İnsanca yaşamak istiyoruz!
Her öğrencinin temel haklarının eşit şekilde karşılandığı bir eğitim-öğretim istiyoruz. Biz bir sıra arkadaşımızı daha gençliğinin en güzel çağında kaybetmek istemiyoruz.
Fotoğraf: Pexels
Sena A.
İstanbul Üniversitesi
Geçtiğimiz pazar günü Eskişehir Anadolu Üniversitesinden Resul arkadaşımız bunalım sonucunda hayatına son verdi. Biz sayılı isim duyuyoruz ancak bizim görmediğimiz ve bilmediğimiz yerlerde birçok sıra arkadaşımız bu sorunlarla tek başına mücadele ederek hayatta kalmaya çalışıyor. İktidar, halihazırda zengin olan bir grubu daha da zengin etmeye devam ederken; bazen arka yan ve ön sıralarımızda, bazen bir raylı hatlar istasyonunda, “Cebimde 1 lira param kaldı” diyerek hayatına son veren arkadaşlarımızın acılarını paylaşıyoruz. Kendi öğrencisini görmeyen iktidar, bir öğün ücretsiz yemek ve sınırsız su önergesine ret verirken, biz arkadaşlarımızı kaybetmeye devam ediyoruz.
BİZ ÇÖKÜYORUZ BİR GRUP ZENGİNLEŞİYOR
Bu gitgide çöken kapitalist sistem içerisinde ölenler yine öğrenciler olurken, bir grup oturduğu yerden zenginleşmeye devam ediyor. Bize düşense sarayın lokantasında 1 hafta beslenmemize bile yetmeyecek olan 1250 TL kredi… Bir de bizden bu parayla 1 ay geçinmemiz bekleniyor. Tabii sonrasında ödeme koşulunun da altını çizmeden geçmeyelim. İstanbul Üniversitesi yemekhane ücretine %150 zam yaparak 15 liraya yükseltiyor mesela. Eğitim kalitesi gitgide düşerken okumamızın önüne bir de ekonomik engeller çıkıyor. En basit okul yemekhanesinin bile ay bazında hesaplandığında biz öğrencileri büyük bir külfet altına alması, bunun en büyük örneği. Bu kapitalist sistemde bir grup insan bol etli yemeklerle beslenirken biz öğrenciler bir okul yemeğine bile muhtaç hale getiriliyoruz. Bu bir grup zengini daha zengin hale getirenler, sözde ülkesinin geleceği olarak gördüğü öğrencileri aç bırakmakta, bizleri geleceksizliğe mahkûm etmekte bir beis görmemektedir. Barınma, beslenme gibi temel haklardan bile bizleri mahrum edenler gençliğimizi elimizden her geçen gün milim milim alırken sıra arkadaşlarımızın tarikat yurtlarında intihar etmesi bizlere dokunmakta ve bu düzende yaşamaya çalışmak bizler için iyice zor hale gelmektedir.
Bizler, her öğrencinin eşit haklarda eğitim görmesi, her öğrencinin temel haklarının eşit şekilde karşılandığı bir eğitim-öğretim istiyoruz. Biz bir sıra arkadaşımızı daha gençliğinin en güzel çağında kaybetmek istemiyoruz. Bu dert Sibel’in, Enes’in, Resul’ün değil hepimizin derdi, ancak bir sıra arkadaşımızın daha sonu olmasın.