10 Kasım 2023 13:07
Son Güncellenme Tarihi: 10 Kasım 2023 16:02

Barolardan tepki: Anayasanın açık ihlaline sessiz kalmayacağız!

Bursa, Dersim ve Urfa'da avukatlar AYM'nin Can Atalay hakkındaki kararına uymayan ve AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunan Yargıtay 3. Ceza Dairesi'ne tepki gösterdi.

Fotoğraf: Bursa Barosu

Paylaş

Bursa, Dersim ve Urfa'da baro yöneticileri ve avukatlar, AYM'nin Can Atalay hakkındaki hak ihlali kararına uymayan Yargıtay 3. Dairesi olmak üzere, Anayasal düzene karşı suç işleyen tüm yargı mensupları hakkında gerekli soruşturmalar başlatılması çağrısı yaptı. 

DERSİM | "KARAR GAYRIMEŞRUDUR"

Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin AYM kararını tanımaması ve suç duyurusunda bulunmasına karşı Dersim Barosu’nun çağrısıyla Sanat Sokağı’nda basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya Emek ve Demokrasi Platformunun bileşenleri de katıldı.

Açıklamada konuşan Dersim Barosu başkan yardımcısı Avukat Çağla Yolaşan, Toplumun adalet duygusunun bu denli zedelenmiş olmasını “vahim” olarak niteleyerek ilgililer hakkında hukuki süreç başlatılması amacıyla gerekli başvuruları yapacaklarını söyledi.

"ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI KESİNDİR"

Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu’nun Hatay Milletvekili Av. Can Atalay’ın yapmış olduğu bireysel başvuruda; kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile seçilme ve siyasi faaliyette bulunma hakkının ihlal edildiğine karar verdiğini hatırlatan Yolaşan, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin, Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararına uyulmamasına ve Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verdiğini söyleyerek “Anayasa’nın 153. maddesi uyarınca, “Anayasa Mahkemesinin kararları kesindir” dedi.

 Anayasa Mahkemesi kararlarının Resmî Gazetede hemen yayımlandığını ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağladığını söyleyen Yolaşan “Anayasa ve Anayasa’nın emredici hükümleri ve bağlayıcı nitelik taşıyan normatif düzenlemeler ve kesin nitelikteki kararlar; istenildiğinde uygulanacak, istenilmediğinde göz ardı edilecek keyfi metinler değildir” diye konuştu. 

"BELİRLİLİK İLKESİNİN VARLIĞINDAN DA SÖZ EDİLEMEZ"

AİHM kararlarını tanımamayla başlayan sürecin, bugün artık AYM kararının da tanınmaması, hatta AYM yargıçları hakkında suç duyurusunda bulunulması noktasına geldiğini söyleyen Yolaşan “Bugün gelinen noktada Türkiye'de hiçbir vatandaş için hukuki güvenlik hakkından da belirlilik ilkesinin varlığından da söz edilemez” dedi.

"GEREKLİ BAŞVURULARI YAPACAĞIZ"

Toplumun adalet duygusunun bu denli zedelenmiş olmasını “vahim” olarak niteleyen Yolaşan şöyle devam ett: “Anayasa Mahkemesinin Can Atalay kararında tespit edilen hak ihlallerinin ortadan kaldırılması ve bahsi geçen ihlal kararının gereğinin yerine getirilmesi yalnızca ilgili derece mahkemelerinin değil, başta Türkiye Büyük Millet Meclisi ile Yargı organları olmak üzere kamu gücünü kullanan diğer organların da görevidir. Can Atalay hakkında derhal yeniden yargılama, yasama dokunulmazlığı kapsamında durma ve tahliye kararı verilmelidir. Mahkeme kararlarının uygulanmadığı bir ülkede hukuk devletinden bahsedilemez. Anayasal düzenin, bizzat yüksek yargı organları tarafından ihlal edilmesi de kabul edilemez. Başta Yargıtay 3. Dairesi olmak üzere, Anayasal düzene karşı açıkça suç işleyen tüm yargı mensupları hakkında ivedilikle gerekli soruşturmalar başlatılmalıdır. Bizler Dersim Barosu olarak söylüyoruz; bu karar hem açıkça gayrı meşrudur hem de halkın iradesine vurulmuş bir darbedir. İlgililer hakkında hukuki süreç başlatılması amacıyla gerekli başvuruları yapacağımızı bildiriyoruz.” (Dersim/EVRENSEL)


