Sanatçılar ve sanat kurumları: İnsan hakları ihlalleri ve suç ortaklığına son verilmeli
Dünya çapında sanatçıların ve akademisyenlerin imzacısı olduğu açık mektuplarda Gazze'deki İsrail saldırılarının son bulması ve Filistin’e destek çağrıları yapılıyor.
Washington | Fotoğraf: Mostafa Bassim/AA
Şeyma AKCAN
İstanbul
Dünya çapında, Filistin halkıyla dayanışma eylemleri sürerken; sanatçılar ve sanat kuruluşları İsrail’in sivilleri hedef almasına tepki göstermeye devam ediyor. İsrail’in kınandığı çağrı mektuplarında, savaşın sonlandırılması ve Gazze’ye yardımın ulaşması için gerekenlerin yapılması gerektiği vurgulanıyor. Bir süredir sanatçıların ve akademisyenlerin imzacısı olduğu açık mektuplarda bir yandan Filistin’e destek çağrısı yapılırken bir yandan da sanat kuruluşlarının gündeme dair sessiz kalıyor oluşu eleştiriliyor.
‘SUÇ ORTAKLIĞINA SON’
19 Ekim’de Artforum’da yayımlanan ve Açık Radyo’nun 20 Ekim’de çevirisiyle paylaştığı mektupta, “Filistin’in özgürleşmesini destekliyor ve tüm sivillerin öldürülmesine ve zarar görmesine son verilmesi, derhal ateşkes sağlanması, Gazze’ye insani yardımın girmesi ve yönetim organlarımızın ağır insan hakları ihlalleri ve savaş suçlarındaki suç ortaklığına son verilmesi çağrısında bulunuyoruz” denildi. “Sanat camiasından kültürel kuruluşlara” hitaben yazılan mektup; Brian Eno, Laura Poitras, Eric Baudelaire, Barbara Kruger, Tomás Saraceno, Mati Diop ve Kara Walker, Akademisyen Judith Butler ve Fred Moten’ın da aralarında bulunduğu yüzlerce sanatçı tarafından imzalandı. Mektup aynı zamanda, “İşgal ve kuşatma altındaki Gazze Şeridi’nde 2.3 milyon Filistinlinin karşı karşıya kaldığı insani krize ilişkin kurumsal sessizliğin derhal bozulmasını” talep ediyor.
‘DERHAL ATEŞKES SAĞLANMALI’
Artist for Palestine UK’nin haberine göre, 17 Ekim’de Tilda Swinton’ın adı aralarında bulunduğu yaklaşık 4 bin sanatçı Gazze’de ateşkes çağrısı yaptı. Çağrı metninde ülkelerini “Hükümetlerimiz sadece savaş suçlarına göz yummakla kalmıyor, aynı zamanda bu suçlara yardım ve yataklık ediyor” ifadeleriyle eleştirdiler. İmzacılar arasında “Gazze’nin Yıkımına ve Filistin Halkının Kitlesel Olarak Yerinden Edilmesine Karşı Küresel Hareket’i” destekleyen yapımcılar, küratörler, yazarlar, DJ’ler, mimarlar ve tasarımcılar yer alıyor. İmzacılar, “Derhal ateşkes sağlanması ve insani yardımın engellenmeden girebilmesi için Gazze’deki geçişlerin açılması” çağrısında bulunuyor. Sanatçılar, sivillere yönelik her türlü şiddet eylemini, kim tarafından gerçekleştirilirse gerçekleştirilsin her türlü uluslararası hukuk ihlalini kınadılar.
‘BİR SOYKIRIM VAKASI’
London Review of Books’ta, Sanatçı Molly Crabapple, Chitra Ganesh ve William Powhida’nın imzasıyla 18 Ekim’de yayımlanan bir mektupta da İsrail’in Gazze’deki ölümcül misillemesi kınandı. Mektupta, “İnsan hakları gruplarının İsrail’in Filistin’i işgalini ve İsrail devletinin Filistinlilere yönelik insanlık dışı muamelesini -ve Filistinliler üzerindeki ırksal tahakküm sistemini- uzun zamandır kınadığı” ifade ediliyor. Aynı zamanda mektupta, İsrailli Tarihçi Raz Segal’in Gazze’deki durumu ‘ders kitabı niteliğinde bir soykırım vakası’ olarak nitelendirdiğine dikkat çekiliyor.
‘DAHA FAZLA İNSAN ÖLMEMELİ’
Pink Floyd’dan Roger Waters da Gazze’de yaşananlara ilişkin YouTube’da yayımladığı bir videoda üzüntüsünü ve ne yapılması gerektiği konusunda 14 Ekim’de fikirlerini paylaşmıştı. Açık Radyo’nun çevirisini paylaştığı ifadelerde Waters’ın şu sözleri yer alıyor: “Kızgın ve üzgünüm. Bunca yıldır, sanki doğa ananın tüm kardeşlerimiz için eşit insan hakları çağrısına sağırmışız gibi geliyor bana; eşit insan hakları, savaşın tek panzehridir. Yapılması gerekenler şunlar: Acil ve kalıcı bir ateşkes olmalı. Hamas ve IDF de dahil olmak üzere hiç kimse daha fazla insan öldürmemeli. Tüm bu karmaşaya uluslararası hukuk çerçevesinde eşit insan haklarına saygı temelinde tek devlet çözümünün ana hatlarını belirleyin. Etnik kökenlerine, dinlerine ya da önceki milliyetlerine bakılmaksızın tüm vatandaşları için eşit insan haklarına sahip yeni bir devlet. Kutsal topraklardaki tüm kardeşlerim için ağlıyorum. Müslüman, Hristiyan, Yahudi, Dürzi, agnostik ve ateist, hep birlikte savaşsız bir dünyaya bakabilir miyiz? Evrensel insan haklarına inanıyor muyuz, inanmıyor muyuz? Tüm kadın ve erkeklerin yasalar önünde eşit olduğu bir dünya hayal ediyor muyuz, etmiyor muyuz? Ben de bunu hayal ediyorum.”