26 Ekim 2023 21:37

Haklarımız için yaşamak için mücadeleye!

Yurtta odalardan, üniversitede sınıflardan başlayarak en geniş dayanışma ve mücadele ağlarını kurmak için harekete geçelim. Kaybettiğimiz sıra arkadaşlarımızın hesabını örgütlü mücadele ile soralım.

Görsel: Pixabay

Paylaş

Mert AKYILDIZ

ADANA

 

Dün gece Aydın Güzelhisar Kız Öğrenci Yurdunda yaşanan asansör faciasında bir sıra arkadaşımız yaşamını yitirdi. Yurt öğrencilerinin olay gerçekleşmeden önce defalarca yurt müdürünü ve memurları ikaz etmesine rağmen asansörün tamir edilmemesi yaşananların kaza değil göz göre göre cinayet olmasına yol açmıştır. Öncesinde hiçbir önlem almayan yurt müdürü, KYK Müdürlüğü ve Gençlik Spor Bakanlığı ise kazadan sonra öğrencileri suçlayan açıklamalar yapmaktan geri durmadılar. Başta Aydın olmak üzere üniversite öğrencilerinin protestolarının ardından ise yurt müdürü açığa alındı. Ancak tek başına yurt müdürünün açığa alınması yetmez. KYK Müdürlükleri, Gençlik Spor Bakanlığı ve hatta YÖK bu cinayetin failleridir! Öğrencilerin eğitim ve barınma hakları anayasayla güvence altına alınmıştır ve bu hükmü uygulaması gereken tüm kurumlar yurt binalarında yaşanan her türlü olumsuzluktan sorumludur. Asansör dâhil tüm teknik denetlemeler başta Gençlik Spor Bakanlığının yükümlülüğündedir. Bu yüzden öğrencilerin haklı tepkisiyle birlikte sadece yurt müdürünü açığa almak, yeterli değildir, aynı zamanda olayın esas sorumlularını gizlemek üzere bir hamledir.

Son haftalarda üniversite öğrencilerinin yaşadığı sorunlar maalesef bu vahşetten ibaret değil. İki hafta içerisinde 3 öğrenci arkadaşımız yaşadıkları ekonomik sorunlar ve gelecek kaygısı yüzünden intihar etti. Eskişehir Teknik, Anadolu ve On Sekiz Mart Üniversitelerinde okuyan arkadaşlarımızın hayatlarına son verme sebepleri bugün milyonlarca öğrencinin yaşadığı sorunların birebir aynısı! İki hafta içinde gerçekleşen üç ölüm de bu yüzden tesadüf değil ve asansör olayında olduğu gibi cinayettir! Çünkü, öğrencilerin geleceği çalınıyor, açlık sınırında yaşamaya mahkum ediliyor, işsizlik kıskacına alınıyor. 15 Ekim günü Evrensel Gazetesi’nin manşetinden verdiği bilgiler de bunu doğruluyor. Habere göre 2008 ile 2021 yılları arasında Türkiye’de antidepresan kullanımı yüzde 85 artış gösterirken her gün 4,5 milyon adet antidepresan ilacı tüketiliyor. Bilimsel bilgi üretmek, sosyal bir öğrenim ortamına kavuşmak için adım attığımız üniversiteler öğrenciler için karamsarlık yuvası olmak zorunda değil. Üniversitelere gerekli bütçe sağlandığında öğrenciler için nitelikli barınma ve beslenme, ücretsiz ulaşım sorunu kolaylıkla çözülebilir. Esas sorun şu ki, bu çözüm nasıl gerçekleşecek?

Ülkeyi yönetme iddiasında olanlar bizlerin geleceğini çalıp tekellerin, patronların geleceğini garanti altına alıyor. Sayısız vergi affıyla, devlet olanaklarının şirketlere akıtılmasıyla bizleri yoksulluğa sürükleyenler, baskı ve sindirme politikalarıyla ise yalnızlık ve umutsuzluğun ülkesini yaratıyor. Sorunların büyüklüğü karşısında, yanı başında aynı sorunlarla boğuşsalar da yan yana gelemeyen Türkiye gençliği karamsarlığın içine sürükleniyor. Tam da bu sebeplerle, tek adam yönetimi bu ölümlerin esas sorumlusudur. Öyle ki, bu 4 öğrenci ölümünde de gerçek sorumlular yargılanmıyor, hatta bu konu yasa uygulayıcısı hükümet ve tek adam rejimi tarafından gündeme dahi getirilmiyor. İki olay özünde farklı gibi görünse de ikisi de aynı yönetim, aynı rejim tarafından gençliğe biçilen roldür. Öğrenci gençliğin bugünkü sorunu “Nasıl hayatta kalırız?​” sorusuna cevap aramak duruma gelmiştir. 

Geleceğimiz için vereceğimiz mücadele doğrudan bugünün konusu olarak önümüzde duruyor. Yurtta odalardan, üniversitede sınıflardan, sıralardan başlayarak en geniş dayanışma ve mücadele ağlarını kurmak için harekete geçelim. Tüm Türkiye gençliği, yaşam ve eğitim koşullarının iyileştirilmesi, sorumlu kurumların hesap vermesi, tek adam yönetiminin baskı ve saldırıları karşısında örgütlü ve bir arada olmalı. Haklarımız için, yaşamak için mücadeleye! 

ÖNCEKİ HABER

Metin Lokumcu davası: Polislerin hiçbiri olay tutanağını hatırlamadı

SONRAKİ HABER

Bakûr Belgeseli davası 14 Aralık 2024'e ertelendi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa