09 Kasım 2023 17:28

KYK yurtlarında biriken öfke

Bulunduğumuz her yurtta, sorunlarımızı en temelden tartışabileceğimiz, taleplerimizi ve haklarımızı dile getirebileceğimiz temsilcilikler kurmak bu mücadelenin bir ayağını oluşturuyor.

Fotoğraf: Creazilla

Paylaş

Hazan KAYA

Ege Üniversitesi

 

Geçtiğimiz hafta Aydın Güzelhisar Kız KYK Yurdunda ihmal sonucu asansörün düşmesiyle kaybettiğimiz sıra arkadaşımız Zeren Ertaş’ın acı haberini aldık. Yurtta arkadaşlarımız defalarca asansörü güvenliğe bildirmelerine rağmen hiçbir yetkiliyi denetlemeye çağırmayıp şikayetleri dikkate bile almayanlar, arkadaşlarımızı göz göre göre ölüme sürükleyenler hiçbir sorumluluğu üzerlerine almıyorlar. Bozuk asansörleri kapatıp açıp çalıştıran, denetlemesi için hiçbir yetkiliyi çağırmayan üstüne üstlük Zeren’in ‘korktuğu ve çıkmaya çalıştığı’ için hayatını kaybettiği suçlamasında bulunan bir zihniyetle karşı karşıyayız. Yurtlarda sabah akşam önümüze böcekli yemekleri koyanlara, 6 kişi kaldığımız odalarda tek bir temizlik yapmayanlara -biz yapmak istesek bile gerekli malzemeyi vermeyen-, bozuk ve sorunlu asansörlerde inip çıkmamıza göz yumanlara fakat saat 23.00’dan bir dakika bile geç kalsak yurttan atılmaya kadar giden dilekçelerle isimlerimizi alanlara diyeceklerimiz çok fazla. Yemekhaneden tutun güvenlik sorununa kadar yurtlar, bir hapishane koğuşundan ve koşullarından farklı sayılmaz. İnsanca yaşamak istiyoruz diyoruz çünkü o kadar kötü koşullarda barınıyoruz ki her geçen gün yemeklerden zehirlenmekten hastanelerde sabahlıyoruz, yurdun yemeğini yemeyelim diyoruz bu sefer cebimizdeki 1250 lira bursumuza bir hayli göz diken okul yemekhanesi kendini gösteriyor. Hadi diyelim okuldan da yemeyeceğim en ucuz markete bile girdiğimizde yüzlerce lira ödüyoruz ki yemek yiyelim. Ama yüzlerce belki binlerce lira harcadığımız yemekler ne bizi doyuruyor ne sağlıklı bir öğün haline geliyor. 

DİKEN ÜSTÜNDE BİR KAMPÜS VE YURT HAYATI

Kampüslerimizin ne kadar güvenli olduğu da ayrı bir tartışma konusu ki özellikle kadın öğrencilerin gece geç saatlerde yurda girmesi diken üstünde yaşadığımız bir hayatı simgeliyor. Arkadaşlarımızın yurdun önüne kadar takip edildiği sonrasında yurt güvenliğine takip eden kişiyi şikayet ettiğinde “Sen yurda gecenin bu saatinde geliyorsan ne yapmamı bekliyorsun?​” gibi cümleler kuran güvenlik ve müdire ile karşı karşıya kaldığımız AKP hükümetinin dinci-gerici zihniyetinin bir örneğiyle mücadele ettiğimiz bir yurt hayatı yaşıyoruz. Yazının başında da değindiğim bu zihniyet, baskılayabildikleri her alanda bizleri baskılamaya, haklarımızı elimizden alabildikleri her alanda ellerimizden zorla almaya devam ediyor. Peki biz öğrenciler tek adam hükümetinin bizlere uyguladığı baskılamalara karşı korku saldıkları her alanda korkularımızı birer birer kırmak için ne yapabiliriz? Nasıl yapabiliriz?

2 haftadır süre gelen ve gün geçtikçe ateşin içten içe körüklenmeye devam ettiği yurtlarda ilk günden itibaren eylemler yapılıyor, öğrenciler buluşuyor ve taleplerini haykırıyor. Türkiye’nin dört bir yanından, yüzlerce binlerce öğrenci yemekhanede örgütlendi, bahçede buluştu, camlardan ıslık sesleriyle ortaklaştı. Bu ortaklaşmanın bizler için en önemli nedeni çok net belliydi. Sorunlarımız ortak, hedefimiz mücadele.

