10 Kasım 2023 04:46

İşsizliğe çözüm önerisi kötü koşullar sunmak

ESBİM’de, sosyal medya hesaplarında ya da bina içindeki afişlerde bahsedildiği gibi işçilerin gözünde bir umut görmek pek mümkün değil.

Fotoğraf: Esenyurt Belediyesi

Paylaş

Taylan ÖZGÜR
İstanbul/Esenyurt

43 mahallesi ve 1.5 milyona dayanan nüfusu ile Türkiye’nin en kalabalık ilçesi olan Esenyurt, aynı zamanda büyük bir sanayi havzası olmasına rağmen de en çok işsizin olduğu ilçelerden biri. İşi olanların da en ağır koşullarda çalıştığı, medyanın gündemlerinden düşmeyen, işsizlikle beraber uyuşturucunun ve hırsızlığın da çok yüksek seviyede olduğu gürültülü bir ilçe. Göçlerin de büyük etkisiyle kozmopolit bir alana dönen Esenyurt’ta yaşanan birçok soruna değinmek elbette hayli zaman alır. Fakat şimdi bu kalabalık ilçenin işsizliğine çare olarak, Esenyurt Belediyesi (AKP döneminde) tarafından açılan Esenyurt İstihdam Merkezine (ESBİM) değinmek istiyorum.

Sık sık iş başvurusu yapmak için gittiğim ESBİM’de, sosyal medya hesaplarında ya da bina içindeki afişlerde bahsedildiği gibi işçilerin gözünde bir umut görmek pek mümkün değil. Çünkü iş arayan Esenyurt emekçileri de biliyorlar ki, gidecekleri iş yerlerinde yine düşük ücretle, ağır koşullarda çalışacaklar ve buldukları işlerde alacakları ücret yetmeyeceği için mesai bitimlerinde ekstra işlere gidecekler.

BEŞ GÜN ÇALIŞACAĞI BİR FABRİKA ARIYOR

ESBİM’e son gittiğim zaman panoda iş ilanlarına bakan bir grup işçi gördüm, düşünce ve beklentilerini öğrenmek için sohbete başladım. İşçilerden biri hafta sonları ekstra işlere gidip biraz daha fazla para kazanmak için haftanın beş günü çalışacağı bir fabrika aradığını, dinlenmek ve ailesi ile dışarıda zaman geçirmek istediğini fakat alacağı ücretin buna imkan tanımayacağını söylüyor. “Çocuklarımla dışarı çıkmak derken sahile inmek, AVM’ye gitmek ya da İstanbul’u gezmek değil, evimize en yakın parka gitmekten bahsediyorum” diyor.

Diğer işçi ise çalışma koşullarından çok alacağı ücretin önemli olduğunu, artık iş seçme gibi bir lüksünün olmadığını dile getiriyor. Bir işçi ise ESBİM’in işçi bulmak için anlaştığı fabrika ve iş yerlerini denetlemediğinden bahsediyor: “Buradan bulduğum bir fabrikaya ilk zamanlarda bir heyecan ve sevinç ile gittim fakat günler geçtikçe göçmen işçilerin ve 18 yaş altı işçilerin sigortasız çalıştırıldığını gördüm. Bu fabrikada aynı zamanda ne çay molası vardı ne de verilecek bir çay. Biz işçiler çay için kendi aramızda para toplar, çayı da makine başında içerdik. O an düşünmüştüm koca belediye bulduğu fabrikayı denetleyemez mi diye...”

"HAK ARAYAN İŞÇİ İSTEMEZLER Kİ"

Bir başka zaman yine ESBİM’de tanıştığım bir işçi ile sohbet ettiğimde burada bulduğu bir fabrikada hâlâ çalıştığını ve fazla mesaileri elden aldığını öğrenmiştim. Konuyu ESBİM’de görevli işçi danışmanına anlatmış, işçi danışmanı da Beyaz Masa’ya bildirmesini söylemiş fakat bildireceği ihbarda kendi adının geçeceği için işten atılma korkusu ile şikayet edememiş. Aynı işçi ESBİM’de yapılan bir iş görüşmesinde sadece ‘Fazla mesaileri elden mi veriyorsunuz’ diye sorduğu için fabrika yöneticisi tarafından kendisine başka fabrikada iş bulma önerisi yapıldığını söylüyor. Sohbet ettiğimiz bir diğer işçi araya girerek “Zaten yöneticiler soru soran ya da hakkını arayan işçileri istemezler ki. Eski çalıştığım yerde sendikaya üye olan ve üye toplamaya çalışan arkadaşlar vardı. Ben sendikaya üye değildim ama aldığımız ücretin düşük olduğu ile ilgili konuştuğumu duymuşlar ve bu yüzden atıldım” diyor.

EN KÖTÜSÜNE RAZI

ESBİM’in varlık amacı Esenyurt halkına insani koşullar ve insanca yaşanacak bir ücret alabilecekleri fabrikalarda iş bulmakmış gibi görünüyor. Halbuki çeşitli işçi arkadaşlarla yaptığım sohbetlerde, işçileri çalışma koşullarından hiç haberdar olmadıkları, rastgele fabrika ve depolara yönlendirmeleri, asıl amaçlarının işsiz sayısını azalttıkları algısını yaratmak ve bu sayede kendi reklamlarını yapmak olduğu tartışılıyor.

Reklam demişken son olarak birçok işçinin rahatsız olduğu bir konuya da değinmek istiyorum. ESBİM’in hem iş görüşmelerinde hem de işbaşı yapmak için fabrikalara giden işçilerin yüzünün göründüğü fotoğraflar çekme ve çektikleri fotoğrafları da sosyal medya hesaplarından paylaşması gibi kötü bir huyu var. Fotoğraflara baktığınızda birçok işçinin utanarak yüzünü sakladığını görürsünüz.

Sadece ESBİM’de iş arayan işçilerin değil; kiraların ortalama 10 bin lira olduğu, bir aylık market alışverişine aldıkları ücretin üçte birini harcayan, çocuklarının iyi eğitim almalarının ve sağlıklı beslenebilmesinin önü kesilen Esenyurtlu emekçilerin bir gün daha işsiz kalacak ekonomik gücü kalmadığından dolayı artık hangi fabrikada ne iş yaptıkları ya da kaç saat çalıştıkları çok önemli değil. Konuştuğumuz bu işçiler örgütlü mücadele ile tanışmamış, kimi yerlerde iş kazaları geçirmiş, kimi yerlerde hak gasplarına uğrayarak tazminatlarını alamadan işten atılmış ya da ağır koşullardan dolayı çalıştığı için işten ayrılmak zorunda kalmışlar. Yoksulluktan kurtulmanın yolunu daha çok çalışarak arayan işçiler bir çıkmazın içine giriyorlar.

ÖNCEKİ HABER

ATO: Bu sağlık bütçesi sorunları çözmek yerine büyütür

SONRAKİ HABER

Beyoğlu Belediyesi, "rantsal dönüşüm yasası" geçer geçmez işe koyuldu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa