Mahkeme Can Atalay dosyasını Yargıtay'a gönderdi, bundan sonra ne olacak?

Gazetemiz yazarı Avukat Kamil Tekin Sürek, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin tutuklu milletvekili Can Atalay hakkındaki AYM'nin hak ihlali kararını Yargıtay'a göndermesini Evrensel'e değerlendirdi.

31 Ekim 2023 05:45
Son Güncellenme Tarihi: 02 Kasım 2023 15:40
Paylaş

Gazetemiz yazarı Avukat Kamil Tekin Sürek, tutuklu milletvekili Can Atalay'a dair AYM'nin ihlal kararının ardından 6 gündür karar vermesi beklenen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nin dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne göndermesi ile ilgili sorularımızı yanıtladı.

1- İstanbul 13. ACM kararında tek imza var. Mahkeme heyet olarak karar almadı mı? Avukatlar kararın UYAP'ta görünmediğini bildirdi.

Bu bir karar değil. Onun için UYAP'ta görünmüyor. Ve sadece başkanın imzası var. Mahkeme başkanı gelen topu tek pas ile başkasına gönderir gibi paslamış. Yani yeni dosya açmamış, sayı vermemiş. "AYM bana göndermiş ama yanlış yere göndermiş, Yargıtay'a göndermesi gerekir" demiş.

2- Peki 13 Ekim tarihi nedir yazının üzerindeki? Yazı önceden mi yazılmış?

İki ihtimal var. Biri yanlış yazılması.

İkincisi ve daha mümkün olanı gönderme yazısı erken yazılmış. Yani AYM daha karar vermeden nasıl karar vereceği biliniyor. Buna karşı tedbir almışlar. Kendi aralarında tartışmışlar ve böyle bir çözüm bulmuşlar. AYM toplantısını erteleyince karar ellerinde kalmış, 25 Ekim'de karar çıkınca önceki yazdıkları yazıyı devreye sokmuşlar ama tarihi değiştirmeyi unutmuşlar.

3- AYM üyesinin "Hazırlanamadım mazereti", 13. Ağır Ceza Mahkemesinin (ACM) bir üyesinin rapor alması ne anlama geliyor?

Sanıyorum onlar ilerisi için kendilerini kurtarmaya çalışıyor.

4- AYM'nin yeniden yargılama yapması için 13. ACM'yi işaret etmesi doğru mu?

Doğru tabii. Karar kesinleşmiş. Kararın infazına geçilmiş. AYM hak ihlalinin nasıl telafi edileceğini belirleme yetkisine sahip. Sadece Can Atalay'ın hakkı ihlal edilmiştir deyip bunu tespitle ya da bir miktar tazminat ödenmesi ile yetinmiyor. Kararı veren mahkemeye, 'Yeniden yargılama yapacaksın, yeni dosya numarası vereceksin, o numarayı da bana gönder ve yeniden yargılamaya başladığında hemen durdurma kararı vereceksin ve durdurma kararı ile birlikte tahliyesine karar vereceksin' diyor. Yani bütün yapması gerekenleri yazmış. Yerel mahkemeye hiç kaytarma yolu bırakmamış. Ama karşı taraf böyle saçma bir yolla AYM kararını boşa çıkarmaya çalışmış. Yargıtay yeniden yargılama yapmaz ki. Yargıtay da bir süre sonra dosyayı tekrar 13. ACM'ye gönderecek.

5- O zaman neden böyle yapıyorlar? Sırf daha fazla hapis yatsın diye mi?

Öyle de olabilir. Farklı bir tezgah da olabilir.

6- Nasıl bir tezgah?

Sorudaki gibi iki hafta daha fazla yatsın, en azından AYM kararına karşı direndik demek için yapabilirler. Ya da şöyle bir şeytanlık da düşünmüş olabilirler; Yargıtay, 13. ACM Başkanının yazısını iade etmeden TBMM'de mahkumiyet kararı okunur ve milletvekilliği düşürülür.

7- TBMM buna direnebilir mi?

Direnebilir. Çünkü onun da bir prestiji var. Meclis Başkanı bir süre önce sorulan bir soru üzerine 'Karar bize geldi ama ben okumadım, AYM kararını bekliyoruz' dedi. Bu tutumunda ısrar ederse karar okunmaz ve milletvekilliği düşmez. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'a da çok yoğun baskı, şantaj falan yapılıp karar okutulur başka bir süreç başlar. Çünkü AYM buna karşı da tutum alır. Şu anda AYM, TBMM ve tek adam bilek güreşi yapıyor. Tek adam daha güçlü ama, o galip gelirse ne AYM kalır ne de Meclis. Onlar tek adamın yıkıcı tutumuna karşı 'Hamamın namusunu' kurtarmaya çabalıyorlar.

8- Bu bilek güreşinin sonu ne olur sizce?

Ben sonunda Can Atalay'ın kazanacağını düşünüyorum. Çünkü çok açık bir hukuksuzluk var. AYM'nin önceki kararları var. Birileri tek adama bunları anlatmaya çalışıyordur. Belki onun için 'yeni anayasa' falan diyor. 'AYM'de çoğunluğu ele geçirdim ama hala istediğim kararlar çıkmıyor. Bunu da değiştirelim' diye düşünüyordur. Devlet Bahçeli açıkça söyledi zaten düşündüklerini, 'AYM'yi kapatalım' dedi. 

Bu arada avukatların ve hukukçuların bu bilek güreşinde tutumu çok iyi ama daha güçlü seslerini çıkarmaları lazım. Bu mücadele kazanılamazsa cübbeleri artık giymenin bir anlamı yok. Bütün yargı Anadolu Adliyesi gibi olur. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Galatasaray Üniversitesi kulüpleri ve toplulukları: Ölmeye değil okumaya geldik!

SONRAKİ HABER

ABD'de grevdeki otomotiv işçileri General Motors ile geçici anlaşmaya vardı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa