28 Ekim 2023 15:22
Son Güncellenme Tarihi: 29 Ekim 2023 00:47

Gazzeli binlerce işçi nerede?

Savaş başladığında İsrail’de çalışan binlerce Gazzeli işçiden haber alınamıyor. İnsan hakları grupları, İsrail’de çalışma izinleri iptal edilen işçilerin gözaltı kamplarında tutulduğunu ileri sürüyor.

Fotoğraf: AA

Paylaş

Savaş başladığında İsrail’de çalışan binlerce Gazzeli işçiden haber alınamıyor. İnsan hakları grupları, İsrail’de çalışma izinleri iptal edilen işçilerin gözaltı kamplarında tutulduğunu ileri sürüyor. İsrail ise işçiler hakkında bilgi vermeyi reddediyor. Filistin yönetimi çalışma bakanı, yaklaşık 4 bin 500 işçiden haber alınamadığını açıklamıştı.

El Cezire’nin haberine göre, insan hakları grupları ve sendikalar, bazı işçilerin İsrail’de çalışma izinlerinin iptal edilmesinin ardından işgal altındaki Batı Şeria’da bulunan askeri tesislerde yasa dışı olarak alıkonulduklarına inanıyor.

Hamas 7 Ekim’de İsrail’in güneyine saldırdığında ve ardından İsrail Gazze’ye saldırı başlattığında Gazze’de yaşayan yaklaşık 18 bin 500 kişinin Gazze dışında çalışma izni bulunuyordu. Çatışmalar başladığında İsrail’de bulunan işçilerin sayısı tam olarak bilinmemekle birlikte, binlercesinin İsrail ordusu tarafından gözaltına alındığı ve açıklanmayan yerlere nakledildiği düşünülüyor.

Gazze doğumlu Filistinli bir işçi olan Velid (adı değiştirildi), İsrail’in Gazze’ye başlattığı ve şimdiye kadar 7 binden fazla kişinin ölümüne neden olan ve üç haftadır devam eden bombardıman başladığında 25 yıldan fazla bir süredir işgal altındaki Batı Şeria’da yaşıyordu. 8 Ekim’de işe giderken tutuklandı ve Anatot olarak da bilinen Almon bölgesinde, İsrail’in işgal altındaki Doğu Kudüs’te el koyduğu Filistin kasabası Anata’nın kalıntıları üzerine inşa edilen bir tesiste gözaltına alındı.

ÜÇ GÜN BOYUNCA KAFESTE TUTULDU

İnsan hakları örgütlerine göre bu tesis, İsrail hükümetinin yüzlerce işçiyi uluslararası hukuku ihlal ederek keyfi bir şekilde gözaltında tutmak için kullandığı tesisler arasında yer alıyor.

İsrail merkezli insan hakları örgütü HaMoked’e verdiği ve El Cezire tarafından da görülen yazılı ifadesine göre, misillemeden kaçınmak için gerçek adı ve kişisel bilgileri gizli tutulan Velid, üç gün boyunca çatısı olmayan bir “kafeste”, güneşin altında ve yiyecek, su veya tuvalete erişim olmadan tutulduğunu anlattı.

Daha sonra yüzlerce işçinin kimyasal bir tuvalet kabinini paylaştığı yaklaşık 300 metrekarelik bir alana taşındı. Kızıl Haç ile irtibata geçmek istediğinde askerler tarafından küfür edildi ve dövüldü.

Velid, İsrailli memurların Gazze’de doğmuş olmasına rağmen Batı Şeria’da ikamet ettiğini tespit etmelerinin ardından serbest bırakıldı. Velid’in ifadesi, 7 Ekim’den bu yana Gazze’deki işçilerin iletişimsiz ve yasal temsilden yoksun olarak tutuldukları gözaltı merkezlerinden şu ana kadar çıkan az sayıdaki ifade arasında yer alıyor.

EN AZ 400 BAŞVURU

HaMoked İcra Direktörü Jessica Montell yaptığı açıklamada, “[7 Ekim] saldırılarından önce İsrail’de çalışan insanların aile üyelerinden yüzlerce telefon alıyoruz” dedi.

Montell, şu ana kadar 400’den fazla kayıp yakını ve arkadaşının örgütle temasa geçtiğini ve bir yandan İsrail’in bombardımanları ve topyekün kuşatmasından kurtulmaya çalışırken bir yandan da sevdiklerinin izini sürmeye çalıştıklarını söyledi. Gazze sakinlerinin iletişimi giderek daha fazla kesildiği için bu çağrılar geçtiğimiz hafta giderek azaldı.

HaMoked, çalışmalarının bir parçası olarak, nerede tutulduklarını öğrenmek için düzenli olarak İsrailli yetkililere tutukluların isimlerini gönderiyor: “İsrail ordusunun 24 saat içinde bize kimi tuttuklarını ve hangi yerde tutulduklarını bildirmesi gerekiyor. Ancak tüm bu Gazzeliler için, bize [onların] doğru adres olmadığını söylediler. Nerede tutuldukları, kaç kişi oldukları, hangi koşullar altında, hangi yasal statüde tutuldukları belli değil diye bir şey olamaz” diye ekledi.

Aralarında HaMoked’in de bulunduğu altı yerel örgüt, İsrail Yüksek Mahkemesine tutukluların isimlerinin ve tutuldukları yerlerin açıklanması ve insani koşullarda tutulmalarının sağlanması için dilekçe verdi.

Dilekçe sahiplerine göre, Filistinlilerden bazıları Velid’in gözaltına alındığı Almon bölgesinin yanı sıra Ramallah yakınlarındaki Ofer’de ve güney Naqab veya Negev çölündeki Beer al-Sabe (Be’er Sheva) yakınlarındaki Sde Teyman’da gözaltına alındı.

Çatışmalar başladığında ve Kuzey Gazze’ye açılan Beyt Hanun (İsrailliler arasında Erez olarak bilinir) kapısı kapandığında, işçiler Filistinlilerin arasına karışmak için Batı Şeria’ya gitmeye çalıştı.

ÇALIŞMA İZİNLERİ İPTAL EDİLEREK ‘YASA DIŞI YABANCILAR’A DÖNÜŞTÜRÜLDÜLER

Ancak 10 Ekim’de İsrail’in Topraklardaki Hükümet Faaliyetleri Koordinatörü (COGAT) Gazze sakinlerine daha önce verdiği tüm çalışma izinlerini iptal etti ve izin sahiplerini anında “yasa dışı yabancılar” haline getirdi.

El Cezire, İsrail ordusunun yanı sıra işgal altındaki topraklarda izin sistemini kontrol eden COGAT ile de temasa geçti. Her iki kurum da izinleri iptal edilen işçilerin sayısı, kaçının hangi gerekçelerle hapse atıldığı gibi konularda yorum yapmayı ya da daha fazla bilgi vermeyi reddetti.

Filistinlilerin hareket özgürlüğünü savunan İsrailli insan hakları örgütü Gisha’nın Savunuculuk Direktörü Miriam Marmur, durumun “Eşi görülmemiş” olduğunu söyledi.

Marmur, “Elbette, herhangi bir noktada, İsrail tarafından idari gözaltında tutulan binlerce Filistinli var. Ancak bunlar toplu halde tutulan ilk Filistinliler. Gözaltıların niteliği, insanların izinlerinin iptal edilmesi ve İsrail’in şu ana kadar nerede olduklarına dair herhangi bir bilgi vermeyi reddetmesi... Bu daha önce gördüğüm bir şey değil” dedi.

Marmur tutuklamaların “Yasa dışı olduğunu ve uluslararası hukuku ihlal eden intikam eylemleri gibi göründüğünü” de sözlerine ekledi.

