Kentsel dönüşüm yasası TBMM’de: “Rant engellenmezse yağma artacak”
TBMM Genel Kurulunda Kentsel dönüşüm yasasını Prof. Dr. Oğuz Oyan ve Tokatköy’deki kentsel dönüşüm sürecinde evini kaybeden Hayrettin’le değerlendirdik.
Fotoğraf: Pixabay
Nisa Sude DEMİREL
İstanbul
AKP milletvekillerinin sunduğu Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’de Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine TBMM Genel Kurulunda tartışmalar pazartesi günü başladı. Değişiklik teklifini Prof. Dr. Oğuz Oyan ve Tokatköy’deki kentsel dönüşüm sürecinde evini kaybeden Hayrettin’le değerlendirdik.
AZINLIKLA KENTSEL DÖNÜŞÜM!
Daha öncesinde yapılan değişikliklerin rant isteği için yeterli görülmediğini ifade eden Oyan “Bu değişiklik her işi hızlandıracak” diyor. Kentsel dönüşüm için aranan üçte ikilik çoğunluğun salt çoğunluğa düşürülmesinin pratikteki yansımasına dikkat çeken Oyan, “Çoğunluk arsa payı üzerinden hesaplanacağı için birim sayısı olarak yüzde 50’nin de altında kalabilir” uyarısında bulunuyor. Ortak karara katılmayanların payının açık artırmaya çıkarılacağını söyleyen Oyan, dönüşüm sürecinde gerekli finansmanı sağlayamayan hak sahiplerinin mülkiyet hakkının istismar edileceğine dikkat çekiyor.
AKP iktidarının bu değişiklikle katkı payını artıracağını söyleyen Oyan, TOKİ ya da özel şirketler aracılığıyla dönüşümün ranta çevrilmek istendiğini ifade ediyor. AKP için “bir rant partisi” nitelemesinde bulunan ve rant kanallarını genişletmeye ihtiyaç duyduğunun altını çizen Oyan, “Müteahhidinden taşeronuna kadar, çekirge sürüsü gibi ranta üşüşen bir kesim var. Sürekli olarak yeni rant alanları talep ediyorlar. Özellikle İstanbul gibi şehirlerde çok ciddi bir yağmaya yol açacak” ifadelerini kullanıyor.
‘YOKSULLAR RANTI DÜŞÜK YERLERE SÜRÜLÜYOR’
Kapitalist metropollerde ‘çöküntü semtleri’ denilen ancak rantı yüksek yerlerin boşaltılarak, yoksulların rantın düşük olduğu yerlere sürüldüğünü anlatan Oyan, “Önceden sermayenin de asgari ücreti düşük tutmak amaçlı desteği ile fabrikalara yakın gecekondular yapılarak barınma sorunu çözülebiliyordu. Ancak kent arsaları pahalandı, büyük rantlar oluştu. Artık sıra dört beş katlı binaların olduğu yerlere geldi. Yeni rant merkezlerinde çalışacak işçilerin barınacağı yerler de büyük inşaat şirketlerinin şantiyeleri gibi, çok daha sefil” diyor.
AKP’nin kentsel dönüşüm sürecinde insan hakları, adalet veya kent hakkıyla ilgilenmediğini de vurgulayan Oyan, “Artık aç gözlü müteahhit grubu ve iktidarla kurduğu sıkı ilişkiler var” ifadelerini kullanıyor.
BİR ÖRNEK: TOKATKÖY
Yasanın bugüne kadar uygulanan hali dahi yoksulları kent merkezlerinden süren, emekçileri barınamaz hale getiren kentsel dönüşüm anlayışı İstanbul’un pek çok ilçesinde kendini gösterdi. Bu örneklerden biri 2022’de kentsel dönüşüme giren Beykoz’a bağlı Tokatköy.
Tokatköy’deki kentsel dönüşüm sürecinde evini kaybeden Hayrettin “Bu kentsel dönüşüm değil, rant odaklı bir talandı” diyor. 280 bin TL borçlandırıldıklarını, proje iptalinde hiçbir hak talep etmeyeceklerine dair maddeler bulunan sözleşmeyi imzalamaya zorlandıklarını anlatan Hayrettin, “İnsanlara tehditlerle sözleşme imzalattılar” diye anlatıyor.
Projeyle ilgili yürütmeyi durdurma kararına rağmen elektrik, su ve doğal gazlarının kesildiğini anlatan Hayrettin, “1 Eylül gecesi mahallemiz yüzlerce çevik kuvvetle sarıldı. Evlerimize koçbaşları ile girdiler, plastik mermi sıktılar. Çevik kuvvetin ne işi var bizim mahallemizde? Biz barınma hakkımızı savunuyorduk” diyor.
Kentsel dönüşüm alanı ilan edilmiş adaların zorla boşaltılmasının ardından eski Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un temelini attığı bir “mega proje” başladı. Eski mahallelilerin bir bölümünün memleketine döndüğünü, bir bölümünün ise 3 bin 500 lira kira desteğiyle barınmaya çalıştığını anlatan Hayrettin, yeni yasa değişikliği teklifi için “Bize 9 ay boyunca uyguladıkları zulmü; açgözlülükleriyle, rant hırslarıyla başka yerlerde de sürdürecekler demek ki” değerlendirmesinde bulunuyor.
TEKLİFTE NE VAR?
Teklifin kabul edilmesi halinde depremden etkilenen 11 ilde riskli binaların tespitine dair yargısal süreçler kısaltılacak. Yürütme durdurma talebine verilen kararlara itiraz edilemeyecek. Ülke genelinde ise riskli yapıların tespitinin maliklerce veya kiracılarca engellenmesi durumunda yazılı izinle çilingir vasıtasıyla açılarak tespit işlemi yapılabilecek. Tebligat, yapıların kapısına asılarak veya e-Devlet üzerinden iletilebilecek. Kentsel dönüşümün başlaması için aranan üçte ikilik nitelikli çoğunluk yüzde 50+1’e düşürülecek. Yıkılacak derecede riskli olan ve doğal afetlerin meydana geldiği alanlarda uygulama projesi hazır olmadan ihaleye çıkılabilecek. “Oturma hakkı” düzenlemesi ile hak sahibinin üzerinde ikamet edebileceği konut nitelikli başka bir gayrimenkul yoksa hak sahibine mülkiyet değil yalnızca “oturma hakkı” sağlayacak.