Sağlık emekçisinden mektup: Üç, iki, bir TIP...
Başka bir sağlık sistemi mümkün. Kirli önlüğü tertemiz, sakız beyazlığında, tıp ve diğer sağlık fakültelerindeki öğrencilerinden başlayarak giydirmek zorundayız.
![Sağlık emekçisinden mektup: Üç, iki, bir TIP...](https://staimg.evrensel.net/upload/dosya/248530.jpg)
Fotoğraf: Evrensel
Çanakkale’den SES üyesi bir sağlık emekçisi
Ülkemizde modern tıbbın ve sağlık sisteminin sayacı geriye doğru saymaya, sistem yokuş aşağı gitmeye devam ediyor. Sağlıkta dönüşüm programı ile başlayan süreç tıkanmıştır. Sağlığın pek çok alanında pembe balonlar patlamaya devam etmektedir. Bunlardan en önemli gördüklerimi aşağıda sıralamaya çalıştım.
“Bütün renkler kirleniyordu, önceliği beyaza verdiler.” Klişe sözdeki beyazı sağlık emekçilerinin önlükleri olarak kabul edersek; o önlük, gördükleri şiddetten kendi kanlarıyla kirlenmiştir. Bir yılda kışkırtılmış sağlık politikaları sonucunda milyonlarca poliklinik hastasına baktığı için terleriyle kirlenmiştir.
Malpraktis ve CİMER baskısının korkusundan, yoksulluk sınırında yaşamanın utancından, yurt dışına gitmek için fırsat kollamanım mahcubiyetinden kirlenmiştir. Düşen sağlık eğitimi kalitesinin yarattığı hayal kırıklığından, TUS’ta görece ‘rahat’ bölüm tercih etmek zorunda kalmanın kolaycılığından kirlenmiştir. İktidarın kafasındaki ‘Doktora teşvik, döner sermaye, prim vb. vermezsek bunlar çalışmaz’ algısını bir türlü yıkamamış olmanın umutsuzluğundan kirlenmiştir.
Evet başta hekimler olmak üzere herkes Avrupa ülkelerine gitmek için uğraşıyor, pek çoğu gitti bile. Bu ülkeler dünyanın en kârlı ‘ithalatını’ yapıyorlar: Yetişmiş insan gücü, kaliteli/tecrübeli sağlık emekçisi.
Devasa adalet sarayları nasıl adalet dağıtmıyor ise, devasa şehir hastanelerinin de sağlık dağıttığı yok. Dağıttıkları şeyler, emekçilere tükenmişlik, yandaşlara servet, bol makyaj, bol imaj.
‘Kervan yolda dizilir’ atasözü yıllardır sağlık bakanlığının en temel argümanı olmuştur. Gelinen noktada kervan soyulmuş, develer çölde kaybolmuştur. Koruyucu sağlık hizmetlerinin hiçe sayıldığı, sevk zincirinin paramparça olduğu, borç içinde yüzen üniversite hastaneleri, liyakatsiz idareciler, boy boy özel hastaneler, o hastanelerin kamudan aldığı teşvik ve transfer ettiği hekimler.
Hastalığın sofistike olduğu durumlarda, halkın cebinden dökmek zorunda kaldığı servet. Batık bir sosyal güvenlik kurumu. Aşırı pahalı ve faydası tartışmalı iş ve işlemleri öderken, çok daha elzem ilaç ve müdahaleleri geri ödeme kapsamından çıkaran Sağlık Uygulama Tebliği.
‘SSK kuyrukları…’ Artık hastanelerde fiziki bir kuyruk yok. Teknoloji çağında herkes randevusunun gelmesini evinde beklemek zorunda. Bilgisayar teknolojisi ve yazılım nimetlerinden sonuna kadar yararlanan sağlık otoritesi, randevu süresi sorunu için yine hekimlerin muayene süresini kısaltmaya çalışmak, araya ricacı sokmak, mobbing gibi çağ dışı yöntemlere başvurmaktadır.
Takke düştü kel göründü ve bu keli kapatacak bone icat edilmedi. İktidarın kendini en ‘başarılı’ bulduğu alan lime lime dökülüyor. Katkı payı, katılım payı , ilaç, reçete ücreti adında onlarca kalemde yoksul halkın cebine göz dikiliyor.
Başka bir sağlık sistemi mümkün. Yukarıda bahsettiğim kirli önlüğü tertemiz, sakız beyazlığında, tıp ve diğer sağlık fakültelerindeki öğrencilerinden başlayarak giydirmek zorundayız. Kirlenmesine müsade etmeyecek olanlar da yine bizler, sendikalarımız, emek meslek örgütlerimiz ve halkımızdır. Hepimize kolay gelsin.
Evrensel'i Takip Et