Kılıçdaroğlu: Bir insan koltuğuna düşkünse gider hastane de bombalar
"Amerika 2 uçak gemisi gönderdi, Erdoğan bağırıyor: ABD nere Akdeniz nere, ne işin var orada? Şimdi biz de sormaz mıyız, senin damadının Amerikan savaş gemisinde ne işi var?"
Fotoğraf: TBMM
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Meclis grup toplantısında konuştu.
Kılıçdaroğlu, "Bizim belediyelerin olduğu yerlerde bütün sokaklar ve caddeler kırmızı beyaz olacak. Bayrağımızın rengi olacak. Cumhuriyetimizi sevinç ve coşku ile kutlayacağız" dedi.
Doha Büyükelçisi Mustafa Göksu'nun, Cumhuriyet'in 100'üncü yılı etkinlikleri İsrail'in Filistin'e saldırıları nedeniyle ertelendikten sonra Katar'ın ünlü isimlerinden Khalid Mohammad Al Suebei’in düğününe katılmasına tepki gösteren Kılıçdaroğlu, "Düğünde çekilen fotoğrafını gördüm. Süt dökmüş kedi gibi duruyor. Vallahi bu büyükelçi değildir dedim" ifadelerini kullandı.
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İsrail'e uçak gemisi gönderen ABD'ye yönelik tepkisine değinen Kılıçdaroğlu, “Amerika iki uçak gemisi gönderdi. Erdoğan bağırıyor, ‘ABD nere, Akdeniz nere? Ne işin var senin orada?’ Allah aşkına biz de sormaz mıyız? Senin damadının Amerikan uçak gemisinde ne işi var" dedi.
Partisinin grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şöyle:
"100 YILLIK CHP KALE GİBİ"
"100 yıldır birlikteliğimizi önümüzdeki 100 yılda da hiç kimse engelleyemeyecektir. 100 yıllık geleneğimiz, kültürümüz, sevgimiz, tartışmalarımız var. Ama bir şey daha var: Hayatın gerçeği, tarihin gerçeği, 100 yıllık CHP, kale gibi, halkın sorunlarına eğiliyor ve çözüm için de çaba harcıyor."
AHMET TANER KIŞLALI'YI ANDI
"100 yılda bu yılda bedeller ödendi. Bedel ödeyenlerden biri Ahmet Taner Kışlalı. Hepimizin saygı duyduğu bir kişiydi. Kendisine Allah'tan rahmet diliyorum. Aydınlar susturulmasın. 'Atatürkçülük geçmişin bekçiliği değil geleceğin öncüsü olmaktır' der. Hepimiz geleceğin öncüsü olmalıyız."
"RÜŞVET DAĞITAN AVUKATLAR VE RÜŞVET ALAN HAKİMLER YERİNDE DURUYOR"
"İstanbul Başsavcısının Ankara'ya yazdığı dilekçeyi dile getirmiştim. 100 yıllık cumhuriyet tarihinde, bir savcı Ankara'ya dilekçe yazıp 'Yargının içinde çeteler oluştu' dememiştir. Ama eğer bu noktaya gelmiş ve bir savcı bunu diyorsa bıçak kemiğe dayanmıştır. Bunu dillendirdim, mektubun can alıcı yerlerini okudum. Ardından erişim engeli getirdiler kimse duymasın diye. Adaletin olmadığını biliyoruz. Bu dilekçe yargı tarihini yazacaklar için de önemli bir belge olarak duruyor. O gün dilekçede söz etmediğim bir cümle daha var: ‘Yapılan görevlendirme ile sürekli aynı hakimin nöbetini takip eden avukatların, bu işte menfaat temin eden hakimlerin tespit edilip HTS, banka kayıtları, mal varlığı araştırılması, sosyal yaşantılarının hâkim ve savcı mesleği ile bağdaşır olup olmadığının tetkikine ihtiyaç duyulmaktadır.’ Bu dilekçeyi de Adalet Bakanlığı’nın kendisine gönderdiği yazıya dayanarak ifade ediyor… Rüşvet dağıtan avukatlar ve rüşvet alan hakimler, hepsi yerinde duruyor. Türkiye çalkalanıyor ama o hakimlerin tamamı yerinde duruyor. Savcıların ne olduğu belli değil. Mal varlığı araştırması yapılıyor mu, yapılmıyor mu? Bilmiyoruz ama bunların hepsi duruyor. Dün Barış Terkoğlu da güzel bir yazı yazmış bununla ilgili, diyor ki, bu çeteler Anadolu Adliyesinde yeni bir mahkeme kurulacağını hangi hakimlerin getirileceğini biliyordu. Bunlar adliyeye siyaseti soktular."
"MUHALEFETTE OLSAK DA ADALETİ GETİRECEĞİZ"
"Erişim engeli getirilen konuşulan metnim TBMM'de okunacak ve Meclisin tutanaklarına geçecek. Bunlar zavallı adamlar. Sanıyorlar ki erişim engeli getirdik, artık Kılıçdaroğlu hiç konuşmaz. Siz kimsiniz ya! Ben 85 milyonun hakkını hukunu savunuyorum, sizin değil. Sizin feriştahınız da gelse bizi asla susturamaz. Adaleti bu memlekete getireceğiz. Muhalefette olsak da getireceğiz."
