09 Kasım 2023 12:45
Son Güncellenme Tarihi: 09 Kasım 2023 14:10

Hukukçulardan Can Atalay tepkisi: Anayasal düzenin kaldırılmasına yönelik ciddi bir kalkışma söz konusudur

Avukatlar, Yargıtay'ın Can Atalay kararına ve AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasına karşı adliyelerde açıklama yaptı: "Anayasal düzenin kaldırılmasına yönelik ciddi bir kalkışma söz konusu"

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Gezi davasından tutuklanan TİP Hayat Milletvekili Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesinin (AYM) tahliye kararı vermesinin ardından, AYM’nin kararını tanımayan Yargıtay 3. Ceza Dairesinin AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu. Bu suç duyurusunun ardından avukatlar illerde adliye önlerinde basın açıklamaları düzenledi. Avukatlar Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Anayasa Mahkemesi kararına uymak yerine Avukat Can Atalay hakkında “hak ihlali kararı veren” Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasını hukuk devletine yapılmış bir darbe olarak değerlendirdi.

İSTANBUL | "ANAYASAL DÜZENİN KALDIRILMASINA YÖNELİK CİDDİ BİR KALKIŞMA SÖZ KONUSU"

İstanbul Çağlayan Adliyesi önünde toplanan avukatlar hem Can Atalay'ın hem de hukuksuz bir şekilde tutuklanan Avukat Gülhan Kaya için adalet nöbeti ve basın açıklaması yaptı. Can’ın Arkadaşları ve Meslektaşları’nın çağrısıyla düzenlenen basın açıklamasına Can Atalay’ın annesi Şükran Atalay, Cumartesi Anneleri ve CHP Milletvekili Süleyman Bülbül katıldı.

İlk olarak söz alan Anayasa Hukukçusu İbrahim Kaboğlu Yargıtay'ın Anayasa'nın emredici ve yasaklayıcı hükümlerine aykırı davrandığını belirterek "Kaynağını Anayasa'dan almayan hiçbir yetki kullanılamaz. Başta Cumhurbaşkanından başlayarak dağdaki çobana kadar" dedi. 

Sorunun içerik sorunu olmadığını belirten Kaboğlu, "Burada sorun aslında Anayasal düzeni tanıyıp tanımamaktır. Burada tartışmanın merkezinde yer alan 14. madde yani Anayasal düzenin kaldırılmasına yönelik ciddi bir kalkışma söz konusudur. Bu açıktır." diye konuştu. Anayasa Mahkemesi iki hafta önce Can Atalay hakkında verdiği kararı hatırlatan Kaboğlu, "AYM Anayasa çerçevesinde sistematik ve önceki kararlarıyla tutarlı bir karar verdi ve sonuç belli. Şimdiye kadar Can Atalay’ın meclisteki görevine çoktan başlaması gerekirdi." dedi.

"HAKİMLER BAĞIMSIZ OLMAZSA HUKUK GÜVENLİĞİ OLMAZ"

Daha sonra söz alan Avukat Several Ballıkaya da tutuklu avukatların durumuna değinerek "Avukatlar halkın haklarını savundukları için iktidarın hedefinde oldular ve bundan sonra da olmaya devam edecekler. 2011 yılında Kürt avukatlara yönelik başlatılan baskılama avukatlara yönelik devam ediyor. Gülhan Kaya’nın tutukluğu da bu operasyonların devamı olan operasyonlardan biridir. Gülhan Avukat ve aktif alarak avukatlık yapıyor, hakimlerin karşısına çıkıyor. Buna rağmen 9 Haziran 2023 tarihinde silahlı polislerce evine yapılan baskında gözaltına alındı ve tutuklandı. Yargılamanın olmazsa olmaz bir maddesi var. Aynı suçlamalarla bir kişi hakkında ikinci bir dava açılamaz. Bu kişi güvenliğini, hukuk güvenliğini ve yargı kararlarına olan güveni de ortadan kaldırır. Hatay halkının seçilmiş Milletvekili Can Atalay ise halkın iradesi hiçe sayılarak serbest bırakılmadı. Daha da ötesi Anayasanın uygulanmasına karar veren yargı mensupları başka yargı mensupları tarafından tehdit edildiler. Hakimler bağımsız olmazsa hukuk güvenliği olmaz. Şimdi geldiğimiz noktada hakimlerin güvencesi başka hakimler tarafından ortadan kaldırılıyor.” diye belirtti.

"MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ"

İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz da konuşmasında "Gerek 13. Ağır Ceza Mahkemesi, gerek 3. Ceza Mahkemesi vermiş oldukları kararlarda ne kadar bağımsız olduklarını adeta haykırmışlardır. Bu karar çerçevesinde ne yapılması gerekiyor: Bizler baro başkanları olarak kendi hesaplarımızdan görüşlerimizi ifade ediyoruz, Barolar Birliği ile bu konuyla ilgili çalışmalar yapıyoruz ancak bu Anayasal bir durum. 2011’de yapılan değişiklik bu kararın hazırlığıydı. 2017’de yapılan değişiklik artık seçilmiş milletvekillerinin değil atanmış bakanların ve Cumhurbaşkanının yer aldığı bir sistem olarak dizayn edilmiştir. Daha önce FETÖ tarafından kullanılan bu yöntemler bugünkü siyasi iktidar tarafından da aynen kullanılmaya devam ediliyor. Hukuk üzerinden toplum dizayn ediliyor. 100 yıl önce egemenlik saraydan alınıp halka verilmişken bugün egemenlik halktan alınıp saraya yeniden verilmesine çaba sarf ediliyor. Bunun için de ciddi adımlar atılmıştır. Biz hukukçular olarak bunun karşısında durmaya, mücadele etmeye devam edeceğiz." ifadelerine yer verdi. (İstanbul/EVRENSEL)


ANKARA | "YAŞANANLAR ANAYASAL BİR KRİZ"

Ankara’da Adalet için Hukukçular, Çağdaş Hukukçular Derneği Ankara Şubesi, Demokrasi için Hukukçular, Hukukçu Dayanışması, Özgürlük için Hukukçular Derneği Ankara Şubesi ve Toplumsal Hukuk üyesi avukatlar adliye önünde bir araya geldi. Açıklama öncesi, “Faşizme karşı omuz omuza”, “AKP yargıdan elini çek” sloganları atıldı.

Yapılan açıklamada konuşan Avukat Eren Gönen "AYM'nin açık anayasa hükmü ve ihlal kararı karşısında Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Hatay Milletvekili meslektaşımız Can Atalay hakkında verdiği kararla Anayasayı ihlal etmiş, anayasal düzeni ortadan kaldırmak anlamına gelen bir darbe girişiminde bulunmuştur” dedi. Kararı hukuki açıdan değerlendirmenin mümkün olmadığını vurgulayan Gönen, yaşananların Anayasal bir kriz olduğunu vurgulayarak, “Bu karara imza atarak Anayasayı ve AYM kararını tanımadığını ilan eden hakimler hakkında soruşturma başlatılmalı, hakimler açığa alınmalı ve yargılanmalıdırlar” dedi. (Ankara/EVRENSEL)


İZMİR | “MÜCADELE ETMEKTEN VE DİRENMEKTEN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ”

İzmir Barosu, Yargıtay'ın kararını protesto etmek için İzmir Merkez Adliye binası önünde basın açıklaması düzenledi. “Savunma susmadı susmayacak”, “AKP yargıdan elini çek”, “Hak, hukuk, adalet”, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz” sloganlarının atıldığı açıklamaya Yargıçlar Sendikası Genel Başkanı Ayşe Sarısu Pehlivan da destek verdi.

"KARAR HUKUKA AYKIRI"

Basın açıklamasını okuyan İzmir Barosu Başkan Yardımcısı Zöhre Dalkıran, Anayasa ve Anayasa’nın emredici hükümleri ve bağlayıcı nitelik taşıyan normatif düzenlemeler ve kesin nitelikteki kararlarının istenildiğinde uygulanacak, istenilmediğinde göz ardı edilecek keyfi metinler olmadığını vurgulayarak dün verilen kararlarla hukuki güvenlik ve belirlilik ilkesinin ihlal edildiğini kaydetti. Dalkıran, "Yaşanan süreç, tam anlamıyla bir yargı darbesidir. Anayasal suç işlenmiştir. Ancak bilinmelidir ki; suçluların cüreti, haklıların cesareti karşısında yenilmeye mahkumdur” diye ekledi.

İzmir Barosu ve üye avukatlar olarak yasama organını işlevsiz hale getiren, ülkeyi bir saray rejimi ile yönetmeyi amaçlayan siyasi iktidarın, yargı üzerindeki tahakkümüne geçit vermeyeceklerini söyleyen Dalkıran, “Hakimler ve Savcılar Kurulunun, Anayasa Mahkemesi kararını uygulamayan ve açık yasa hükümlerine aykırı hareket ederek suç işleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyeleri başta olmak üzere ilgili yargı mensupları hakkında derhal soruşturma başlatmasını ve ivedilikle bu kişilerin görevden uzaklaştırılmasını bekliyoruz. İzmir Barosu olarak biz de Anayasal suç işleyen yargı mensupları hakkında tüm şikayetleri yapacağımızı buradan duyuruyoruz. Bağımsız ve tarafsız bir yargı için, hukukun üstünlüğü için, laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti için mücadele etmekten ve direnmekten asla vazgeçmeyeceğiz” diye konuştu.

Dikili, Aliağa gibi ilçe adliyeleri önünde de eş zamanlı açıklamalar gerçekleştirildi.

(İzmir/EVRENSEL)


ADANA | “YARGITAY 3. DAİRESİ ÜYELERİ GÖREVDEN EL ÇEKTİRİLMELİ”

Adana Adliyesi önünde bir araya gelen Adana Barosu üyesi avukatlar cübbelerini giyerek Yargıtay kararını protesto etti.

ÇHD Adana Şube Başkanı Baran Taygun Metin, “Biz bu hukuksuzluğu ÇHD dosyasından da Kobane dosyasından da biliyoruz. Ama artık yeter denecek seviyeye gelmiştir. Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin hukuksuzluğunu tanımıyoruz. Ve diyoruz ki ‘Hukuk yoksa sokak var. Bu artık bize meşru haktır’ “ dedi.

Basın açıklamasını okuyan Adana Baro Başkanı Semih Gökayaz Yargıtay'ın kararının Anayasa Mahkemesini terör örgütleriyle birlikte hareket etmekle suçlayan ve TBMM'yi yola getirmeye çalışan bir nitelikte olduğunu belirtti. Gökayaz, "Yargıtay 3. Ceza Dairesi; Anayasa’da ve yasalarda kendisine verilmeyen bir yetkiyi kullanmaya çalışmış ve bu yolla Anayasa Mahkemesinin yetkisini gasbetmiştir. Anayasa Mahkemesi kararını tanımayan karar Anayasa’ya karşı bir kalkışmadır" dedi.

Mahkeme kararlarının hesaplaşma alanı olmadığını ifade eden Gökayaz, "Hakimler, karar verirken, cesareti hakimlik teminatından, hukuktan, vicdanlarından başka bir yerden almazlar, almamalıdırlar. Anayasal düzenin sigortası olan Anayasa Mahkemesi’ni hedef alan bu karara karşı Anayasa Mahkemesi’nin varlığını sonuna kadar savunacağız. Anayasal düzeni yok sayan Yargıtay üyeleri yönünden “görevden el çektirme” yaptırımının uygulanması için Yargıtay Yüksek Disiplin Kuruluna gerekli başvuru tarafımızca yapılacaktır. Anayasa’ya karşı kalkışma içinde olan Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyelerinin görevden derhal el çektirilmesini talep ediyoruz. Bu Anayasa tanımaz karara karşı Anayasal düzeni, hukukun üstünlüğünü ve yurttaşlarımızın hakkını korumak için yasadan aldığımız yetkiyi sonuna kadar kullanacağız” diye konuştu. (Adana/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Depremzedelerin büyük bölümü konteynerlere mahkûm

SONRAKİ HABER

Mor Dayanışma’dan sığınma evi kampanyası

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa