya kiracılarca engellenmesi durumunda yazılı izinle çilingir vasıtasıyla açılarak tespit işlemi yapılabilecek olması. Tebliğ usulüne ilişkin değişiklikle de tebligat, yapıların kapısına asılarak veya e-Devlet üzerinden yapılabilecek.
Teklifteki en önemli değişikliklerden biri ise kentsel dönüşümün başlaması için aranan üçte ikilik nitelikli çoğunluğun yüzde 50+1’e yani salt çoğunluğa düşürülmesi. Ayrıca "Yıkılacak derecede riskli olan ve doğal afetlerin meydana geldiği alanlarda" uygulama projesi hazır olmadan da ihaleye çıkılabilecek. Deprem bölgelerindeki bilirkişi ihtiyacını karşılayabilmek için çevre illerden bilirkişi görevlendirmenin önünün açılması ise “İstenen bilirkişiyi atama” olarak yorumlanıyor.
Ayrıca "oturma hakkı" düzenlemesi adı altında hak sahibinin üzerinde ikamet edebileceği konut nitelikli başka bir gayrimenkul yoksa hak sahibine mülkiyet değil yalnızca "oturma hakkı" sağlayacak.
"HER YERDE ŞAHİNTEPELER OLACAK"
Yasa değişikliği teklifine ilişkin konuştuğumuz Gaziosmanpaşa ve Şahintepe’de barınma hakkı meclislerinin sözcülüğünü yapmış Korkmaz Aslan ve TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Şube Başkanı Esin Köymen, bu zamana kadar süren hukuksuzlukların yasalaştırılacağını ve bunun yeni mağduriyetler yaratacağını ifade etti.
Değişiklik yapılması planlanan kanunun Van depreminin hemen ardından çıktığını hatırlatan Korkmaz Aslan, “Son 10 yıldır kentsel dönüşüm denen rant odaklı saldırı dalgası bu yasaya dayanıyor. Her depremi bir değişiklikle değerlendirdiler. Belli ki bunlar da yeterli gelmiyor. Kenti, sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda daha rahat bir şekilde dönüştürme konusunda daha fazla değişiklik yapacaklar” dedi.
Dava süreçlerine ilişkin değişikliklerin rant süreçlerini hızlandıracağını ifade eden Aslan, çilingirle eve girme değişikliğini ise konut dokunulmazlığının engellenmesi olarak değerlendirdi. Uygulama projesi olmadan ihaleye çıkmanın "Maket üzerinden ev satma" dönemine geri dönmeye sebep olacağını vurgulayan Aslan, “Geçen sene yaz aylarında Fetihtepe, Şahintepe, Tozkoparan ve Tokatköy’de aynı anda rant odaklı kentsel dönüşümlere başlamışlardı. Şimdi İstanbul’un her yerinde Şahintepeler olacak. Tarım alanları, ormanlık alanlar tehlike altında. 2024’te de insanlar kent dışına sürülecek” uyarısında bulundu.
"DAHA ÇOK SIKINTI KARŞIMIZA ÇIKACAK"
Hukuki sürelerin kısaltılmasını değerlendiren Esin Köymen, “İvedi yargılama usulü nedeniyle özellikle deprem bölgeleri ve kentsel dönüşümün uygulandığı alanlar için şimdiye kadar yapılan uygulamalarda karşımıza çıkan sıkıntıların daha fazla karşımıza çıkacağını öngörmek mümkün” dedi.
Kentsel Dönüşüm Başkanlığının önceden sadece boş alanları rezerv alanı ilan ettiğini, salt çoğunluk oranının düşmesiyle mülkiyetli alanların da rezerv yapı alanları ilan edilmesinin kolaylaşacağını ifade eden Köymen, “126 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi depremden hemen sonra çıktı ve bu bölgelerde her türlü alanın doğrudan doğruya imar planı olmaksızın yapı alanı olarak tespit edilebilmesi, yapı ruhsatı olmaksızın buralarda inşaat yapılabilmesi verilen ihalelerin kamu ihale kanunundan muaf tutulması gibi süreçler zaten vardı. Bu kararnameden sonra arkeolojik alanlardan orman alanlarına ve tarım alanlarına kadar her yerin yapılaşmaya açıldığını gördük” hatırlatmasında bulundu.
"YETKİYİ MERKEZE ÇEKİYORLAR"
Bu zamana kadar işletilen hukuksuzlukların kanun değişikliğiyle yasallaşacağını ifade eden Köymen, “Sağlıklı bir kentleşmeyi ya da nitelikli bir yapıyı sadece yapı ölçeğinde bırakıyorlar. Hiçbir şekilde yapı çevresinin nasıl olması gerektiğinde, sahip olması gereken donatı alanlarından bahsetmiyorlar. Yerel yönetimlerin plan yapma yetkisi de dahil olmak üzere inşaat ile bağlantıları yani bütün yetkilerini de bir şekilde Kentsel Dönüşüm Başkanlığı eliyle merkeze çeken bir yasa görüyoruz” diyor.
Köymen bu kuralsızlığın kentin içindeki bütün boş alanların, donatı alanı olarak ilan edilmiş alanlar da dahil olmak üzere yapılaşmaya açılması ve kamu mülkiyetlerinin özelleştirilmesine kadar gideceği uyarısında bulundu.