"DÜNYANIN GÖZÜ ÖNÜNDE YAPILMASI 21'İNCİ YÜZYILIN EN BÜYÜK AYIPLARINDANDIR"
"Adaleti sadece kendi ülkemiz için istemiyoruz. Bütün dünyanın gözü önünde masum çocuklar katlediliyor, kadınlar, yaşlılar katlediliyor Filistin'de. Kendilerini uygar dünyanın parçası olarak tanımlayan o sözde devletlerin yönecileri ne yapıyor? Utanmasalar alkış tutacaklar. Hastane bombalanır mı ya! Akıl var mantık var ya! Ama bir insanın gözü dönmüşse, artık bir şeyi görmüyorsa ve kendi koltuğuna düşkünse, Netanyahu için söylüyorum, onlar giderler elbette hastaneyi de bombalarlar. Bunun dünyanın gözü önünde yapılması 21. yüzyılın dünyası için en büyük ayıplardan birisidir."
"TÜRKİYE DIŞ POLİTİKADA GÜVEN VEREN ÜLKE OLMAKTAN ÇIKTI"
"Geçmişte Türkiye Ortadoğu'nun en güven veren ülkesiydi. Bir sorun çıktığında Türkiye'nin kapısını çalarlardı gelin sorunu çözün diye. Son yıllarda Türkiye bu güveni kaybetti. Bizimkiler bağırıyor 'Ara bulucu olalım' diye. Kimse bu sesi duymuyor. Çünkü Türkiye dış politikada güven veren ülke olmaktan çıktı. Dış politikanın milli olması lazım. Eğer dış politikayı iç politikadan ayırmazsanız güven kaybına uğrarsınız. Sözü dinlenen bir Türkiye'den Ortadoğu'da dışlanan bir Türkiye konumuna geldik. Ve gidip üç beş kuruş için de dilenirseniz itibarınız olmaz. Şimdi arabuluculuk görevini Katar'a verdiler."
"SENİN DAMADININ AMERİKAN UÇAK GEMİSİNDE NE İŞİ VAR?"
"Amerika 2 uçak gemisi gönderdi, Erdoğan bağırıyor: ABD nere Akdeniz nere, ne işin var orada? Şimdi biz de sormaz mıyız, senin damadının Amerikan savaş gemisinde ne işi var? İkili oynamayacaksınız. Dürüst ve namuslu olacaksınız. Damadına, yakınlarına bakacaksın, neyi nasıl yaptığına da bakacaksın. Rüşvet alandan büyükelçi olur mu? 'Bu can bu bedende kaldıkça bu papazı teslim etmem' diyordu, gittin tıpış tıpış teslim ettin. Sana kim güvenecek? Davayı cinayeti işleyene teslim edeceksiniz, Mavi Marmara'da milleti kışkırtacaksınız, arkasından 'Bana mı sordun giderken' diyeceksiniz. Güven kaybı çok temel bir kayıptır."
"CHP 100 YILLIK CUMHURİYETİ COŞKUYLA KUTLAYACAK"
"Cumhuriyetin 100. yılını kutlayacağız ayın 29'unda. Biz cumhuriyeti kanla gözyaşıyla kurduk, ağır bedeller ödedik. Biz bu savaşı verdikten sonra başka ülkeler de örnek alarak kendi kurtuluş savaşını verdiler, onlar da cumhuriyete geçtiler.
100. yılda iktidar ve onun destekçisi bir partinin oylarıyla yabancı askerler Türkiye'ye davet ediliyor. Eğer iktidar kendi askerine ordusuna güvenmeyip başka askerleri çağırıyorsa o iktidarın bu ülkeye vereceği hiçbir şey yoktur. Ben onun vatanseverliğinden kuşku duyarım. Gittiğiniz her yerde anlatın, cumhuriyetin 100. yılında yabancı askerleri bunlar Türkiye Cumhuriyeti devletine çağıracaklar. Neymiş terörle mücadeleymiş. Bu topraklarda yabancı asker postalı istemiyoruz.
Cumhuriyetin 100. yılını büyük bir coşkuyla kutlamalıyız, koşmalı, oynamalıyız. Sevincimizi paylaşmalıyız. Başta Mustafa Kemal Atatürk ve bu yolda şehit olanlara Allah'tan rahmet diliyoruz. Onlar Türkiye'yi var eden insanlardır. Filistin'de çocuklar ölüyor, şenliği erteleyelim diyorlar. 100 yıl sonra mı bir daha şenlik yapacaksınız. Bunlar şenlikten ne anlıyorlar? Şenlik demek Anıtkabir'e gitmek demek, törenler düzenleyip kutlamak, anmak demek. Katar Büyükelçimiz gitmiş düğüne. Fotoğrafa baktım, bu büyükelçi olamaz. İki eli önünde, süt dökmüş kedi gibi duruyor. Vallahi bu büyükelçi değildir dedim. Telefon ettim bu kim diye. Dışişlerinin yetiştirdiği birisi değilmiş.
Bütün hedefimiz, Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandırmaktır. Bizim belediyelerin olduğu yerlerde bütün sokaklar ve caddeler kırmızı beyaz olacak. Bayrağımızın rengi olacak. Cumhuriyetimizi sevinç ve coşku ile kutlayacağız. Konserler, bordo gösterileri, fener alayları, dans gösterileri, tiyatro gösterileri, müzik dinletileri… Bütün bunların tamamı gerçekleşecek... Yani CHP 100 yıllık Cumhuriyeti coşku ile kutlayacak."
Çağdaş uygarlığı yakalamak ve onu aşmak demektir. Yurtta barış dünyada barış demektir. Eğitimde tam eşitliktir. Aydınlanma demektir. Kadın erkek eşitliği demektir. Adalet ve liyakat demektir. Cumhuriyet inançları siyasete malzeme etmemek demektir. Düşünceyi özgürce ifade etmek demektir. Bunlar yoksa orada cumhuriyet de demokrasi de yoktur. Cumhuriyet demokrasiyi inşa etmek demektir. Yaşasın Cumhuriyet, yaşasın Türkiye Cumhuriyeti ve 100 yaşını dolduran yaşasın Cumhuriyet Halk Partisi." (HABER MERKEZİ)