Zengin olmaya çalışanlar için borsa
Halbuki borsanın “büyük balık”ları, asgari ücretini ve bursunu, harçlığını eritmemeye çalışan emekçilerin yerine de kazanıyor, tam da onların borsada kaybettikleri parayı kazanıyor
![Zengin olmaya çalışanlar için borsa](https://staimg.evrensel.net/upload/dosya/119461.jpg)
Fotoğraf: Pixabay
Efe Ata DOBUR
Memduh BİLGİLİ
ODTÜ
Enflasyon karşısında gün be gün artan tüketim eğilimine ek olarak halkın büyük bir kesimi, ceplerindeki deliği biraz olsun küçültmek adına başka yollara başvurmaya gözünü dikti. Bunlardan biri, kuşkusuz ki, borsa.
BORSA NEDİR
Borsa, temelde tahvil ve hisse olarak ikiye ayrılan finansal araçlar ve türevlerinin alınıp satıldığı finansal piyasa çeşitidir. Yalnızca, üretim sürecinde işçiler tarafından üretilen ancak sermayedar sınıfa peşkeş çekilen artı-değerin market cinsi olarak borsa, dijitalleşen dünya ile kapitalizmin küreselleşmesinin en kullanışlı aracı olarak karşımıza çıkıyor.
BIST100, Borsa İstanbul’da işlem gören piyasa ve işlem hacmi açısından en yüksek yüz hisse senedinin performansını ölçmek maksadıyla kullanılan gösterge, 2020 yılıyla başlayan buhranın ardından günümüze kadar %650’yi aşan hacim artışları yaşadı. Bu devasa rakamların yarattığı etki sonucunda borsa, son yıllarda etkisini daha da fazla hissettiren ekonomik çöküntüden bir kaçış yolu olarak gençlerin hayatında daha fazla yer kaplamaya başladı. Burslar ve harçlıklar rahat bir üniversite hayatı sağlayamıyor. Halbuki borsanın “büyük balık”ları, asgari ücretini ve bursunu, harçlığını eritmemeye çalışan emekçilerin yerine de kazanıyor, tam da onların borsada kaybettikleri parayı kazanıyor.
REKABET VE TEKNİK DEĞİL SPEKÜLASYON VAR
Bu büyük balıkların gözlerine kestirdikleri hisse senedini satın alarak, o hisse senedi çok da matah bir değere sahipmişçesine değerli göstermesi işlemi spekülasyon olarak adlandırılır. Hisse senetlerinin ezici çoğunluğunu toplayan spekülatörler, hisse senetlerinin fiyatlarının en büyük belirleyicisi olarak karşımıza çıkıyor. Spekülasyon yaratacak güce sahip oluyor olmanın getirisi ise fonların riskini belirliyor olmak, ister satarlar risk puanı artırır ister toplar göstergeleri yeşile boyarlar. Karteller bir masanın etrafında oturup geleceğimizi karartmayı planlamıyor olsalar bile borsada yapılan her işlem tahvil satan şirketin saatliği otuz liradan hafta sonu vardiyasına dönüşüyor.
Yapılan her işlem, kaçak göçek kesilen ormanlarda aranan bakır madenlerine dedektör oluyorken bizlere burada düşen sadece seyirci kalmak olmamalı. Toplumsal her alana emekçiden yana politik ajandayı götürürken gençlik olarak yıkımı kabullenmemek, yıkımın karşısında durmak ve tüm politik süreçlerin takipçisi olmak gerekli.
BORSA EMEK SÖMÜRÜSÜNÜN BİR TÜREVİ MİDİR?
Şirketlerin sıcak parayı kasalarına doldurmak amacıyla sattığı tahvil ve kredi genişlemesi ne anlama geliyor? Bu sorunun cevabını genişleme derken ne demek istediğimiz veriyor. Ekonominin “yapısal” sorunları sahiden “reform”lar ile çözülecek cinsten meseleler mi? Hisse ve tahvil işlemleri belki şirketlerin “hissedar”larının keselerine iyidir, peki ya şirketlerin “hissedarı olmayan paydaşları” için ne demeli? Milli Hasıla’nın yıl geçtikçe büyüyen değeri, emekçinin refah seviyesini yansıtmadığı gibi büyüyen tahvil ve kredi genişlemesinin hisse temettülerinden* ve holdinglerin kârlarından dağıtılmadıkça kaçınılmaz sonucun konkordato** olmasa da maaşlı çalışan yurttaşlar için korkunç hayal kırıklıkları yaratacağının tarafındayız. 2023 yılı pay ilk halka arzları yaklaşık 46,7 milyar TL ve kimse Türkiye’ye “helikopter”*** üzerinden para fırlatmıyor. Henüz uygulanmamış emeğe, balta girmemiş ormandaki toprağa bile koyulan bu ipotek, geleceğimize yönelik borçlanma senetleri cinsinden ifade ediliyor iktisatçılar tarafından. Kredi genişlemesi ve tahvil**** hacimlerinde yükseliş, maaşlı çalışanlar ve çocukları olarak göz ardı ettiğimiz bir olgu, en nihayetinde bize sadece bir gazete haberi gibi geliyor. Halbuki bu borç balonunu madem patlatmaktan korkuyoruz, balonun havasını alıyor olmak adına mümkün olan en kısa zamanda gerek iç gerek dış borçlanma faizleri ile borçlar ödenecek, bu faizlerin ödenmesi için muhasebeciler ve CFO’lar kıllarını kıpırdatmayacaklar. Akbelen, Kaz Dağları ve daha nice örnekler bize gösteriyor ki sermayedar sınıfı, tahvil ve kredi tasfiyeleri için ciğerlerimizi testere ile biçmekten geri durmuyor ve durmayacak. Güvencesiz, sigortasız, kayıt dışı ve sendikasız çalışma koşulları bizleri günbegün tüketirken ve ölüme, yabancılaşmaya ivmeyle sürüklerken tek amaç bizlerin hedeflenen istihdam oranı istatistiklerine “optimize” olmamız. Küreselleşme ve finansallaşma, üretim araçlarının tarumar edilmesinin lojistiğinin yapısını oturtuyor olmak adına borsadan istifade ediyor.
SÖMÜRÜNÜN LOJİSTİK DESTEĞİ AKP’DEN
Bu tahribat sürecinde AKP hükümetinin oynadığı rolü algılamak zor olmasa gerek. Bakan Albayrak döneminde başlayan ödemeler dengesindeki makas payında astronomik artış ile başlayan iç borç ve faiz sarmalı, 2021’deki roketleme dolar kurundaki artış ile beraber ekonominin barında yapılan her milimlik oynama maaşlı çalışanın hayatını daha da altüst etmekte. Hem ortodoks hem heterodoks iktisadı sınıfta bırakan bir iktisat deneyine dönüşen Türkiye, karnesi sıfırlarla dolu bir öğrenci olarak hem kendi halkını sefalete mahkum ederek küresel sermayenin emellerine alet olamayacak kadar üretkenliği düşük bir ekonomi rejimini deneyimledi. Sonuç olarak da ana akım iktisat tahsili ile incelenen bu vaka, kafaları bulandırmaktan öteye gidemiyor. Genç iktisatçı; bütün teoremler, modeller, tarih kupleleri ve Türkiye ekonomisinin topallayan bacaklarının gölgesi altında, bütün bunlardan birer anlam çıkarmaya çalışırken bir çeşit göz çapağı görüşünü zedelemeye çalışıyor. Altında kaldığı yansımanın kör edici ışığından sıyrılıp, “zengin olup kapitalizmden kaçmak” gerekçesiyle kapitalizmin sıcak kollarına koşan sevgili genç iktisatçının; emekçinin refahın sözcüsü, kalemi ve sağlayıcısı olma yolunda koşmaya başlaması umuduyla…
*azanç, kâr payı (TDK)
**anlaşmalı iflas (TDK)
***artan cari açıktan dolayı “fırlatılan” para
****devletin veya özel bir kuruluşun ödünç para almak için çıkardığı, değişik dönemlerde belirli oranlarda faiz getiren yazılı senet; obligasyon.
Evrensel'i Takip Et