Aile kur, borçlu yaşa, sermaye için devamlılığı sağla!
AKP’nin seçim sürecinden beri dilinden düşürmediği Aile ve Gençlik Bankası ve bunun aracılığıyla verilmesi planlanan genç yaşta evlilik kredisi genç kadınlar için ne anlama geliyor?
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlke IŞIK
Aile ve Gençlik Bankası AKP’nin son seçim beyannamesinde yer alan vaatleri arasında en çok vurgulanan başlıklardan biriydi. Gençlere evlilik kredisi, çalışmayan kadınlara emeklilik gibi başlıklar içeren proje için doğal gaz, maden, petrol gelirlerinin kaynak yapılacağı belirtilmişti.
Aile ve Gençlik Fonu Kurulması Hakkında Kanun teklifinin Meclise sunulduğunu AKP Grup Başkanvekili Fatma Şahin Usta duyurdu. Usta’nın açıklamasına göre uygulama Kahramanmaraş, Adıyaman, Hatay ve Malatya illerinde başlayacak, 150 bin lira tutarında olduğu belirtilen 4 yıllık kredi 2 yıl geri ödemesiz ve 0 faizle verilecek. Koşulların illerin özelliklerine göre belirleneceğinin ifade edildiği açıklamada teklifin merkezinin ailenin korunması olduğu belirtildi.
Seçim döneminden beri dillendirilen, önce ülke genelinde olduğu söylenen, sonra deprem bölgesi ile sınırlı olacağı ifade edilen, en son da yasa teklifi ile deprem bölgesinin sadece 4 ilinde başlayacağı açıklanan kredi uygulaması, insanların hiçbir ihtiyacını karşılayamadığı şu dönemde dikkat çekici bir yardım gibi görünüyor. Ekonomik sıkıntılar o kadar ciddi boyutta ki bu kredi haberi üzerine internette dolandırılanlar bile olmuş.
8. Aile Şurası’nda Erdoğan’ın konuşma başlıkları arasında evlenme yaşının yükselmesi, boşanmaların artması, evliliklerdeki çocuk sayısının düşmesi önemli başlıklar olarak yer aldı. Evlenme yaşının yükselmesi, boşanma oranlarının düşürülmesi hatta mümkünse boşanmaların engellenmesi, çocuk doğurma yaşının düşmesi ve çok çocuklu aileler AKP’nin yıllardır istikrarla dile getirdiği temel politikalardan biri oldu. Kadınlar esas kariyeri annelik olan, birçok çocukla uğraşan ve her koşulda evli olmaya devam etmesi gereken kişiler olarak tanımlanıyor. Bu kapsamda boşanmaları engellemek için komisyonlar kuruldu, raporlar hazırlandı, aile hukuku tartışmaya açıldı, arabuluculuk aile hukuku sistemine yerleştirilmeye çalışılıyor. Nafaka tartışması da tam bu kapsamda yürüyor, yürütülüyor. Kadınların geçimini asla sağlamayan üç kuruş düzeyindeki nafaka; kadın düşmanı bakış açısıyla yalan yanlış bilgilerle toplumun gündeminde tutulurken boşanmaları teşvik ettiği tartışması da yapılıyor bir yandan.
SERMAYEYLE UYUMLU AİLE, SERMAYEYE UYUMLU KADIN
Genç yaşta evlilik ısrarı, sermayenin ihtiyaçlarından bağımsız değil. “Aile hayatı ile uyumlu iş yaşamı” tanımlamasını tam da bu noktada konuşmak gerekiyor. Uzunca bir zamandır esnek çalışma kadın merkezli olarak hayata geçirilmeye çalışılıyor. Esnek, düşük ücretli, güvencesiz çalışma sermayenin temel çalışma biçimi olarak en büyük hayali.
Kadınların aile içinde tanımlanması, tek kariyerinin annelik olarak belirlenmeye çalışılması sermayeden, AKP iktidarının sınıfsal konumundan bağımsız değil. Kadınların çalışmasını “aile bütçesine katkı” olarak tanımlamakta olan ısrar, sermaye için büyük bir olanak haline getirilmeye çalışılıyor. Esnek, parça başı, evden çalışma sistemleri kadınlar için köleliğin yeni bir biçimine getirilmeye çalışılırken işçi sınıfına yönelik saldırıların temel bir zemini buradan kurulmaya çalışılıyor.
AKP iktidarının sınıfsal karakterini net tarif eden aile çalıştaylarının da yeni açıklanan orta vadeli programın da temel hedeflerinden biri durumunda. 28. maddede kadınlar, gençler ve engelliler için “kadın, gençler, engelliler başta olmak üzere çalışma hayatına kalıcı katılımı sağlamayı teminen esnek çalışma biçimleri yaygınlaştırılacak” deniliyor.
AKP ısrar ve inatla kadınların eşitsiz hayat koşulları, toplumsal cinsiyet rolleri nedeniyle iş yaşamına, toplumsal hayata erkeklerle aynı düzeyde katılamamasına dair bir şey demiyor. İktidarın muhafazakâr politikaları tam da bu durumu güçlendiriyor. Kadınların esas kariyerinin annelik olduğu vurgusu, aile ile uyumlu iş hayatı tanımları, üç ve hatta daha çok çocuk dayatması, erken yaşta evlilik vurguları kadınların eşit iş yaşamına sahip olması olanaklarını zayıflatırken kadınlara esnek, yarı zamanlı, güvencesiz, düşük ücretli bir çalışma yaşamı sunuluyor.
NE İSTİHDAM DESTEĞİ NE EĞİTİM
AKP sınıfsal karakteri gereği “sermaye ile uyumlu iş yaşamı” planlamak hatta bunu dayatmaya çalışırken kadınlar için tek çalışma biçimi bu gibi sunuluyor. Oysa çocuk bakımının sadece kadının sorumluluğu olarak tanımlanmaması, kreş olanaklarının sunulması gibi atılabilecek adımlardan ısrarla geri durulmaktadır. Bu şekilde çalışma öte yandan kadınlar için asla tek başına bir yaşam kuramamak demek.
Özellikle de toplumsal cinsiyet eşitsizliği sebebiyle kadınlar, istihdamda da iş güvencesi açısından da dezavantajlı durumdalar. Kadınların güvenceli iş, eşit bir ücret, nitelikli eğitim hakkını güvence altına almak yerine bunların her geçen gün daha da zorlaştığı bir atmosferde 18-27 yaş arasındaki genç kadınları aileye bağlama teşviki veriyor.
Öte yandan 150 bin lira evlenip yeni bir hayat kurabilmek için yeterli bir rakam da değil. Evrensel gazetesinde 2023 yazı için evlilik maliyetlerinin çıkarıldığı bir haber var. 2023 yılı haziran ayı için masrafların toplamı yaklaşık 250 bin lira. () Fiyatların sürekli arttığı ülkede bu rakamların an itibarıyla daha da artmış olması kuvvetle muhtemel. Dolayısıyla bu kadar anlatılan evlilik kredisi bir aile kurmak için gerekli masrafları karşılamaktan da uzak aslında.
Genç yaşta yapılan evliliklerle genç kadınlar aileden dışarı başını kaldıramasın, çocuk, ev, yaşlı, hasta bakımı derken esnek, yarı zamanlı, evden çalışsın istiyorlar. Doğacak her yeni çocuk emek piyasasına dahil olsun, hatta çok küçük yaşlarda çalışmaya başlasın, sermayenin ucuz işgücü ihtiyacı karşılansın istiyorlar. Nüfus politikası dedikleri şey de aslında tam olarak bu. Ekonominin geldiği noktada en temel ihtiyaçlar bile karşılanamazken genç yaşta atölyelere, fabrikalara gidecek çocuk işçiler...
Genç yaşta evlilik ısrarı bütün bu toplamın sonucu. Gençlere ihtiyaçları olduğu hayatı sunmaya çalışan bir iktidar yok karşımızda. Eşitlikten uzak, cinsiyetçi, ayrımcı bir dille, “aile en önemli değer” denilerek gençler bir cendereye sıkıştırılmak isteniyor.