10 Kasım 2023 11:32

Erdoğan: Partimden Anayasa Mahkemesine övgüler düzen arkadaşlar yanlış yapıyor

AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan "Eğer partimden bazı arkadaşlar burada Yargıtayı yerip, Anayasa Mahkemesine övgüler düzüyorsa onlar da yanlış yapıyorlar" dedi.

Fotoğraf: Murat Çetinmühürdar/TCCB

Paylaş

Yargıtay 3. Ceza Dairesinin, Anayasa Mahkemesinin (AYM) Can Atalay hakkında verdiği "hak ihlali" kararını tanımaması ve AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasına karşı protestolar sürerken AKP'li Cumhurbaşkan Recep Tayyip Erdoğan'dan Yargıtaya destek açıklaması geldi.

Erdoğan, Yargıtay krizine dair yaptığı açıklamada, “Eğer partimden bazı arkadaşlar burada Yargıtayı yerip, Anayasa Mahkemesine övgüler düzüyorsa onlar da yanlış yapıyorlar” dedi. Milletvekilliği düşürme konusunda parlamentonun "ağır davrandığını" öne süren Erdoğan, “Birçok terörist parlamentoda dokunulmazlıkların kaldırılması süreci geciktiği için kaçtılar, yurt dışına çıktılar. Çok seri kararla bu işlerin bitirilmesi lazım” sözlerini sarf etti.

Özbekistan dönüşünde uçağında basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle: 

YARGITAYIN AYM KARARI

"Her şeyden önce Yargıtayın bir yüksek mahkeme olduğunu herhalde kimse inkar edemez. Anayasa Mahkemesi bu noktada maalesef birçok yanlışları da arka arkaya yapar hale geldi. Bu da bizi ciddi manada üzmektedir. Şu an itibarıyla Yargıtayın aldığı karar asla bir kenara atılamaz, itilemez. Anayasa Mahkemesinin kararına karşı Yargıtay da şu anda demiştir ki 'Sen yüksek mahkemeysen ben de yüksek mahkemeyim ve yüksek mahkeme olarak da şu anda sizinle ilgili bir yaptırımı ben de talep ediyorum.' Bu talebinin gereğini bekliyor ve bu talebine karşı bunun gereğini yerine getirecek olan merci neresiyse o merciden bu talebini istiyor. Bu parlamentoysa parlamentodan istiyor. Şimdi Can Atalay’ı alın koyun bir kenara. Bundan önce yine benzer şeyler maalesef oldu. Parlamentomuz da bu konularda ağır hareket ediyor. Yani birçok terörist parlamentoda dokunulmazlıkların kaldırılması süreci geciktiği için kaçtılar, yurt dışına çıktılar. Bunların bu kadar ağır ele alınmaması gerekiyor. Çok seri kararla bu işlerin bitirilmesi lazım. Seri olarak bu adımlar atılmayınca ondan sonra bakıyorsunuz birisi Amerika'da, birisi Almanya'da, birisi Fransa’da meydana çıkıyor. Ondan sonra da oralardan Türkiye'yi tehdit ediyorlar. Benim ülkem yurt dışına kaçmış sapıkların tehdidiyle karşı karşıya kalmamalı, kalamaz. Anayasa Mahkemesi de bu konuyla ilgili olarak Yargıtay'ın attığı bu adımı hafife de alamaz, almamalıdır. Eğer partimden bazı arkadaşlar da burada Yargıtayı yerip, Anayasa Mahkemesine övgüler düzüyorsa onlar da yanlış yapıyorlar. Bizim birimiz hepimiz, hepimiz birimiz anlayışıyla hareket etmemiz lazım. Buralarda kalkıp da birilerine şirin görünmenin anlamı yok. Son olarak şunu da vurgulamak isterim ki, Anayasa yapma yetkisi yüce Meclisimizindir ve bu yetkisini devredemez. Kimse de milletin iradesi ile oluşmuş Meclisin bu mutlak yetkisine el uzatamaz."

"GAZZE'DEKİ YARALILARI VE KRONİK HASTALARI HASTANELERİMİZE ALMAYA HAZIRIZ" 

"İnşallah Riyad Zirvesi’nden sonra arkadaşlarımla yeniden telefon diplomasisine odaklanacağız. BM’de hakkı ve adaleti savunanların sayısını daha da artırmaya yönelik bir çalışma başlatacağız. Bizim buradaki bütün temennimiz sadece insani yardımların geçiş koridoru değil. Ayrıca İsrail'e yönelik, yaralı Filistinli mazlumların geçişlerini sağlayacak baskıyı artırmak. Hedefimiz Gazze’den bütün bu insanların tıbbi yardımları verebileceğimiz noktalara geçişini sağlamak. Bunların içinde kanserli hastalardan tutun hafif ve ağır yaralılar bulunuyor.  Biz bu koridor açılırsa bu yaralıları ve kanser gibi kronik hastalıkları olan kardeşlerimizi hastanelerimize almaya hazırız. Bunun için de hazırlıklarımızı tamamladık. 'Yaralıları ve kronik hastaları verelim' şeklinde bazı olumlu sinyaller geliyor. Eğer gerçekten bunları hastanelerimize alabilirsek insani ve İslami görevimizi de yerine getirmiş oluruz."

GAZZETEDE ATEŞKES MÜMKÜN MÜ?

"Tabii ki umudumuz var. Umudumuz olduğu için bu çalışmaları yürütüyoruz. Ama şunu da unutmamak gerekir. 2-2,5 buçuk milyon nüfuslu bir Gazze’den söz ediyoruz. Burada şu anda 11 bin’e yakın çocuk, kadın, yaşlı Filistinliler can verdi. Bunun yanında 25-30 bin yaralı var. Şu anda devasa bütün o binalar yıkılmış, enkaza dönmüş vaziyette. Acaba bu enkazların altında durum nedir? Gelen haberler tabii fecaat. Bütün bunlarla birlikte bu enkazlar nasıl kalkacak, kalkma imkanı var mı? Onlara yönelik de tabii yoğun bir çalışma gerekecek. Bütün bu iş makinaları vesaire, onların çalışması zaman alacak. Bunlara yönelik de yaptığımız diplomatik ataklarda bazı olumlu sinyaller alır gibiyiz. Temennim odur ki bunlar hayata geçer. Onun için Riyad Zirvesi’ni çok çok önemsiyorum. Biz toplumların vicdan pusulasının daima doğruyu gösterdiğine inanıyoruz. Ateşkesi sağlamak öncelikli hedefimizdir. Bunun için atılması gereken tüm adımları atıyor, denenmesi gereken tüm yolları deniyoruz.

İnsanların ölümünü durdurmak ve acılarını bir nebze de olsa hafifletme gayreti bizim için nihai sonuç değil çözümün başlangıç noktası olacaktır. Türkiye olarak tüm uluslararası platformları aktif ve konuya dair işler halde tutmaya çalışıyoruz. Ateşkesi temin etmek için diplomasinin imkanlarını sonuna kadar kullanıyoruz. Muhataplarımıza doğrunun, adil ve kalıcı çözümün yol haritasını anlatıyor, bu çözümün hayata geçmesi için uluslararası kamuoyu oluşturmaya çalışıyoruz. Ateşkes sonrası atılacak adımları en ince ayrıntısına kadar planlıyor, ayakları yere basan, sürdürülebilir barışı inşa etmek için formüller geliştiriyoruz."

BLINKEN'IN TÜRKİYE ZİYARETİ

"Geçenlerde, ABD’nin Dışişleri Bakanı Antony Blinken malum Türkiye'ye geldi ve Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan ile bazı görüşmeler yaptı. Görüşmeler esnasında, tabii kendisine bazı tekliflerimiz Dışişleri Bakanımız tarafından yapıldı. O da neydi? Örneğin şu anda günde 20-30 tır geçiyor. Tabii insani bir yardım değil. Bunun yükseltilmesi, en az 500 tıra bunun çıkarılması gerekir teklifi yapıldı. Onun da buna olumlu yaklaştığı Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan tarafından bana nakledildi. Temennimiz odur ki eğer hakikaten bu 500 tır hal yoluna girerse bir nebze olsun biraz rahatlama olur gibi. Çünkü burada ilaç, gıda, özellikle su bütün bunlara ciddi manada ihtiyaç var. Bütün bunların yanında hatırlayın bir ambulans konvoyunu vurdular.  Bütün bunların yanında ambulans açığının da giderilmesi lazım. Tedbirlerimizi aldık, alıyoruz. Yoğun bir şekilde bu ambulans açığını da gidereceğiz. İlaç, gıda vesaire konusunda da bazı ülkelerle iş birliğine de girerek adımlarımızı atacağız.

Amerika’da bir politika değişikliği konusuna gelecek olursak, Öyle bir hava var. Sadece orada değil tüm Batı’da, İngiltere’de, Fransa’da var…Bizim hamasi söylemler, içi boş insani şovlara değil somut adımlara ihtiyacımız var. Diyorlar ki 'Daha iyi bir yol haritası için çabalıyoruz.' BM kararlarından daha iyi bir yol haritası olur mu? Şayet ateşkes konusunda samimiyseniz BM’nin kararlarının uygulanması konusunda İsrail’e baskı yapın. Çünkü insanlar ölüyor, anneler kundaktaki bebeklerini, çocuklar anne babalarını kaybediyor. Kanayan bu yarayı durdurmak için bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Bu hissiyatı ABD paylaşmaya başlarsa İsrail’i durdurmak daha da kolay hale gelir."

BLINKEN’A NE MESAJ VERİLDİ?

"Dışişleri Bakanlığımız diplomasinin gereklerini ve protokol kurallarını gayet iyi bilir ve uygular. Bakanlığımız konuğuna, temsil ettiği makama yakışır bir şekilde yaklaşımda bulunmuştur. Tüm dünyada ABD protesto ediliyor neden? Çünkü İsrail’in Gazze’de yaptığı katliama destek vermek ABD’yi tepkilerin hedefi haline getirdi. Biz Türkiye olarak bu konuda ne düşündüğümüzü, çözüm formüllerimizi herkesle paylaşıyoruz. Biz artık bu sorunun ortadan kalkmasını istiyoruz. Diplomasinin tüm imkanlarını kullanarak, insan odaklı yaklaşımımızın sahada karşılık bulması için çaba harcıyoruz. İnsan hakları ve uluslararası hukuk bu kirli savaşın bir an önce durdurulmasını emrediyor. Kimse kendini uluslararası hukukun dışında bir yere konumlandırmamalı ve böylesi bir pervasızlık sergilendiğinde herkes ona karşı tutum takınmalıdır. Maalesef İsrail sözünü ettiğim pervasızlığın odağıdır. İsrail meselesi çözülmeden de ne bölgemizde ne dünyada tam manasıyla barıştan ve tam anlamıyla uluslararası hukuk düzeninden söz edilemez."

İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI ZİRVESİ

"Şu anda bu konuştuklarımızı orada aynen konuşacağız. Ama bu zirvenin zaten ana başlığı İsrail-Filistin arasındaki bu savaş olacak. Konunun tüm detaylarına varıncaya kadar orada konuşmak ve bir an önce insani ateşkesin sağlanmasını teminine yönelik müzakereler yapmak için toplanacağız. 'Buraya katılan ülkelerin her biri ne yapabilir' sorusuna odaklanacağız. Körfez ülkeleri ne yapabilir? Körfez ülkelerinin dışındakiler ne yapabilir? Malezya’sı, Endonezya’sı, Pakistan’ı, Türkiye'si hepimiz ne yapabiliriz bunları orada ayrıntılı bir biçimde konuşacağız. Zaten konuştukça da birçok şey o masanın üstüne dökülecek. Hem ateşkesin sağlanması hem kalıcı barış ile ilgili yapabileceğimiz çok şey var. Adımlarımızı sağlam, etkin ve barışa hizmet edecek şekilde atmalıyız. Stratejisi oluşturulmamış, iyi planlanmamış adımlar en başta Filistin Davasına zarar verir."

CHP’DE GENEL BAŞKAN DEĞİŞİMİ

"Biz ne dedik? Bay Bay Kemal dedik. Dediğimiz oldu mu? Oldu. Bunu ilk söylediğimiz zaman yapsaydı bu kadar olumsuz olmayacaktı. Ama o zaman durum çok farklıydı. Bunların birbirinden farkı yok. Bunu zaten söyledim. Ne dedim? Al birini vur öbürüne. Biri Demirtaş'a selam gönderiyor. Biri Kavala'ya selam gönderiyor. Aynı şekilde diğeri de onlara selam veriyor. Şimdi bunlar hala Demirtaş'a selam gönderirsem ben güçlenirim havasındalar. Kavala'ya selam gönderirsem güçlenirim diye düşünüyorlar. Yahu güçlenemezsin. Sen de kaybedeceksin. Öbürü de kaybedecek. Eğer bu parti Atatürk'ün partisiyse Atatürk'ün partisinde milli olmayan, yerli olmayan kimse barınamaz ve barınamayacaktır. Şimdi 31 Mart bunun kantarı olacak ve bu kantarda İstanbul, Ankara başta olmak üzere inşallah Cumhur İttifakı gereğini yapacaktır. 
Cumhuriyet Halk Partisi başına kimi getirirse getirsin değişmez, değişemez."

EMEKLİLERE 5 BİN LİRA VE ASGARİ ÜCRET

"Biliyorsunuz emeklilerimizi kısa vadede rahatlatacak 5 bin liralık ikramiye ödemelerini de bu ay içerisinde yapmayı planladık. Asgari ücret konusunun kendi takvimi var biliyorsunuz. İşçilerimizi ara zamla rahatlatmıştık, şimdi de işçi ve işveren kesimini bir araya getirip en makul çözümü bulacağımıza inanıyorum." (HABER MERKEZİ)

ÖNCEKİ HABER

Av. Ecevit Alkan: Deprem bölgesi, hukuk değil kararnamelerle yönetiliyor

SONRAKİ HABER

Beyoğlu'nda trans kadın rehin alındı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa