AYM, sansür yasasının "yanıltıcı bilgiyi yayma" maddesini Anayasa'ya uygun buldu!
Anayasa Mahkemesi, sansür yasasının “yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” maddesi için hapis cezası Anayasaya uygun bulundu, CHP’nin başvurusu reddedildi.
Fotoğraf: ÇGD
AYM, sansür yasasında yer alan “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçuna hapis öngören düzenlemeyi Anayasaya uygun bularak, başvuruyu reddetti. Gazeteciler görüşme bitene kadar AYM önünde nöbet tutarken “Gazetecilik yapıyoruz, o kadar” pankartları taşındı.
“Dezenformasyon ile Mücadele Yasası” denilen ancak kamuoyunda “Sansür yasası” olarak bilinen yasa 14 Ekim 2022’de AKP-MHP’nin oyları ile Meclis’te kabul edildi. Kabul edilen ve yasalaşan teklifin bünyesinde bulunan maddeler arasında yer alan 29’uncu madde özellikle tartışma konusu haline getirildi. Yasada 217/A olarak yer alan maddeye göre; “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” ve “Endişe, korku veya panik yaratma, ülkenin iç ve dış güvenliğini kamu düzenini ve kamu barışını bozmaya yönelik yayın” yapanlara 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası vermenin önü açıldı. CHP, yasada yer alan maddenin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulundu.
AYM, bugün bu başvuruyu görüştü ve maddeyi Anayasa'ya uygun buldu.
"BİZ GAZETECİYİZ"
Anayasa Mahkemesi’nin görüşmesi öncesi “Halkın haber alma hakkını savunuyor, sansür yasasına hayır diyoruz” çağrısıyla bir araya gelen gazeteciler görüşme bitene kadar AYM önünde nöbet tuttu.
Basın meslek örgütlerinin çağrısıyla bir araya gelen gazetecilere milletvekilleri, siyasi parti temsilcileri, meslek örgütleri temsilcileri ve kitle örgütü temsilcileri de destek verdi. “Biz gazeteciyiz” diyen rozetler takan gazeteciler, "Sansür yasasına hayır", "Tuşlara özgürlük" ve "Gazetecilik yapıyoruz, o kadar" pankartları taşıdı ve “sessiz protesto ve serbest kürsü” eylemi gerçekleştirdi.
CHP’nin yeni genel başkanı Özgür Özel de serbest kürsüde bir konuşma yaptı. Özel yaptığı konuşmada AYM’ye kararı iptal etmesi çağrısı yaparak “Çok önemli bir haykırışı dile getiriyorsunuz. Size destek vermek, dayanışma içinde olduğumuzu belirtmek için buradayız. AYM'ye tarihi sorumluluğunu hatırlatıyoruz. Tolga Şardan bu madde yüzüne tutuklanmıştı bir gazetecidir” dedi.
"BİZİ SUSTURAMAYACAKLAR"
Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Kenan Şener, “İptal kararı çıkana kadar buradayız, nöbetteyiz” derken, Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç “Biz gazetecilerin, gazetecilik faaliyetleri nedeniyle hapse girmesinin, insan haklarının çiğnenmesinin, halkın haber alma hakkının yok edilmesinin, gerçeğin halka ulaşmasının engellenmesinin karşısında sessiz bir çığlık atıyoruz” ifadelerini kullandı.
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Dilek Gappi “Dezenformasyondan değil gerçek gazetecilikten korkuluyor”; Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş “Bu uygulama gazetecilerin gazetecilik yapmasını engelleyecek bir uygulama. Ama biz gazetecilik faaliyetinin suç olmadığını çok iyi biliyoruz”, Avrupa Gazeteciler Birliği Onursal Genel Başkan Yardımcısı Doğan Tılıç “Karar ne olursa olsun bizi susturamayacaklar. Gazeteciler dünyanın her yerinde her zaman sözlerini söylemenin yolunu bulurlar” ifadelerini kullandı.
"85 MİLYONUN SORUNU"
Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Kıvanç El yasanın sadece gazetecilerin değil 85 milyonun sorunu olduğunu vurguladı ve yasanın halkın haber alma hakkını da engellediğini belirtti. Parlamento Muhabirleri Derneği Başkanı Kemal Aktaş konuşmasında “Gazetecilik birilerinin yazmasını istemediklerini yazmaktır” dedi. KESK Haber Sen Sendikası Başkanı Mesut Balcan da yerel seçimler yaklaşırken özellikle bölgede özgür basın emekçilerinin gözaltına alındığını hatırlattı ve “Sadece 217. maddenin değil dezenformasyon yasasının kökten değişimi için buradayız” dedi.
"BASIN HÜRRİYETİ İÇİN BURADAYIZ"
Meslek örgütü temsilcileri de gazetecilerin eylemine destek verdi.
Türkiye Barolar Birliği Başkanı (TBB) Erinç Sağkan, baro üyeleri ile birlikte katıldığı nöbette yasanın ifade özgürlüğüne zarar verdiğini aktardı ve şöyle dedi: “Bugün burada basın hürriyetini savunmak için bulunuyorum. Basın hürriyetinin sadece gazetecilere tanınan bir özgürlük alanı olmadığını çok iyi biliyoruz. Bu aslında 85 milyonun haber alma hakkını ve en temelde de çatı kavram olan ifade hürriyetini hedef alan bir sorundur.” Ankara Barosu Başkanı Mustafa Köroğlu basın özgürlüğü mücadelesinde gazetecilerin yanında olduklarını vurguladı.
Mimarlar Odası Ankara Şubesi adına konuşan Tezcan Karakuş Candan da iktidarın hakikati söyleyen ve arayanlardan nefret ettiğini vurguladı ve “Biz hakikati arayanların hep yanında olacağız” ifadelerinin kullandı. RTÜK Üyesi İlhan Taşçı ise düşüncenin yayılması, halkın haber alması, basın özgürlüğü gibi evrensel kuralların anayasa ile güvence altına alındığını hatırlatarak “AYM’nin varlık sebebinin de bu ilkelerin ortadan kaldırılmasına dönük olası müdahaleleri engellemektir” ifadelerini kullandı. (Ankara/EVRENSEL)