09 Kasım 2023 17:30

Fakültemizden OVP ve ekonomik kriz tartışmaları

Krizi, pandeminin ve kimi üretim-tedarik sorunlarının oluşturduğu, çözümünün de kemer sıkmaktan geçtiği iddia ediliyor. Gerçekler, derslerimizde anlatılanların tersini gösteriyor.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Deniz GÖKMEN

Dokuz Eylül Üniversitesi Çalışma Ekonomisi Bölümü

 

Son birkaç yıldır yaşadığımız ekonomik kriz, alım gücündeki trajik düşüş pek çok ekonomi sohbetinin olmazsa olmazı durumunda. Mevcut tablonun yanı sıra, gelişmeleri takip etmek ve bu kapsamda da geçtiğimiz Ağustos ayında açıklanan 2023-2026 yılları için iktidarın ekonomi “vizyonunu” deklare eden Orta Vadeli Program hakkında da fikir alış verişinde bulunmak da kıymetli hâle geliyor. Bu gündemlerin, özellikle İİBF öğrencileri için birer tartışma konusu olması ve ekonomi derslerimizde üzerine konuşmamız oldukça önemli bir yer tutuyor. İİBF öğrencileriyle yürüttüğümüz tartışmaların izlenimini buraya aktarmaya çalışacağım.

Esas gündemimiz, etkisini günden güne artıran ekonomik kriz. Bu gündem, hocalarımız tarafından genellikle, ana akım iktisadın (liberalizm ve türevlerinin) sınırları çerçevesinde değerlendiriliyor. Detaylı ve kapsayıcı bir tartışma ortamının önü de bile isteye kesiliyor. Derslerimizin doğal birer konusu olması gereken ekonomi programı hakkındaki sessizliği bozmak için Genç Hayat okuduğumuz arkadaşlarımızla ders araları ve kantin sohbetlerini değerlendiriyoruz. Asıl tartışmak istediğimiz mesele, bu yoksullaşma, krizin sonucu mu, yoksa krizi doğuran bir ekonomik sistemin sonucu mu? Bu soru, tartışmalarımızdaki ana zemini oluşturuyor.

KRİZİN SORUMLUSU KİM VEYA NE?

İktisat dersinde tarif edilen hâliyle, dünyada ve ülkemizde yaşanan ekonomik krizi, pandeminin ve çeşitli üretim-tedarik sorunlarının oluşturduğu, bu krizin aşılmasının da kemer sıkmaktan geçtiği iddia ediliyor. Ama elimizdeki üretim ve ihracat verileri gibi doneler, krizin sermaye kaynaklı olduğuna işaret ediyor.* Krizin kaynağı sermaye iken, niçin faturasını biz ödüyoruz?

Veriler, sürecin doğru değerlendirilmesi adına önemli bir yer tutuyor. Bunlara ek olarak; OVP’nin derslerde tartışılması bir yana, OVP uygulamasının doğru olduğunu ve “liyakatli” bir ekonomi yönetiminin sonucu olduğu kanısı hakim. Tartıştığımız arkadaşlar düşüncelerini şöyle ifade ediyorlar: “Kriz var, evet, biz yaratmadık ama bu sarmaldan çıkmak için kemer sıkmak gerekebilir”, “Herkesin elini taşın altına koyması gerekir.”

Ama OVP’nin içeriği, yeni dönem bütçesindeki dağılımlar, yaşamımızı sürdürmek için yaptığımız masraflar, bütçenin ve OVP’nin sermayenin çıkarları doğrultusunda dizayn edildiğine yönelik tartışmalar sonucunda ortaklaştığımızı görüyoruz. Ve saflar değişiyor.

BAŞKASININ KRİZİNDEN SORUMLU TUTULUYORUZ

Sonuçta bu krizi bizler yaratmadık ve sürecin paydaşı dahi değiliz. Ama ufak bir incelemeyle, pandemiden bu yana, işçi-emekçi kesim ve onların genç kuşaklarının ekonomik krizin faturasını ödeyen konumunda değerlendirildiğini görebiliyoruz. Evrensel’deki habere göre 2024 bütçesi için, sermaye gruplarına 8 trilyon liralık bir vergi kıyağı hedefleniyor.** Üstelik, bu vergi aflarından yalnızca 5’li Çete gibi AKP’ye göbekten bağlı sermaye grupları değil, Koç’u, Sabancı’sı gibi Türkiye’nin Batı ile ticari ilişkisini tekeline aldığı için “Avrupalı” ve “modern” görünen gruplar da yararlanacak elbette. 2005-2006’da, devlete bağlı sanayi devi Tüpraş’ın da AKP eliyle, yalnızca 1 yıllık gelirine, Koç’a peşkeş çekildiğini unutmamalı. Biz gittikçe yoksullaşırken, sermayedar sınıfı laik-dindar ayrımı olmaksızın servetini katlıyor. Yine görüyoruz ki, krizi yaratan biz değiliz; krizden rekor kârlarla çıkan da biz değiliz ama kemer sıkması istenilen biziz, faturayı ödemesi istenen biziz. Ve gerçekler, derslerimizde anlatılanların tam tersine işaret ediyor.

Tartışmalarımız, gençliğin ana ekonomik gündemlerine, tepkilerine ve eylemlere sebep olan KYK yurtları ve burs/krediye geliyor. Tam da OVP’de bahsi geçen ücret zammına yönelik planlama, hedeflenen enflasyona göre zam vb. gibi, gerçek anlamda alım gücümüzü düşürecek biçimde yapıldı burs zammı. OVP tartışmasının ardından, arkadaşlarımız tarafından da böyle yorumlanıyor KYK zammı. Kredi bursların yetersizliği zaten gözler önündeyken, açıklanan miktarın alım gücünün Ocak ayına kadar belki de yarı yarıya azalacağı, bu enflasyonist ortamda, artış hiç de gerçekçi görünmüyor. Sene başından bu yana, kırtasiye masraflarımızdan okul yurt yemekhanelerine, neredeyse her şeye gelen zamların oranını yakalamayan, hatta altında kalan bir zam olduğu konusunda ortaklaşıyoruz. Yani öğrenim hayatımızın niteliği, barınabilmemiz bir yana; yerleştiğimiz yurtlarda yaşamamız bile garanti altında değil.

YAŞANANLAR, GENÇLERİN UMURSANMADIĞINI GÖSTERİYOR

Aydın’da yaşanan üzücü olay, neredeyse tüm yurtlardaki sorunlar, KYK zamlarının yetersizliği… Hepsi, öğrencilerin umursanmadığının yer verilmediğinin, bütçenin musluğundan bu yerlere yalnızca damlaların, ama sermaye gruplarına bardaklar dolusunu aktığını gösteriyor.

Bu tartışmalar doğrultusunda ortaya çıkan başlıca sonuçları ise şöyle ifade edebiliriz: Krizi biz yaratmadığımız için faturasını da bizim ödemememizin gerektiği; geleceğe dair yapılan planların ve bütçe düzenlemelerinin, liyakatin yanı sıra, gençleri umursayan ve hem hak ettiğimiz gibi yaşam kalitemizi iyileştirme çabası içinde olan hem de eğitim, barınma gibi ihtiyaçlarımızı geleceğe yatırım vizyonuyla yapmasına ihtiyacımız olduğuna karar verdik. Yurtlar ve kredi/burslardaki durumun ise öğrencilerin eğitim hayatından kopmalarına neden olacak düzeyde yetersiz olduğunu ve eğitimin kırıntılarını dahi yok etmenin hedefini gütmektir diyebiliriz. Bu tartışmayı bu yazıda sonlandırıyoruz. Bir sonraki genç hayata kriz ve ücret meselesini derinlemesine tartışmanın ve tekrar yansıtılmasının kararını almış olduk.

*https://www.evrensel.net/haber/493561/imfden-carpici-rapor-enflasyonun-sebebi-yukselen-k-rlar-isci-ucretleri-degil

**https://www.evrensel.net/haber/502450/sermayeye-8-trilyon-liralik-vergi-affi

ÖNCEKİ HABER

KYK yurtlarında biriken öfke

SONRAKİ HABER

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg: Müttefikler Gazze'de çatışmalara ara verilmesini destekliyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa