Av. Ecevit Alkan: Deprem bölgesi, hukuk değil kararnamelerle yönetiliyor
Hatay Dikmece'deki acele kamulaştırmaya yönelik verilen yürütmeyi durdurma kararını değerlendiren Av. Ecevit Alkan, deprem bölgesinin Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile yönetildiğine dikkat çekti.
Fotoğraf: @dikmecedireniyo/twitter.com
Volkan PEKAL
Adana
Hatay’ın Merkez Antakya İlçesi’ne bağlı Dikmece mahallesinde Olağanüstü Hal Kapsamında Yerleşme ve Yapılaşmaya İlişkin Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi bahane edilerek yanı başındaki Hazine arazileri yerine köylülerin zeytinliklerinin acele kamulaştırma yapılmasına mahkeme durdurma kararı verildi. Mahkeme kararı verirken ilgili idareden Dikmece’nin uydu kent yapmaya uygun olup olmadığına dair bilgi ve belgeleri istedi.
MAHKEME ZEMİNİN UYGUNLUĞUNA DAİR BELGE İSTEDİ
Köyün yukarısında orman vasfını yitirmiş kamu arazileri olduğunu ifade eden köy halkı geçim kaynaklarını sağladıkları arazilere el konulmasına karşı 72 gündür nöbet eylemleri gerçekleştiriyor. Köy halkı açtıkları davada alınan kararın olağanüstü hal sınırları içerisinde olmadığı gerekçesi ile kararın iptali ve yürütmenin durdurulması için dava açmıştı. Mahkeme işlemin uygulanması halinde telafisi güç zarar doğurabilecek olması nedeni ile davalı Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Cumhurbaşkanlığı’nın savunması ve istenilen belgeler alınıp yeni bir karar verilinceye kadar işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar verdi. Mahkeme alanın uydu kent yerleşimi için uygun olduğunu gösterir bilgi ve belgelerinin mahkemeye gönderilmesini istedi.
“KARAR UMUT VERİCİ”
Kararı değerlendiren davacı avukatı Ecevit Alkan, Dikmece'deki arazilerin uydu kent olmaya elverişli olup olmadığına dair zemin etütleri yapılmadan bir karar verildiğini belirterek kararın ve gerekçelerinin kendileri için umut verici olduğunu dile getirdi. Bir yere beton dökmenin orayı yerleşim yeri yapmadığını dile getiren Alkan, “Sosyal ve psikolojik altyapısı hazırlanmadan bir proje başlatıldı. En uygun yerin neresi olduğunun tespit edilmesi gerekirdi. Bu yüzden Dikmece’nin en sağlam yerleşim yeri olup olmadığına dair bilgi belge istedik. Mahkemenin de bu şekilde karar vermesini olumlu buluyoruz. Bunun bilime ve hukuka uygun yapılmasını istiyoruz. Orası bir tarım alanı. 300-400 yaşlarında zeytin ağaçları var. oraya verilecek tahribat bir daha geri dönülemez sorunlara yol açacaktır” dedi.
“DİKMECE DAVASI TÜM TÜRKİYE’Yİ İLGİLENDİRİYOR”
Deprem bölgesinde her şeyin Cumhurbaşkanı Kararnameleri ile yönetilmeye çalışıldığını dile getiren Alkan, “Halbuki bizim Afet Yasamız, Toplu Konut yasamız var. Elverişli yasalar var. Ama onların uygulanması hallinde zaman kaybı yaşayacaklarını düşündüler. Bunun için de Cumhurbaşkanı Kararnameleri ile yönetiyorlar. Bu şekilde burada tüm kamu kurumları sadece algıyı yönetmeye çalışıyor. Sorun yokmuş gibi davranılıyor. Böylece sorunlar ülkenin gündeminden düşüyor. OHAL değil de normal hukuk kuralları işleseydi burada yapılan işlemler daha yavaş olurdu. Kamulaştırma süreçlerini atlamak için OHAL kararnamesi çıkarıldı. Sonra 7452 sayılı yasa ile bu kararnameyi bütün Türkiye’de ve her zaman uygulanabilir hale getirdi. Bu çok tehlikeli. Bizim taleplerimizden biri mahkemenin bu kanunu AYM’ye götürüp iptal ettirmesi. Bu bakımdan Dikmece davası sadece Dikmece’yi ilgilendirmiyor. İstanbul, Ankara, Malatya’yı Yozgat’ı ilgilendiriyor. 7452 sayılı kanunla Türkiye’nin her yerinde bu hukuk uygulanabilir hale geliyor” dedi.
“KENTSEL DÖNÜŞÜM KANUNU DEPREM BÖLGESİNDE İNSANLARI EVİNDEN EDEBİLİR”
Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Kanunu ile ilgili mecliste kabul edilen değişiklikle rezerv alanların tanımının genişletilmesi ile ilgili konuşan Alkan, “Yüzde 90’ı yıkılan mahalleler var. Orada insanların imar hakları, sosyal ve siyasal hakları var. Bu hakları rezerve alan ilan ederek sıfırlayabilecekler. Bu çok tehlikeli bir durum. Yerinde dönüşüm diye bir proje başlattılar. Buradaki vatandaşlara ‘kendi parseliniz üzerinde yeniden bina yapabilirsiniz’ dediler. İnsanlarda eski komşuları ve akrabaları ile birlikte eski hayatlarına dönebilecekleri umudu doğdu. Ancak rezerve alan ilan ettiğinde tüm bu umutları yerle bir olacak” dedi.