Hak etmedikleri neyi istiyor ki öğrenciler?
Bakıldığında büyük şeyler istemiyoruz. Sağlam asansörler, sağlıklı yemekler, saatlerce yürümek zorunda olmadığımız duraklar, yerleşebileceğimiz ve çalışmaya uygun yurtlar istiyoruz.
Dilan
Üniversite öğrencisi
Kayseri
Son günlerde haberlerde sık sık gördüğümüz, hatta, yakından şahit olduğumuz olaylardan da anlaşılacağı üzere öğrenci olarak yaşamak oldukça zor. Üniversiteler başlar başlamaz ilk sorunumuz yine barınmaydı. Kimisi altışar kişilik ve dar yurt odalarına razıyken kimimiz de yurt çıkmadığı için hayallerimizle vedalaşmıştık. Bulunduğumuz yurtlarda böcekli ve küflü yemeklere, arkadaşımıza mezar olan bozuk asansörlere razı olmamız istendi. Sadece okuyup, kendimizi kurtarmak için her haksızlığa boyun eğdik belki de.
YARINI DÜŞÜNMEK KÂBUS GİBİ
Sorunlar tüm bunlarla sınırlı kalmıyor: ulaşım, geleceğe dair umudunu kesen akademisyenler, geçim kaygısı ile devam ediyor. Gün geçtikçe kalan umutlarımız da tükeniyor. Geleceğin belirsizliği ve iş olanakları, hayatını devam ettirmeye yetmeyen ücretler yüzünden yarını düşünmek kâbus gibi. Gençlik olarak hobilerimizi yapacak ne zaman ne de bütçe bulamıyoruz. Konser, sinema ve kitap ücretleri bir yana “Yarın karnım doyacak mı?” diye düşünüyoruz.
Bakıldığında büyük şeyler istemiyoruz. Sağlam asansörler, sağlıklı yemekler, saatlerce yürümek zorunda olmadığımız duraklar, yerleşebileceğimiz ve çalışmaya uygun yurtlar istiyoruz. Hayatı okul ve yurt arasında geçirmek değil, kayıp giden gençliğimizi az da olsa yaşamak istiyoruz. Korkarak binilen asansörler, kayıp bir gençlik ve yalnızca “hayatta kalanın” okuyabildiği bir düzen istemiyoruz. İnsanca bir yaşam istiyoruz.