"Büyük Filistin Mitingi"nin ardından AKP seçmeninin umudu
Erdoğan belli kesimler açısından aynı anda hem yüksek tondan konuşmayı hem de sözlerinin arkasını boş bırakmayı meşru bir zemine oturtmayı başarabilmiş gibi gözüküyor.
Fotoğraf: Evrensel
Nisa Sude DEMİREL
İstanbul
AKP İstanbul İl örgütü Filistin’e destek için dün Atatürk Havaalanı’nda Büyük Filistin Mitingi düzenledi. Alana sahneye ek olarak pek çok ekran yerleştirdi, Erdoğan’ın konuşması öncesinde Yusuf İslam gibi isimler sahne aldı. Sahne önüne ayrılan alan tamamen dolmuş olsa da ekran yerleştirilen alanların büyük kısmı boş kaldı. Miting katılımcıları da ara ara daha büyük bir kalabalık beklediklerini tekrarladı. Toplu taşımanın ücretsiz olması ve pek çok ilçeden ve bazı çevre illerden onlarca servis aracının kalkmasıyla doldurulan miting alanında, günlerdir Filistin’e dair “soğukkanlılığını” koruyan Erdoğan’dan Filistin’e dair daha fazlasını duymayı bekleyen katılımcılarla konuştuk.
"‘GÜÇLÜ TÜRKİYE" VE İLİŞİĞİ KESME GÜCÜ İKİLEMİ
Metrodan indikten sonra miting katılımcılarını seyyar satıcıların yanı sıra “Kahrolsun İsrail demekle İsrail kahrolmuyor” sesleri karşıladı. Bir süredir beylik lafların altının hiçbir yaptırımla doldurulmaması düşünülünce kulağa doğru gibi gelen bu sözlerin hedefi ise iktidar değil miting katılımcıları. Filistin’e gideceği söylenen yardım stantlarının başındaki görevliler sık sık bu sözleri tekrarlıyor. Bu eğilim yardım toplama stantlarına özgü de değil. Mitingde konuştuğumuz katılımcıların bazıları Erdoğan’ın mitingde de yalnızca “İslami ve insani” olduğunu vurguladığı Filistin meselesinde sorumluluğu büyük oranda kendisine ve “İslam alemine” yıkıyor. Örneğin katılımcıların çoğu gibi mitinge yiyeceğiyle içeceğiyle bir hafta sonu etkinliği gibi gelmiş orta yaşlarında bir kadın olan Seyran, iktidarın bir adım atıp atmayacağı konusunda, “Zaten bizi savaşa çekmeye çalışıyorlar. Asıl biz Müslümanlar olarak çok sessiziz” diyor. O zaman Filistin’le nasıl dayanışılacağı konusunda “Belki bir şeyler yapıyorlardır arkadan ama biz her şeyi bilemeyiz” diyor.
Alanda dikkat çeken noktalardan biri ise alandaki Türk bayrağı yoğunluğu. Girişte satılan Filistin bayraklarına ek olarak alanda sürekli Türk bayrağı dağıtılıyor, birçok noktada büyük Türk bayrakları tutmak için görevlendirilmiş insanlar var. Yalnızca Filistin bayrağı tutan katılımcılara görevliler Türk bayrağı vererek “Bayrağı çiftleyelim” diyor.
Dronelarla çekilmiş görüntülerde görüldüğü gibi miting boyunca da öfkeden ziyade coşkulu bir hava, zafer vurguları tercih ediliyor. Sürekli olarak “Bir sonsuzluk çağrısı” gibi hareketli marşlar yüksek sesle çalınıyor, katılımcılara “zafer yakındır” gibi sözler tekrar ediliyor. Erdoğan’ın “Öyle büyük bir millet ve devletiz ki ne gücümüz ne derdimiz ne mücadelemiz sadece kendi sınırlarımızda kaimdir. Yarın cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılının coşkusunu yaşarken bugün Gazze için yüreklerimizin yangınını cümle aleme haykıracağız. Tıpkı geçmişte Trakya'da, Balkanlar'da, Kafkaslar'da, Doğu Akdeniz kıyılarının her karışında, Orta Asya'nın, Güney Asya'nın, Afrika'nın dört bir yanında bir zamanlar biz de millet hem nasıl bir milletmişiz gelmişiz dünyaya millet, milliyet nedir öğretmişiz” sözleri de mitingdeki “Türkiye yüzyılı, güçlü Türkiye” imgelerini destekliyor.
