8 Kasım 2023 04:24

Esra Dündar
Boğaziçi Üniversitesi Öğrencisi

Artan yoksullaşmayla bir üniversitelinin geçimi en az bir yetişkinin geçimi kadar zorlaşmıştı. Ulaşım, barınma ve gıda maddelerine yağmur gibi gelen fahiş zamlar karşısında geçim derdine düşen öğrenciler, “popüler” bir çözüm yolu olarak burslara başvuruyor. Ancak bursların miktarları hem yetersiz hem de çok az öğrenci burslardan yararlanabiliyor. Bununla birlikte pek çok kurum da başka burs alımına izin vermiyor. Bu koşullarda öğrenciler de üniversite kampüslerine alışamadan iş arayışına başlıyor. Hatta bu tablo çoğu öğrenciyi istemese de çalışmayı eğitim hayatının önüne koymak zorunda bırakıyor.

‘TEMEL İHTİYAÇLARIMI KARŞILAMAK ZORUNDAYIM’

Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğrencisi Sanberk, 17 yaşından beri okuldan vakit kaldıkça çalıştığını anlatıyor. Sabit bir işi olmadığını ifade eden Sanberk, dönemsel olarak belli işlerde, şimdi ise cuma-cumartesi geceleri sabaha kadar çalıştığını anlatıyor: “Bu işimde yazın çalışmaya başladım böylece derslerim için kullanacağım tableti alabilecektim. Okul açılmasına rağmen işi bırakamadım çünkü beslenme, barınma gibi daha temel ihtiyaçlarıma para yetiştirmem gerek. İşi bırakırsam arkadaşlarımla çay, kahve içme lüksüm de ortadan kalkacak.” Başta çalışmasına destek olan ailesinin şimdi çalışma saatleri nedeniyle kaygı duyduğunu da ifade eden Sanberk, “Gündüz vakti uyumak zorunda kalıyorum. Fakat işime de devam etmek zorundayım” diye anlatıyor yaşadığı çelişkiyi.

‘HAYAL KIRIKLIĞI YAŞIYORUM’

Boğaziçi Üniversitesi Kimya Bölümü Öğrencisi Ayşenaz ise üniversite hayatıyla çalışmaya başlamış. Yaşadığı maddi zorluklar nedeniyle iş aramaya başladığını anlatan Ayşenaz, yazın çalışmaya başlamış: “O zaman okul olmadığından haftada dört gün çalışıyordum. Bu nedenle dinlendirici bir yaz tatili geçirdiğimi söyleyemem. Hazırlık öğrencisi olduğum için haftanın beş günü derslerim var. Haftada iki gün de özel ders vermek için okuldan sonraki vaktimi ayırıyorum.”

Geçinebilmesi için çalışmasının zorunluluk olduğunu ifade eden Ayşenaz, çalışırken yüz yüze kaldığı problemleri ise “Masa başı bir iş olduğu için kolay olacağını düşünürsünüz. Birine bir şeyler öğretmek asla kolay değil. Sorumluluğunu üstlendiğim öğrencinin ders takibini yapmam gerekiyor. Zamanımın bana kalan kısıtlı anlarında da dinlenmek ya da sosyal etkinliklere katılmak, arkadaşlarımla buluşmak arasında kalıyorum. Neyi tercih edersem edeyim diğerinden mahrum kalacağım gerçeği, üniversiteye karşı hayal kırıklığı yaşamamı sağlıyor. İstanbul’daki trafik ve bitmek bilmeyen yollar da düşünüldüğünde sabahın erken saatlerinde başlayan günüm gece yarısı bitiyor ve uyumaya zamanım olmuyor. Bu sorumlulukla yaşamak 18 yaşındaki biri için çok zor.”

BU DÜZENİN PARÇASI OLMAYI REDDEDİYORUZ

Biz, işimizi bıraktığımızda geriye yaşanacak bir hayat kalmayacağı gerçeğiyle çalışıyoruz. Elimize geçense yorgunluktan başka bir şey değil. Okul-iş arası sizden robot olmamızı isteyip kendimizi buna adamanızı bekleyen bir düzen var aslında karşımızda. Bunun normal bir şey olduğunu dayatmaya çalışanlar da cabası. Bu düzeni biz oluşturmadık, bir parçası olmayı da reddediyoruz. Geçtiğimiz günlerde kamuya duyurulan KYK bursunun 2 bin TL olarak yeniden düzenlenmesinin yetersiz olduğu reddedilemez. Yıllara göre enflasyon artışıyla KYK burs miktarının da artması beklenirken değerinin daha da düştüğünü gözlemliyoruz. 2014’te 137 dolara karşılık gelen burs 2023’te 56 dolara karşılık geliyor. Bursumuzun erimesini değil, öğrencilere sahip çıkılmasını istiyoruz.

Evrensel'i Takip Et