KAZANIM BİREYSEL ÇÖZÜMDE DEĞİL ÖRGÜTLÜ MÜCADELEDE

Son 3 haftadır Türkiye’de yurtlarda, kampüslerde yaşanan öğrenci intiharları aslında örgütlü mücadeleye neden gerek duyduğumuzun bir yanıtı. Eskişehir’de, Hacettepe’de arkadaşlarımızın kaybettiği hayatlar bizleri günden güne birleşmeye itiyor. Hepimiz aynı sorunları yaşıyor, aynı çözümleri arıyoruz. Ve görüyoruz ki en temel haklarımızı bile gasp edenlere, ihtiyaçlarımızı karşılamayan yönetmeliklere, güvende olmadığımız ve bizi kendi elleriyle güvensiz hissettirenlere karşı örgütlü mücadele gençliğin her alanında şart. Sesimizi çıkardığımızda elde ettiğimiz haklarımız da zeminini oluşturuyor bu mücadelenin. Fakat zemini oluşturmak sadece ses çıkarmaktan değil, birleşerek, bir araya gelerek mücadele etmekten geliyor. Biz de Ege Kız KYK yurdunda arkadaşlarımızla nasıl bir eylem süreci planladığımızı sizlere aktarmak istiyorum. Ege’de de yurdun ilk açıldığı seneden yani 3 seneden beri süregelen sorunlar zinciri bu sene kat ve kat arttı. Böcekli makarnalar, yemekhanede dolaşan fareler, elektrik kaçaklı banyolar derken hem canımızın tehlikelide olduğu hem de asgari düzeyde bile yaşamanın zorlaştığı bir döneme açmıştık eğitim öğretim yılımızı. Bu yaşadıklarımızın üzerine Zeren'in haberiyle tüm yurt bir eylem arayışına girmesiyle bizlerin de eylemin örgütlenmesine dair adımlar atmaya başlaması bir olmuştu. İlk önce oda arkadaşlarımızdan başlayarak diğer odaları da tartışmalarımıza kattığımız ve bu tartışmalarda herkesin eylem sürecine katılmasını sağladığımız, planlamaları birlikte yaptığımız bir süreç oldu.

Arkadaşlarımızla başlattığımız bu protestoya katılım bizim beklediğimizden de fazla olması aslında öğrencilerin ne kadar öfkeli olduğunu ve eylemin gerekliliğini net bir şekilde gözler önüne koyuyordu. “Susma sustukça sıra sana gelecek”, “Bir kişi daha eksilmeyeceğiz” sloganlarıyla başlattığımız eylem artık bıçağın kemiğe dayandığını gösteriyordu ve mücadelenin gerekliliğini ortaya koyuyordu. Kendi yurdumuzda yaşadıklarımızı anlattığımız bir açıklamayla devam eden ve sonrasında Zübeyde Hanım KYK yurdundan çıkıp bizim yurdumuzun önüne gelen arkadaşlarımızla birlikte de eylemi bitirdik.

NEDİR BU ÖRGÜTLÜ MÜCADELE?

Tam da son süreçteki KYK protestolarına yüzümüzü dönerek, o sürecin deneyimiyle birlikte yan yan yana gelmenin koşullarını yarattığımız, bu birlikteliği kalıcı hale getirecek çeşitli platformları oluşturduğumuz bir mücadele hattı gerçek bir kazanımın ve haklarımızın korunmasının önünü açabilir. Bulunduğumuz her yurtta, sorunlarımızı en temelden tartışabileceğimiz, taleplerimizi ve haklarımızı dile getirebileceğimiz temsilcilikler kurmak bu mücadelenin bir ayağını oluşturuyor. Bunu başarabilirsek eğer hem öğrencilik hayatımız boyunca hem de bu yurtlara gelecek arkadaşlarımıza bir kazanım ve mücadele yolu açmış olacağız.

ÖNCEKİ HABER

İyi bir eğitim için bir araya gelmeliyiz

SONRAKİ HABER

Fakültemizden OVP ve ekonomik kriz tartışmaları

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa