Çeşme Projesi’ne dair mahkemeden ret kararı
Çeşme Projesi’ne dair yürütülen hukuk mücadelesi sonucu İzmir 7’nci İdare Mahkemesi, Bakanlığın tarım alanlarını tarım dışı kullanma kararını iptal etti.
Fotoğraf: Ramis Sağlam/Evrensel
Ramis SAĞLAM
İzmir
Uzun süredir tartışmalara neden olan Çeşme Projesi’ne dair yürütülen hukuk mücadelesi ile birlikte Yarımada Talanı Durdurma Koordinasyonunun kamuoyu yaratma çabası devam ediyor. Tarım ve Orman Bakanlığı'nın 26 Nisan 2022 tarihinde bölgedeki yaklaşık 4 bin 800 hektarlık tarım arazisini tarım dışı kullanıma açması sonrası Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) dava açtı. İzmir 7’nci İdare Mahkemesi’nde görülen davada mahkeme, Bakanlığın kararını iptal etti. Davanın sonucunu ZMO İzmir Şube Başkanı Hakan Çakıcı Evrensel’e değerlendirdi.
Çakıcı, “Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi” planlama projesi ile ilgili mahkemenin kararını memnuniyetle karşıladıklarını söyledi. Mahkemenin, dava konusu alanın imar planı yapılmak üzere tarım dışı amaçla kullanılmasının uygun olmadığı kararı verdiğini söyleyen Çakıcı, “Gerek mahkeme kararı gerekse bilirkişi görüş ve kanaatleri gerekse de gerekçeli karar bizim görüşlerimizi doğrular niteliktedir” dedi.
“EKOSİSTEME VE TARIM ALANLARINA ZARAR VERECEKTİ”
ZMO olarak olayın başından beri takipçisi olduklarının altını çizen Çakıcı, “Bilindiği gibi İl Toprak Koruma Kurulu, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Ziraat Mühendisleri Odası temsilcilerinin şerhlerine rağmen oy çokluğu ile bölgenin tarım alanı olmadığını belirterek planlama sürecine onay vermişti. Konuyu yargıya taşıyarak hukuki süreci bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada takip etmeye devam edeceğiz” diye konuştu.
Projenin doğal yapıya, tarım alanlarına ve deniz ekosistemine zarar vereceğini ayrıca su kıtlığı çeken bölgenin krize gireceğini öngördüklerini vurgulayan Çakıcı, “Proje, planlama açısından da vatandaşların ortak kullanım alanlarını kısıtlaması anlamında kamu yararı taşımamaktaydı. Projenin uygulanması durumunda, tarım alanlarına yönelik geliştirilen plan kararlarının bütünlüğü bozacaktı. Mahkeme kararında projenin uygulanması durumunda bazı alanların özellikle tarla vasfında oldukları ve derin toprak yapısına sahip alanlar olduğu, sulama tesis ve alt yapısının bulunmamasına rağmen tek yıllık yağışa bağlı tek yıllık tarımsal ürünlerin yetiştirilmesi mümkün olduğu bilgisine yer verildi” dedi.
"TARIM ALANLARININ BÜTÜNLÜĞÜ BOZULACAK"
Mahkeme, “Özel ürün arazisi” vasfında olması nedeni ile tarım dışı kullanımlarda kullanımının mümkün olmadığı, alanın imara açılmasının toprağın koruma, kullanma dengesine ve kamu yararına uygun olmadığı ifade edildi. Projedeki dava konu olan alanın imar planı yapılmak üzere tarım dışı amaçla kullanılmasının uygun görülmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonuç ve kanaatine vardı.
3450 FUTBOL SAHASI BÜYÜKLÜĞÜNDE ALANI KAPSIYOR
Proje 4.826,30 hektarlık yaklaşık 3450 futbol sahası büyüklüğündeki alan büyük ölçüde doğal özellikleri ile korunmuş alanı kapsıyor. İmar planı ile bölgenin yapılaşmaya/gelişmeye açılmasına yönelik düzenlemenin bölgedeki koruma/kullanma dengesini olumsuz etkileyeceğini belirtilen mahkeme, mevcutta yüksek kapasitede turizm kullanımına sahip bölgede yeni turizm alanı gereksinimi ile alternatif alan bulunmadığı gerekçe gösterilerek zaten sınırlı olan tarım alanlarının kullanıma açılmasının planlama ilke ve esaslarına uygun olmadığına dikkat çekti.
NÜFUS YOĞUNLUĞU GİDEREK ARTIYOR
Çeşme ilçesinin, 1980’li yıllardan itibaren önemli Turizm Merkezi olarak ortaya çıktığı belirtilen Mahkeme kararında, bölgenin önemli doğal ve kültürel varlıklara sahip olması olduğu; bu nedenle, bölgede kentsel, arkeolojik ve doğal sit alanları, önemli doğa alanları, orman alanları, tarım alanları, endemik flora ve fauna özelliklerinin bulunduğu alanlar başta olmak üzere farklı koruma statülerinin bulunduğu; ancak, giderek artan yapı ve nüfus yoğunluğunun doğal alanlar ve diğer koruma alanlarında baskı yarattığı vurgusu yapıldı.
Tarım, gerekse kullanma suyu temini açısından önemli sorunlar bulunuyor. İklim değişikliği ile ilgili olarak belirtilirken bu büyüklükte ve mevcutta büyük ölçüde doğal özellikleri ile korunmuş alanda imar planı ile bölgenin yapılaşmaya/gelişmeye açılmasına yönelik düzenlemenin kamu yararına olmayacağı gibi koruma/kullanma dengesini olumsuz etkileyeceği, zaten sınırlı olan tarım alanlarının kullanıma açılmasının planlama ilke ve esaslarına uygun olmayacağının altı çizildi.
AKDENİZ FOKU’NU DA ETKİLEYECEK
Proje, Zeytineli yerleşiminin önemli tarımsal alanlarını içeren bölgeye bitişik olarak ve bu alanı kuşatacak şekilde yapılacak uygulamaların tarımsal alanı ve bu tarım alanın bütünlüğünü olumsuz etkileyecek.
Tarım dışı kullanımı uygun görülen marjinal tarım alanlarının imara açılarak kullanımının, tarım alanlarının yanı sıra koruma statüsüne sahip diğer doğal ve kültürel alanlara da zarar vereceği belirtilen kararda, orman alanları, sit alanlarıyla birlikte Akdeniz foku yaşam alanlarının olumsuz etkileneceğine dikkat çekildi.
İzmir’in Yarımadası’nı kapsayan proje, Urla’nın Zeytineli köyünden Çeşme, Alaçatı ve Ildır’a uzanan 16 bin hektarlık alanı kapsıyor. Bu bölgedeki doğal sit alanları, zeytinlikler dâhil tarım ve mera alanlarının vasfı projeye göre değiştirildi.
HUKUK SÜRECİ KARMAŞASI SÜRÜYOR
TMMOB, İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası, Ege Çevre ve Kültür Platformu ve 100 yurttaş tarafından, proje için Resmi Gazete’de 12 Şubat 2020’de yayınlanan alan belirme kararına karşı; dava açarak yürütmeyi durdurma talebinde bulundu.
Açılan dava sonrasında, Danıştay 6’ıncı Dairesi’nce atanan bilirkişi heyeti bölgeye giderek, rapor hazırladı. Heyet hazırladığı raporda, projenin “kamu yararına uygun olmadığı” kanaatine vardı. Danıştay 6. Dairesi ise yürütmeyi durdurma talebini reddetti. Meslek Örgütleri, çevre örgütleri ve vatandaşlar, kararı Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’na taşıyarak, karara itiraz etti. Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu tarafından ise itiraz kabul edilerek, geçtiğimiz Kasım ayında yürütmeyi durdurma talebini reddeden kararı kaldırması ve işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar verdi.
Danıştay 6’ıncı Dairesi ise Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulu’nun kararını hiçe sayarak yürütmeyi durdurma kararını reddetti. Projenin yapılacağı Çeşme ve Urla ilçelerinde yer alan doğal sit alanlarının “doğal sit-nitelikli doğal koruma alanı” ve “doğal sit-sürdürülebilir koruma ve kontrollü kullanım alanı” olarak düşürülmesine karşı açılan yürütmeyi durdurma davası da sonuçlandı. İzmir 2’nci İdare Mahkemesi’nde görülen davada, bölgenin bir bölümünde sit derecesinin düşürülmesini durdururken bir bölümün ise yürütmeyi durdurma talebinin reddine karar verdi.