Kalacak bir yataktan ibaret barınma çözümü!
Çeşitli sorunlara kendimiz çözüm ürettiğimiz gibi bu sorunlarla da nasıl baş edeceğimizi yalnız değil hep beraber bulabiliriz.
Fotoğraf: Unsplash
Emirhan KÖLEMEN
Cerrah Mehmet Paşa KYK Erkek Yurdu
İstanbul
Yurtların yetersizliği nedeniyle Türkiye genelinde birçok üniversitenin açılış tarihi ertelenmiş, bu sırada halihazırdaki yurt inşaatlarının hızlandırılarak bitirilmesi ve çeşitli kapasite artışları çözüm olarak sunulmuştu. Ancak açılmasını okul tarihinden bir hafta öncesinde beklediğimiz yurdumuz okulların açılış tarihinden bir gün öncesine kadar açılmadı. Okula gelirken yaşadığımız bu durum, kalacağımız yurdun planlamasında da kendini gösteriyordu. Benim de bu mektubu yazarken anlatmak istediklerim bu noktadan başlıyor. Yurda yerleşmek için ilk gittiğimiz gün fark ettik ki yeni yapılmış yurdumuz henüz inşaat tamamlamadan açılmıştı. Yurda gittiğimiz an hepimiz şok geçirdik. İnşaat hala bitmediği için birçok inşaat malzemesi ve artıklar ortalıkta duruyordu. Bu şoku atlatmaya çalışırken kaygılı bir şekilde odalarımıza yerleşmeye çalıştık ama nafile. Derslerin başlamasına bir gün kala açıldığı için hepimiz bir telaşla kendimizi yurda atmıştık. Ama sayılarımız neredeyse dört bine ulaştığından uzun bir süre odalarımıza yerleşmek için bekledik. Farkında olmasak da gireceğimiz sıralardan ilki olacaktı bu bekleme.
Nihayetinde odalarımıza ulaştığımızdaysa bir başka üzücü durumla karşılaştık. Toz içinde olan odalarımızda gerekli eşyalar yoktu. Çamaşır makinesinden buzdolabına bırakın odamızı kat başına bile bulunmuyor. Geçen günlerde bütün bir blok olarak kullandığımız bir çamaşırhane kuruldu ancak bu süreye kadar bir çoğumuz gidebileceğimiz akrabamız da olmadığından hijyenimizden ödün verdik. Bir de süren inşaat problemi var. Giriş katların inşaatı tamamlanmadığından normalde bütün bir bloğa dağılacakken üst katlara sıkıştık. Peki inşaatı tamamlanan katlara çıkabilmek için gereken asansörlerin bozuk olduğunu söylemiş miydim? Evet, daha önce bahsettiğim gibi bekleme sırası sadece geldiğimiz ilk ana özel değildi. Dokuz asansörden genel olarak sadece iki tanesi çalıştığından bu asansörlerin önünde büyük bir kalabalık biriktiği çok oluyor. Tabii biz buna geçici olarak kendi aramızda bir çözüm ürettik. En üst katlarda kalanlarımız asansör sırasında beklerken bir nebze olsun bu sırayı rahatlatmak adına daha aşağıdaki katlarda kalan arkadaşlarımız merdivenle odalarına ulaşıyor. Kantin ve buzdolabı eksikliğini de unutmamak lazım. Yemekhane saatlerine yetişemediğiniz taktirde ne önceden buzdolaplarında sakladığımız bir yemeği yiyebiliyoruz (çünkü yok) ne de kantinden çeşitli şeylerle atıştırabiliyoruz.
SORU İŞARETLERİ BOL GÜVEN VEREN YETKİLİ YOK!
Bütün bu sorunlar aslında okulların ertelenmesi ile başlayan bu “çözüm”ün, başını sokacak bir oda ve yatabileceğin bir yataktan ibaret olduğunu deneyimledik. Evet, ne kadar yavaş da olsa çeşitli iyileştirmeler yapılıyor. Mesela bu hafta kimi arkadaşlarımıza buzdolabı verilmiş. Ama biz hala bu eksik halin ne kadar daha süreceğini bilmiyoruz. Bittiğinde ise nasıl bir tablo bizi karşılayacak bunu da bilmiyoruz. Yönetimse bize bunların güvencesini vermekten çok uzak bir tutum izliyor. Açıklama yapıyorlar yapmasına ama güven vermekten uzak, çözümleri uygulamaya ne zaman geçeceklerini dahi net bir şekilde belirtmiyorlar. Bu yüzden biz de yapacak bir şey yok demeyerek bu satırları yazarken çözüme nasıl kavuşabiliriz diye tartışmaya başladık. Çeşitli sorunlara kendimiz çözüm ürettiğimiz gibi bu sorunlarla da nasıl baş edeceğimizi yalnız değil hep beraber bulabiliriz.