Söğütlüçeşme Viyadük inşaatı kent suçudur
Kadıköy Söğütlüçeşme’deki viyadük inşasına karşı açılan dava öncesi açıklama yapan Kadıköy Kent Suçları Takip Ağı İstanbul halkının hiçe sayıldığını belirterek; “Viyadük inşaatı kent suçudur" dedi.
Fotoğraf: Kadıköy Kent Suçları Takip Ağı
Kadıköy Söğütlüçeşme’deki viyadük inşası ve çevre düzenlemesine karşı Kadıköy Kent Suçları Takip Ağı ve Kadıköy halkı uzun süredir mücadele ediyor. Tepkilere rağmen AVM inşaatına ilişkin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir” kararı verdi. Verilen kararın ardından Kadıköy Kent Suçları Takip Ağı’nın açtığı davada, yürütmenin durdurulması talebinin reddine ve duruşmanın yapılmasına karar verilmişti.
Kadıköy Kent Suçları Takip Ağı Ağı Hukuk komisyonun tarafınca yürütmenin durdurulması talebi kabulü için gerekli şartların oluştuğu ortaya koyulmasına rağmen gerek bilirkişi raporuna ilişkin beyanlar gerek ilgili dilekçeler mahkeme heyeti tarafından dikkate alınmadı. Davanın duruşması İstanbul 5. İdari Mahkemesi'nde görüldü. Mahkeme öncesi Kadıköy Kent Suçları Takip Ağı, Validebağ Gönüllüleri ve Kadıköylüler mahkeme önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasını Kadıköy Kent Suçları Takip Ağı adına Kardelen Yıldız okudu.
AYLAR SÜREN MÜCADELE SONUCU KEŞİF YAPILDI
Davada aylar süren mücadeleler sonucu keşif kararının çıktığını söyleyen Yıldız, “2022 Ağustos ayında açılan davada kasım ayında ara kararla keşif kararı verildi. Tüm uğraşlara rağmen yürütmenin durdurulması talepli davada keşif için bilirkişiler atanamadı ve herhangi bir adım atılmadı. Kent Suçları Takip Ağı Hukuk Komisyonu avukatlarının defalarca dilekçe sunduğu, mahkemeyi süren inşaattan kaynaklanacak zararın büyüklüğü konusunda uyardığı, basın açıklamasıyla çağrı yaptığı dosyada, yürütmenin durdurulmasına ilişkin incelemenin gecikmesi sebebiyle, 6 Mart günü Hakimler Savcılar Kurulu'na şikâyette bulunuldu. Nihayet 11 Nisan’da, 8 ay sonra bilirkişi keşfi yapıldı. AVM inşaatında aylar sonra hazırlanan bilirkişi raporu, projenin tanıtım metnini esas aldı. Projeyi 'alternatifsiz' bulan bilirkişi heyeti, önemli bir bölümü AVM olarak tasarlanan yapının, yolcuların 'zaruri alışveriş ihtiyacını' karşılama niyetinden uzakta olduğunu kaydetse de ÇED gerekli değildir sonucuna vardı” diyerek aylar süren mücadeleyi anlattı.
Kent Suçları Takip Ağı Hukuk komisyonu tarafından yürütmenin durdurulması için gerekli şartların oluştuğunu ifade eden Yıldız, “Gerek bilirkişi raporuna ilişkin beyanlar gerekse de ilgili dilekçeler dikkate alınmaksızın yürütmenin durdurulması talebinin reddine ve duruşmanın yapılmasına karar verildi” dedi.
“BİLİM GÖZ ARDI EDİLİYOR”
Bilirkişi raporundaki hata ve eksiklere dikkat çeken Prof. Dr. Güngör Evren, Prof. Dr. Haluk Gerçek, Prof. Dr. Ergun Gedizlioğlu ve Prof. Dr. Zerrin Bayrakdar değerlendirmelerini bir mütalaada birleştirerek mahkeme heyetine sunduğunu hatırlatan Yıldız, uzmanların bilirkişi raporundaki saptamalara verdiği yanıtları hatırlattı.
- Bilirkişi heyeti tarafından, Söğütlüçeşme İstasyonu’ndaki bekleme alanlarının ve peronların Yüksek Hızlı Tren işletmesi açısından yetersizliğini gösteren herhangi bir ölçüm, sayısal veri toplama ve teknik değerlendirme yapılmamıştır.
- Bilirkişilerin de belirttikleri gibi, proje alanına ilişkin yapılmış olan kavşak, toplu taşıma, otopark ve yaya etütleri, kullanılan ulaşım modeli ve trafik simülasyonu teknik ve bilimsel açılardan eksik ve yetersizdir.
- Haydarpaşa Garı, YHT için ilave peron, ray hattı ve destek birimleri için gelecekte hizmete girecek olan bir alternatiftir. Bir işletme analizi yapılmadan, söz konusu projenin ilave peron, ray hattı ve destek birimleri kısımlarının alternatifi olmadığına karar vermek bilimsel ve teknik bakımlardan mümkün değildir.
- Bilirkişi Raporu’nun 18. sayfasında bir şekil üzerinde projenin etkileyeceği belirtilen 7 kavşak gösterilmiştir. Ancak bunlardan K1 ve K7 kavşak değildir, farklı kotlardaki yolları içeren alt-üst geçitlerdir.
“DEPREM GERÇEĞİ GÖZARDI EDİLİYOR”
Mevcut viyadüğün bakım ihtiyacının olduğuna dikkat çeken Yıldız, “Hemen yanı başına inşa edilen yeni viyadükler için başlayan 35 metre derinliğindeki temel çalışmaları mevcut viyadüğü çok ciddi bir risk altına sokmaktadır. Özellikle zeminle ilgili sorunlar ve deprem risk yönetimiyle ilgili yeni yönetmelikler nedeniyle güncel bir tehlike olan bu sorunların üzerinde duruldu ve konuyla ilgili dilekçe verildi” ifadelerini kullandı.
"İSTANBUL HALKI NEYE DAYANARAK HİÇE SAYILIYOR?"
“Kamu kaynaklarını birtakım şirketler yararına kullanan, deprem güvenliği açısından riskli, yeşil alanı yok eden, ulaşımı kötüleştirecek ve yerel esnafı zora sokacak olan bu projenin durdurulması gerekmektedir” diyen Yıldız, bilirkişi raporuna karşı itirazların değerlendirilmemiş olması nedeniyle verilen kararın açıkça hukuka aykırı olduğunu ifade etti. Yıldız yetkililere şu soruları yöneltti.
- Hukuk, kamu yararı yerine inşaat şirketleri ve sermayenin kamusal alanlara çökmesi için kolaylaştırıcı rol mü üstlenmektedir?
- Verilen onca dilekçe, uzman görüşü neye dayanarak hiçe sayılmıştır?
- İstanbul halkının deprem, ulaşım ve çevre sorunları, neye dayanarak kenara atılmaktadır?
- İlgili bakanlıklar, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Kadıköy Belediyesi konuyla ilgili yanıt vermek yerine neden sürekli bir yetki ve bilgi karmaşası yaşatmıştır? Neden sessiz kalmıştır?
- Kentin plansız büyümesi, kamu kaynaklarının yağmalanması, kentte yaşamaya çalışanların geleceği yerine, bir tüketim çılgınlığına teslim edilen kentimizin gittikçe çürümesine izin mi verilecektir? (HABER MERKEZİ)