BİR ŞEY YAPILMALI, ANCAK KİM YAPACAK?
Ancak konu İsrail’e bir ambargo uygulamaya gelince “güçlü Türkiye” ifadelerini bir “ama” takip ediyor. Örneğin Ayşe “Bir şeyler yapılmalı bir an önce” diyor ama bir ambargonun ya da ilişkileri kesmenin mümkün olduğundan emin değil. Veya AKP Gençlik Kollarından Salih ve Kaya da şu an yaşanılan ekonomik sıkıntılar nedeniyle ambargo uygulanamayacağı kanaatinde. Mitingde konuştuğumuz bir başka genç ise daha önce Atatürk Havalimanına Teknofest için gelmiş. Ekrem de her ne kadar Teknofest’te “Milli Teknoloji Hamlesine” şahit olmuş olsa da henüz başkasına muhtaç olmamak için vakit olduğunu düşünüyor. “Evet İHA’lar, SİHA’lar var ancak henüz İsrail’le savaşacak güçte değiliz” diyor. Erdoğan belli kesimler açısından aynı anda hem yüksek tondan konuşmayı hem de sözlerinin arkasını boş bırakmayı meşru bir zemine oturtmayı başarabilmiş gibi gözüküyor.
BOYKOT SÜRDÜRÜLEMİYOR, BEKLENTİ BÜYÜYOR
Ancak ambargo veya ilişiği kesme çağrısı da azımsanacak gibi değil. Örneğin mitingde sahne alan şarkıcı Ömer Karaoğlu’nun “Devlet büyüklerimize, Cumhurbaşkanımıza bir çağrım var. Devletimiz elinden geleni yapıyor ancak artık biraz fiili yaptırımlara ihtiyaç yok mu?” sözlerine alandan büyük destek geliyor. İsrail’in saldırısının ardından konsolosluğun önünde kontrol altında tutulamayan kalabalığın büyük kısmının fiili adım talebini karşılamak için coşkulu bir miting ya da mitingde üstüne basarak tekrar edilen “Netanyahu nasıl teröristse Hamas'ta teröristmiş. Yazıklar olsun. Hamas nedir, Hamas kimdir bundan bihaber olan bedhahlar talihsizler var” ya da “İsrail sen bir işgalcisin, sen bir örgütsün” sözleri yeterli olmayacak gibi duruyor. Bu “üstten konuşmaları”, “netliği” takdir ettiğini söyleyen miting katılımcıları olsa da uzun zamandır AKP seçmeninin benimsediği tekil boykot örnekleri ekonomik krizle beraber sürdürülebilir olmuyor. Hatta Filistin’den bahsederken ağlayan Emine bile “Ariel almayıp Arap sabunu mu alalım?” diyebiliyor.
Erdoğan’ın konuşma biçimi takdir toplamıyor değil ancak 21 gün boyunca İsrail’i savaş suçlusu olarak nitelendirmekten öteye gitmeyen Erdoğan’ın seçmenini, bu politikanın yalnızca hamaset olduğuna ikna etmek de dünden daha kolay gözüküyor. Bunun en açık örneğini miting girişinde düdük satan AKP seçmeni İlhami’de görüyoruz. Çalıştığı tekstil atölyesinin sürekli ücretsiz izne çıkarmasıyla dört çocuğunu geçindirmekte zorlanan İlhami, mitinglere düdük satmaya geliyor. Havalimanındaki mitinglerde en az 3000 TL kazandığını ancak bu sefer 1000 TL’yi ancak gördüğünü anlatan İlhami’ye mitingi nasıl bulduğunu sorduğumuzda sesini alçaltarak şöyle cevap veriyor: “Ben sana bir şey diyeyim mi? Bu miting falan boş iş. Bak Biden gidiyor İsrail’e açıktan destek veriyor. Sen de git Filistin’e, neden gitmiyorsun? 50 yıldır yapılıyor bu mitingler, ne oldu? Böyle olmaz bu artık, bak günlerdir füze yığıyorlar Filistin’e”