Velid’in ifadesine göre, bir gözaltı kampındaki görevlilerden biri tutuklulara Gazze’de İsrailli rehineler olduğu sürece serbest bırakılmalarının mümkün olmayacağını söylemiş. Marmur, “Bu resmi bir açıklama değil, ancak en azından bu işe karışan bazı kişiler için bu işçileri pazarlık kozu olarak kullanma arzusu olduğunun bir göstergesi” dedi.

Hamas’ın 2007’de iktidara gelmesinden bu yana tüm sınır kapıları İsrail ya da Mısır’ın kontrolünde olduğu için İsrail’in izin sistemine göre Gazze Şeridi’nden çok az Filistinli bölgeyi terk edebiliyor.

İzinler, İsrailli yetkililerin incelemesinin ardından çalışma, sağlık ve insani nedenlerle verilebiliyor. Genel işsizlik oranının yüzde 45 olduğu ve genç işsizliğin yüzde 70’e yükseldiği Gazze’den gelen işçilerin çoğu, İsrail’de ücretin birkaç kat daha yüksek olduğu el işlerinde çalışıyor.

4 BİN 500 İŞÇİDEN HABER ALINAMIYOR

İsrail’deki Arap azınlık haklarının yasal merkezi Adalah’ın Direktörü Hassan Jabareen, “İnsanların kapana kısıldığı, evlerine gidemediği ve bir tür kampa konulduğu böyle bir durumla hiç karşılaşmamıştık” dedi: “Bunlar sadece işçilerdi. Tek karşılaştırma belki de [belgesiz] mültecilerle yapılabilir.”

Filistin yönetimi çalışma bakanı, yaklaşık 4 bin 500 işçiden haber alınamadığını ve bu kişilerin İsrail güçleri tarafından gözaltına alındığına inanıldığını açıkladı. İsrail medya kuruluşu N12, Gazze’den 4 bin Filistinlinin saldırıya karışmış olma ihtimalleri nedeniyle İsrail nezarethanelerinde sorgulandığını bildirdi.

Filistinli Mahkumlar Derneğinin tahminlerine göre, Gazze’deki işçilerin yanı sıra İsrail güçleri 7 Ekim’den bu yana Batı Şeria’da yaşayan 1450’den fazla Filistinliyi gözaltına aldı.

MAHKUMLARA İŞKENCE

Tutuklamalar, insan hakları örgütlerinin cezalandırıcı önlemler anlamına geldiğini söylediği yasa ve değişikliklerin arka planında gerçekleşti.

18 Ekim’de Knesset olarak bilinen İsrail parlamentosu, Filistinli mahkumların en az 4.5 metrekare alana sahip olma hakkını ellerinden alan geçici bir planı onaylayarak, eskiden beş kişinin kaldığı hücrelerde iki katından fazla kişinin kalmasına olanak sağladı.

‘İsrail İnsan Hakları İçin Hekimler’e (PHRI) göre, yetkililer ayrıca elektrik ve su kaynaklarına erişimi kesti, günlük yemek sayısını sınırladı, mahkumları hücrelerine kapattı ve tıbbi kliniklere erişim ile yasal temsilciler ve diğer yetkililerin ziyaretlerini engelledi. Son çatışmaların başlamasından bu yana en az iki mahkum gözaltındayken hayatını kaybetti.

PHRI Vaka Yöneticisi Naji Abbas El Cezire’ye yaptığı açıklamada “İsrailli yetkilileri uluslararası hukuka uymaya ve yemek, su ve ziyaretlere izin vermeye çağırıyoruz. Ve Filistinli mahkumlardan intikam almayı bırakmalarını istiyoruz” dedi. (DIŞ HABERLER)

ÖNCEKİ HABER

Güzelhisar KYK yurdunda öğrenciler ihmale öfkeli: Asansör bozuk, adalet gibi

SONRAKİ HABER

"İsrail cuma gecesi Gazze'de yüzlerce binayı yerle bir etti"

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa