Göç ve depremin kanser vakalarına yansıması
49. Ulusal Hematoloji Kongresi'nde hematologların sayısının hızla düşmesi, göç ve deprem sonrası yaşanan kanser türleri ve düzenli takiplerindeki sorunlar masaya yatırıldı.
ARŞİV | Fotoğraf: Pixabay
Ramis SAĞLAM
İzmir
Türk Hematoloji Derneği tarafından düzenlenen “49. Ulusal Hematoloji Kongresi” Antalya’da gerçekleştirildi. Kongrede hematoloji farklı boyutuyla tartışılırken, hematologların sayısının hızla düşmesi, göç ve deprem sonrası yaşanan kanser türleri ve düzenli takipleri masaya yatırıldı.
Türk Hematoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Muhlis Cem Ar, Türk hematolojisinin (kanbilimi) hızla kan kaybettiğini belirterek, 2018 yılından beri hematolog sayısında bir düşüş olduğuna dikkat çekti.
“HEMATOLOG SAYISI DÜŞÜYOR”
Ar, "Daha az sayıda iç hastalıkları uzmanı, çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı hematoloji yan dalına ilgi gösteriyor. En son Yan Dal Uzmanlık Sınavı sonrası erişkin hematoloji açısından 120 kadrodan ancak 25'ine başvuru oldu. Pediatrik hematolojide de 80 kadrodan 5 başvuru oldu. Bu önemli bir sorun. Giderek az sayıda çocuk hastalıkları uzmanı ve iç hastalıkları uzmanı hematolog olacak. Önümüzdeki 10 yılda bu hastalıklarla uğraşan hekim sayısında belirgin bir azalma olmasını bekliyoruz. Bunun bir şekilde önüne geçilmesi gerekir” dedi.
GÖÇMENLER VE HEMATOLOJİ SORUNU
Göç ve deprem birçok sorunu beraberinde getirirken, sağlık alanında tedavi yanıtlarının alınmasında da sorunlar yaşanmasına neden oluyor. Suriye’de yaşanan savaş ve 6 Şubat depreminin doğurduğu göçlerin ardından kanser tedavilerinde önemli sorunlar yaşanıyor.
Suriyeli mültecilerde görülen kanserler hakkında bilgi veren Türk Hematoloji Derneği Araştırma Sekreteri Doç. Dr. Neslihan Andıç, göçmen sağlık stratejileri çerçevesinde hematolojik hastalıkların üzerinde yoğunlaşılması gerektiğini söyledi.
“DİL FARKLILIĞI TEDAVİYİ OLUMSUZ ETKİLİYOR”
Hastaların yeterli ve gerekli tedavi alamadığını dile getiren Andıç, hastalıklarının taşıdığı risk faktörleri hakkında gerek kullanılan dilin farklılığı nedeniyle iletişim eksikliği yaşandığını ifade etti.
Andıç, “Gerek eğitim seviyesi yetersizliği nedeniyle yeterince bilgi sahibi olamadığı ve sonuçta yüksek hastalık ve ölüm oranlarına yol açabileceği gözlemlendi. Van'da yapılan bir çalışmada birden çok doğum yapan kansızlığı olan hastaların yüzde 70'den fazlasının okuma yazma bilmediği tespit edildi. Kayseri'de yapılan bir başka çalışmada Suriyeli genç kadınların ve yaşlı erkeklerin derin ve yoğun vitamin B12 eksikliğinin olduğu tespit edildi. Bin 500 hastanın tarandığı geniş çaplı geriye dönük çalışmada Suriyeli mültecilerin en sık görülen kanserlerin başında lösemi, lenfoma ve miyelom olduğu; düzenli takip ve tedavi olamadıkları için tedavi yanıtlarının daha kötü olduğu saptandı. Bu konuda, dünya çapında işbirliği ve yeni planlamaların kaçınılmaz olduğu; göçmen sağlık stratejileri çerçevesinde hematolojik hastalıkların üzerinde yoğunlaşılması gerekliliği açıktır" diye konuştu.
“DEPREM HEMATOLOJİYİ DE ETKİLEDİ”
6 Şubat depremlerinde çok sayıda hastane ve sağlık birimi tahrip olurken, çok sayıda sağlık personelinin ölümüne ve yaralanmasına neden oldu. Depremde hematoloji ve onkoloji merkezlerinin hasara uğradığına vurgu yapan Andıç, “Deprem bölgesinde çalışan birçok doktor, hemşire ve yardımcı sağlık personeli hayatını kaybetti. Pek çok kişi evlerini, ailelerini, arkadaşlarını ve sevdiklerini kaybetti. Depremlerde ölen hasta sayısı bilinmiyor. Bölgedeki hematoloji ve onkoloji merkezleri depremin hemen ardından faaliyetlerini durdurarak hasar ve kayıpların değerlendirilmesi için diğer birimlerle iletişime geçti” dedi.
“DEPREMDE KAN TEMİNİNİN ÖNEMİ”
Depremde kan ve kan ürünlerinin temininin önemli olduğunu dile getiren Andıç, "Her sağlık kuruluşunun afet planı olmalı ve çalışan personel buna hâkim olmalıdır. 3-7 günlük kritik stok seviyesinde kan ürünü elde bulundurulmalıdır. Kan bankacılığı hizmeti sunan kuruluşların beklenmedik ve olağan dışı durumla karşılaşıldığında verdikleri hizmetin kesintiye uğramaması ve yaşanabilecek olumsuzlukların en asgariye indirilmesi için kendi olanakları ölçüsünde tavsiye edilen uygulamalara ilişkin gerekli planlamalarını yaparak hazırlıklı olmaları gerekir” diye ekledi.