BURSA | “YARGITAY’IN BÖYLE BİR YETKİSİ YOK”

Bursa Barosu, Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin Anayasa Mahkemesi'ni Milletvekili Can Atalay hakkındaki kararına uymayıp, hak ihlali kararı veren AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasına tepki gösterdi.

Bursa Adalet Sarayı önünde basın açıklaması yapan Bursa Barosu Başkan Yardımcısı Av. Aslı Evke Yetkin, görevi kötüye kullanma ve anayasayı ihlal suçu işleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. Bursa Barosu Yönetim Kurulu üyeleriyle avukatların, siyasi parti, sendika ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin de katıldığı açıklamada Evke şunları söyledi: "Bilindiği üzere Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Milletvekili Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesi'nin verdiği 'hak ihlali' ve 'tahliye' kararına uyulmamasına ve imza atan Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar vermiştir.”

“AYM KARARLARI KESİNDİR UYULMASI ZORUNLUDUR”

Anayasanın 153. maddesi gereği AYM kararlarının kesin olduğunu, yasama, yürütme, yargı organlarını bağladığını ve uyulmasının zorunlu olduğunun altını çizen Av. Aslı Evke Yetkin; “Anayasa'nın 6. maddesi gereği hiçbir organ anayasadan kaynaklanmayan bir devlet yetkisi kullanamaz. 6216 sayılı Anayasa Mahkemesi'nin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 50. maddesinde belirtildiği üzere, hak ihlali neticesinde yapılacak olan, kararı veren mahkemece Anayasa Mahkemesi'nin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde karar vermektir. Anayasa Mahkemesi kararının yerine getirilmesi, kararda ve ilk derece mahkemesine gönderdiği yazıda da belirtildiği gibi, Yargıtay'ın değil İstanbul 13. ACM'nin zorunlu görevidir” dedi.

AYM kararlarını değerlendirmenin, uyulup uyulmamasına karar vermenin, AYM'nin görev sınırlarını belirlemenin, Yargıtay'a verilmiş anayasal bir yetki olmadığına vurgu yapan Av. Aslı Evke Yetkin şöyle devam etti; “Hukuk düzenimizde ilk derece mahkemelerinin Yargıtay kararlarına 'yetkilerini aştıkları gerekçesi' ile uymama yetkileri olmadığı gibi Yargıtay'ın da Anayasa Mahkemesi kararlarına karşı böyle bir yetkisi bulunmamaktadır. Aksi durumun kabulü, her mahkemenin ve hatta her bir bireyin yargı kararlarına uyulup uyulmaması hususunda çok geniş bir takdir alanı kazanacakları anlamına gelir ki bu durum kamu düzenini altüst eden ve hukuk devleti olmayan bir devletin bizzat oluşması demektir. Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından AYM ihlal kararında belirtildiği gibi dosyayı ihlal kararının gereğinin yerine getirilmesi için Anayasal zorunluluk gereği İstanbul 13. ACM'ne göndermek yerine, kararın uygulanmamasına karar vermesi ve Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunması, sonuç olarak Anayasa Mahkemesi kararını tanımaması neticesinde, Anayasanın hukuk devleti ilkesine doğrudan bir ihlalle telafisi imkansız bir zarar verilmiştir.”

“YARGITAY ANAYASAYI İHLAL SUÇU İŞLEMİŞTİR”

Yargıtay 3. Ceza Dairesinin Anayasa'dan kaynaklanmayan bir yetkiyi kendi kendine yaratıp, üstelik 13. ACM'nin yerine geçerek Anayasayı eylemli olarak ilga etttiğini, yetki ve görev gaspında bulunarak, aslında "yok hükmünde" bir kararla Anayasayı ihlal suçunu işlediğini ifade eden Av. Aslı Evke Yetkin; “Yine Yargıtay 3. Ceza Dairesi başkan ve üyeleri, görevlerinin gerektirdiği şekilde hak temelli bir yargı pratiği ile anayasal hüküm kapsamında bağlayıcılığı tartışmasız olan ihlal kararının gereğini yerine getirmekten imtina etmeleri nedeniyle Disiplin suçunu işledikleri de açıktır. Bu nedenle, 3. daire başkan ve üyeleri hakkında Yargıtay Kanunu'nun 19. maddesi gereğince disiplin soruşturmasının başlatılması, eylemin ağırlığı gözetilerek görevden el çektirmeye davet işleminin uygulanması ve cezalandırılmaları talebiyle Yargıtay Yüksek Disiplin Kurulu Başkanlığı'na baromuz tarafından başvuruda da bulunulmuştur. Tüm bu sebeplerle görevi kötüye kullanma ve anayasayı ihlal suçu işleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesi üyeleri hakkında başkanlığımızca basın açıklamamızın akabinde suç duyurusunda bulunulacaktır" dedi. (HABER MERKEZİ)


URFA | "SİYASİ TUTUKLULAR SERBEST BIRAKILSIN"

Urfa Barosu İnsan Hakları Merkezi, Baro Hizmet Binası önünde açıklama yaptı. Açıklamada konuşan Urfa Baro Başkanı Abdullah Öncel, "Türkiye uzun süredir hukuk devleti kimliğini kaybetmiştir. Son verilen kararla kanun devleti vasfı da yitirilmiştir" dedi. 

Yargıtay'ın kararının siyasi bir karar olduğunu dile getiren Öncel, "Devlet müdahaleciliğinin muhalif aktörleri ortadan kaldıran ve her kesime ilişkin kaynağı kendi elinde toplama, herkese kendi çıkarlarını benimsetme amacıyla yargıya yapılan müdahaleyle muhalefetin sindirilmesine izin vermeyeceğiz" diye konuştu. 

Anayasa Mahkemesi’nin Can Atalay için verdiği kararın açık olduğunun altını çizen Öncel, "Can Atalay’ın yeniden yargılanmasına başlanması, mahkumiyet hükmünün infazının durdurulması, ceza infaz kurumundan tahliyesinin sağlanması gerekmektedir. Bu karar, gayet hukukidir ve farklı yoruma müsait değildir. Ancak Yargıtay 3. Ceza dairesinin bu kararı ile bir milletvekilinin siyasi haklarını kullanma ve parlamentoda görev yapma hakkını ihlal ettiği gibi toplumda rastlanılan adaletsizlikleri daha da yaygınlaştırmıştır" ifadelerini kullandı. 

Bütün baroların hukuka sahip çıkması gerektiğini söyleyen Öncel, tüm baroları sorumluk almaya çağırdı. Öncel devamında şunları söyledi: "Can Atalay nezdinde, AİHM kararlarına rağmen Selahattin Demirtaş’ın halen tutuklu bulunması, Gültan Kışanak’ın 25 Ekim 2023’te tahliye edilmemesi, Cumartesi Anneleri hakkında verilen anayasa kararlarının uygulanmamasıyla yargı cebri kullanılarak düzen yerle yeksan edilmiştir. Ve yine hukuka aykırı şekilde tutuklu bulunan Selahattin Demirtaş, Gültan Kışanak, Osman Kavala, Figen Yüksekdağ, Selçuk Kozağaçlı ve ismini sayamadığımız nice siyasi tutuklunun serbest bırakılmasını talep ediyoruz." (MA)

ÖNCEKİ HABER

ABD’de Filistin eylemleri: New York’ta öğrenciler dersleri boykot etti

SONRAKİ HABER

Eylemlerin ardından: Peki şimdi nereye?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa