Birleşecek gücü olanların kazanacak güçleri de vardır!
Tek adam yönetimi, tarikatlara 563 milyon TL ayırmış. KYK faciasının sorumluları, bütçeyi, üniversite öğrencilerinin eğitimine, yurtlarına, asansörlerinin tamirine ayırmayanlardır.

Fotoğraf: Evrensel
Bilgesu KİPER
Ankara
KYK’larda ve üniversitelerde Zeren Ertaş için düzenlenen eylem ve protestoların da etkisiyle, öğrencilerin gündemi olan ihmaller, ülkenin bütününün ve burjuva siyasetçilerinin de gündemine girmiş bulundu. Tartışmaların bir kısmı da yurt görevlilerini sorumlu tutan bir çizgiden ileriye geçmedi. Örneğin, Meral Akşener yaşananlara ilişkin “Şuursuz ve ciddiyetsizlik” dedi. Kemal Kılıçdaroğlu ise “Kibir, küstahlık, ihmal ve beceriksizlik” ile durumu açıkladı. Görünen o ki, burjuva siyaseti üniversite gençliğinin biriken ekonomik ve siyasal sorunlarının sorumlularını doğrudan işaret etmiyor. Oysa, asansör faciasının binlerce genç için aslında ifade ettiği şey, yaşamlarımızdan çalınanlardan başkası değil. İhmal edilen, gençliğin yaşamı.
BU ÖLÜMÜN SORUMLUSU KİM?
KYK faciasının sorumluları, bütçeyi üniversite öğrencilerinin eğitimine, temel ihtiyaçlarına, yurt koşullarının düzeltilmesine, sağlıklı beslenmenin sağlanmasına, asansör tamirine ayırmayanlardır. YÖK ve MEB’e ayrılan bütçe gün geçtikçe kısılırken; tek adam yönetimi, tarikat ve cemaatlere 563 milyon lira ayırmış. Bu yönetimin ekonomi planları da halkın cebinden alıp, sermayedarlara vermek üzere dizayn edilmiştir. Tek adam yönetimi, Orta Vadeli Program çerçevesinde ücretleri, kamu kaynaklarına ayrılan bütçeyi kısacağını da açıklamıştır. KYK yurdundaki bir asansörün tamirine harcanması gereken bütçeyi, patronlara ayırıyor; yaşamlarımızdan çalınanlar, sermayedarların cebine giriyor!
Barınma ve buna bağlı sorunlar, eylemlerin esas odağı olsa da, üniversite gençliği için yaşamın her alanı, zaten uzun bir süredir sorunlar yumağı! Eylemler de bu sorunlar yumağının sonucu olarak gelişti. Bu eylemler sonucunda binlerce üniversiteli omuz omuza gelmenin, talepleri etrafında birlikte mücadele etmenin deneyimini kazandı. Eylemler şimdilik durmuş olsa da, binlerce genci bir araya getiren sorunlar var olmaya, derinleşmeye devam ediyor. Eylemlerden hemen sonraki günlerde bile, asansör düşmeleri, yemeklerden çıkan böcekler, fareli yurtlar; bunların karşısındaysa yurt koşullarına ilişkin talepler gündem olmaya devam etti. Kimi yurtlarda eylemler 6 kişilik odaların 4 kişiye indirilmesi, yemekhaneyi denetleme hakkının kazanılması, psikolog desteği sağlanması, yurttan üniversiteye ulaşımın kolaylaştırılması gibi kazanımlarla sonuçlandı. Sorunlar devam ettikçe, bu sorunların karşısında tek başına olmadığında neyi kazanabileceğini deneyimleyen üniversiteli gençlerin de başkaca eylemlerde buluşma potansiyeli artıyor.
NASIL YAPACAĞIZ? GERİYE NE BIRAKCAĞIZ?
Yurtlarda kat kat örgütlenmek, komiteler-temsilcilikler kurmak, yurtlara dair karar alma süreçlerine dahil olabileceğimiz fiili alanlar yaratmak, sorunlar devam ettikçe birleşerek çözmenin de olanaklarını oluşturur. Kendi deneyimlerimizden dersler çıkarabildiğimiz, karşımıza çıkan her yeni sorunda en baştan başlamak yerine biriktirdiklerimiz üzerinden mücadeleye devam etmemize olanak tanıyan birlikler, hem yurtlarda hem de üniversitelerde öncelikli hedefimiz olmalıdır.
Bu kazanımların birikmesini, günün sonunda sorunlar yumağının çözülmesini sağlayacak olan, mücadelenin olabildiğince örgütlü, olabildiğince istikrarlı devam ettirilmesi. Tek tek yurtlardaki taleplerin kazanılması veya üniversite gençliğinin hep bir ağızdan haykırdığı “Yaşam”ı kazanması, ancak kalıcı-örgütlü alanlarda birleşerek gerçekleşebilir. Yurt bahçesinde birleşip, ihmalleri kabul etmeyen, dışarıdan alınan kararlar nedeniyle yaşamının elinden alınmasına müsaade etmeyeceğini ilan etmiş yüzlerce genç; yurtlarında kalıcı birliktelikler oluşturabilecek, deneyimlerini büyütebilecek, daha ileri talepler etrafında birleşebilecek güce de sahiptir! Çünkü gücümüz, sıra arkadaşlarımızdan, yurt arkadaşlarımızdan, ortak taleplerimiz etrafında birleşebilmekten gelir.
Bugün hala irili ufaklı devam eden protestolar, her yerde etkisini hemen göstermeyebilir. Ama bu durumlarda, birleşmek bir işe yaramıyor, demek yerine nasıl daha güçlü birleşebileceğimizi planlamak gereklidir. İçerisinde bulunduğumuz cendereden çıkışımız, yaşamımızın yolu; taleplerimiz için örgütlü-sistematik bir mücadelenin parçası olmamızdan geçiyor.
Bugünden sonra yapacağımız, Zeren’in ölümünün sorumlularından mücadelemizle hesap sorarken, aynı zamanda tek tek bütün taleplerimizi kazanacak bir mücadelenin bayrağını taşımak olmalı. Zeren Ertaş’ın ölümüne sebep olan asansör faciasının tüm sorumluları açığa alınması ve yargılanması için başta KYK Genel Müdürü Recep Ali Er ve Aydın Valisi Yakup Canbolat olmak üzere sorumluların istifa etmesi için, mecliste yapılacak yeni bütçe görüşmelerinde Gençlik ve Spor Bakanlığına ve KYK yurtlarına ayrılan bütçenin arttırılması, KYK yurtlarının koşullarının iyileştirilmesi; yurtların güvenli, sağlıklı hale getirilmesi için, bütçenin kullanımına ilişkin ve yurt koşullarına dair denetlemelerin öğrencilerin de dâhil olacağı mekanizmalar ile yapılması için mücadeleye!
Evrensel'i Takip Et