27 Nisan 2011 10:24

İşte öyle bir gündür 1 Mayıs…

Günlerin bugün getirdiği; şifreli sınavlar, paralı niteliksiz eğitim, okullarda idare ve polis baskısıdır. Gelen, ‘10 bin biz karşısına dökeriz, 1000 biz karşısına dökeriz’li hesaplaşmalardır, gençliğimiz üzerinden… Günlerin getirdiği, milyonlarca gencin öfkesinin karşısındaki tatminkâr haramzadelerdir.

Paylaş
ÜMİT KARTAL - VELİ ŞAHİN


Günlerin bugün getirdiği, ‘gün’ değil, karanlıktır, bilim yuvalarında; üniversitelerde! Harç parasını ödemek için çalışanlar, çalışırken iş kazasına kurban gidenlerdir. Ortaçağdan kalma müfredatlarla, neredeyse taş devrinden kalma yurtlarda görülen üniversite eğitimi sonrasında ‘her üniversite mezunu iş bulacak diye bir kaide (1)’nin olmamasıdır. Özel Güvenlikçi şovlardır, anne karnında öldürülen çocuklardır. Bir tarafta jaguarlı köşk yemekleri, diğer tarafta coplanan, biberlenen öğrenci temsilcileridir…
Günlerin bugün getirdiği, ‘asgari ücretle geçinemeyen bana oy vermesin (2)’li pişkinliktir. Sigortasızlık, güvencesizlik, işsizliktir…

Bir tarafta sayıları onlarca kat artan dolar milyarderleri, diğer tarafta işsizlikten bunalanlar, milyonlardır…
Günlerin bugün getirdiği, resmi törenlerde, 23 Nisan’larda atılan nutuklar eşliğinde oluşturulan pembe tablolara karşın; birilerinin ‘kutlama’ya, diğerlerinin çöp toplamaya gittiği ‘çocuk bayramları’dır…
Günlerin bugün getirdiği, ‘egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ masalı eşliğinde, Kürt halkının taleplerinin inkar edilmesidir. Adaylarını bile belirlemesi engellenen halkın, “Bakkala söyleyin Kürtlere ekmek de vermesinler (3)”li feryadı, çırpınışıdır. Günlerin getirdiği; her milliyetten halkımızın emek, demokrasi ve özgürlük mücadelesidir.

Ama ölümlerdir aynı zamanda, hem de ‘çocuk bayramı’na günler kala; göğsüne kurşun sıkılarak öldürülen İbrahim Oruç’un acısıdır, günlerin getirdiği… Tarihten bugüne yaşanan tüm ölümlerin sızlayan yarasıdır, hatırlattığı… 

Yüzde 1400 artan tecavüz oranlarıdır, lanet düzenin günleri getirdiği yer! Kadın cinayetleridir, tacizlerdir, tecavüzlerdir günlerden gelen… ‘Çocuk bayramı’nda, çocuklara tecavüz edenlerin ‘üzülmediği’ serbest bırakıldığı günler gelir aklımıza…

Kitapların bahçelere gömüldüğü, toplanıp yakıldığı günlerle ‘hesaplaşma’ adına, basılmamış kitapları toplattığı günlerdir geldiğimiz ‘ak günler’…

‘Kimse hastane kapısında beklemeyecek’ diyenlerin günleri getirdiği yer; parası olmadığı için 6 hastanenin kapısından döndürülen, 7.sinde ‘kader’ine terk edilip öldürülenlerin unutturulmaya çalışılan çaresizlikleridir.

“Ancak Bu Böyle Gitmez, Sömürü Devam Etmez”

Tarih, sınıflar mücadelesi tarihiyse (ki öyledir), bu hep böyle gitmez. Çünkü ‘mücadele edenler her zaman kazanamamıştır belki ama kazananlar hep mücadele edenler içerisinden çıkmıştır.’
Halklar getirir mücadelesiyle güzel günleri... Tarihte ve günümüzde olduğu gibi…

Mutlak denilen kararlar ‘yeniden gözden geçirilir’ halklar mücadele ederse…

‘Tatmin olanlar, çark eder, kaçmaya delik arar.’ İnkâr edenler, bakamaz hale gelir yüzümüze…

‘Bulunduranın da, saklayanın da’ içeri alınacağı tehditleri savrulan kitaplar, sokak ortalarında okunur, yüz binlere ulaşır…

Birleşir ve mücadele ederse halklar; çeyrek asırlık diktatörler yer bulamaz dünyada kendine… %80 oyla baskıcı erklerini sürdürenleri, ‘bunlardan bir şey olmaz’ diye küçümsenen emekçiler devirir. Hep ‘cam bakmaz’; gün gelir, açar halk iktidarlarının yolunu Arap kızları… Dünyanın tüm güzel insanları!

“Yepyeni Bir Hayat Gelir, Bizde ve Her Yerde”

Öyle günler vardır ki, ‘haydi’ demek için… Onlardan en önemlisidir belki de uluslararası işçi sınıfının bayramı…

Birlik, mücadele, dayanışma içerisinde dünyanın her yerinde aynı gün sokağa çıkar mı emekçiler?  Dünyanın başka yerlerinde de ‘şifresizler’ yok mudur? İşçiler, işsizler, köylüler, geleceksiz bırakılan gençler, eşitlik isteyen ezilen halklar var mıdır acaba?

Nasıl olur da ‘yedi iklim dört bucak’ dünya aynı anda ayağa kalkar, sokağa çıkar?

İşte öyle bir gündür 1 Mayıs… Bayramdır, birliktir, dayanışmadır, mücadeledir… Hem öğretmenler gelir bu bayrama, hem öğrenciler; hem işçiler tutar yolunu, hem işsizler; hem kadınlar dökülür tüm renkleriyle sokaklara, hem çocuklar, anneler, teyzeler…

Hem her milliyettendir, her dildendir, her inançtandır sokaklarda türküler; hem tek anadan, tek ‘kaderden’, tek öfkeden, tek sınıftan… İşçiler, emekçiler, dünyayı var edenler…

İş, ekmek ve özgürlük isteyenler milyonlarcadır, milyarlarcadır. Karanlığı ‘gün’ e çevirmek isteyenler, dökülürse sokaklara umudu, “Yepyeni bir hayat gelir, bizde ve her yerde…”

1- Üniversite mezunlarının ‘iş istiyoruz’ talebine karşı cevap veren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
2- 600 TL asgari ücretle geçinilebileceği iddia eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
3- YSK’nın veto kararına tepki gösteren Emek, Demokrasi, Özgürlük Blok’unun İstanbul Bağımsız adayı Sırrı Süreyya Önder

ÖNCEKİ HABER

"Çılgın proje değil adalet istiyoruz"

SONRAKİ HABER

Şifresiz YGS’liler haydi 1 Mayıs’a!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa