Ford başarısını kutlarken ben eşimi 4 hafta sonu görmedim
"Erdoğan’ın katıldığı Ford Otosan’daki açılış töreninde patron ve devlet temsilcileri arasında karşılıklı teşekkürler havada uçuşurken, 4 hafta sonu geçmesine rağmen, ben sevgili eşimi göremedim"
Fotoğraf: AA
Eşi Ford Otosan’da çalışan bir kadın
Kocaeli
Merhaba Evrensel okurları. Bu satırları yazmaya geçtiğimiz hafta sonu eşimin çalıştığı Ford Otosan’daki açılış töreninin canlı yayınını izledikten sonra karar verdim. Bu törene katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan da; büyük patron Ali Koç da upuzun konuşmalar yaptı. İnanın izlerken hem içim şişti hem de sinirlerim bozuldu. Bu uzun konuşmalardan anladığımız şey; Ford Otosan çok güzel işler başarmış! Sağ olsun devletimiz, teşvikiydi vergi indirimiydi derken bizden esirgediği ne varsa patronumuza vermiş. Tabii hal böyle olunca tören boyunca karşılıklı teşekkürler, övgüler havada uçuştu.
Konuşmalar yapılırken arkadaki ekranda akıp giden fotoğraflardan yıllar içinde yaşanan değişimi görüyorsunuz, her törende bulunan devlet erkanını da. Türkiye’nin ihracat şampiyonu koskoca Ford Otosan, fabrikasını 4 kat büyütmüş, kârını artırdıkça artırmış; onlar tören yapmasın da ay sonunu getiremeyen bizler mi yapalım? Ben şimdi size hem o fotoğraflarda gözükmeyen hem de yapılan konuşmalarda adı hiç geçmeyen binlerce Ford Otosan işçisinden birinin eşi olarak bizim gerçekliğimizi anlatacağım. Ben anlatayım da varın siz karar verin törenin hangimizin evinde olacağına.
EŞİME SELAM İLETİYORUM
4 hafta sonu geçti, sevgili eşimin yüzünü görmedim. Çünkü her hafta sonu mesaiye gidiyor. Buradan kendisine de bir selam etmek isterim. Ee maaş günü gelince bu kadar çalışmaya elimize biraz fazla para geçer diye düşünmüştüm ya, yatan para yoksulluk sınırı bile değildi. Malum yıl sonu vergi kesintilerinin kara delik gibi olduğu aylar; ne de olsa vergi indirimi bize değil, Koçlara var. Ee bir de açılış töreninde o kadar bahsedilen milyonlarca liralık teşvik kimin parasıyla veriliyor sanıyorsunuz? Patronumuzun paraya ihtiyacı var! Biz bunun böyle olduğunu biliyorduk zaten de, bunlar açık açık söyleyince insanın daha bir zoruna gidiyor.
Bizim için ise bırakın ayda bir dışarıda yemek yemeyi, ağzımıza layık bir sofraya ailecek oturabilmek bile lüks haline gelmiş! İşçisiyle var olan ama ona üç kuruş fazlasını vermemek için her türlü cimriliği yapanlar bilmiyorlar mı bu halimizi, bilmez olurlar mı hiç? Sadece bu tören için bile bir ton masraf edilmiş, yerler kaymasın diye özel tozlar dökülmüş; bizim eşlerimizin çalışmaktan beli bükülmüş kimin umurunda? Biri gider, diğeri gelir.
İKİ FİŞLE BİR AYAKKABI ALINMIYOR
Bu yıl kendimize ayakkabı, mont alalım dedik, verilen ayakkabı fişlerinin ikisini toplasak sağlam bir ayakkabı etmiyor. O nedenle bizim ayakkabı, mont hayali başka bir bahara kaldı artık.
Canım eşim, baktı ki paramız yetmiyor ihtiyaçları almaya, kaç aydır dışarıda yemiyoruz, gel bir yemek yiyelim dedi. Az çorba, iki çeşit yemeğe dünya para verdik. İçim gitti ya, gitmeseydik keşke bizim neyimize diye dertlendim.
Şimdi haksızlık etmeyelim, bu yoğun mesaili çalışmaya, dökülen onca tere, insanı sağlığından eden çalışma koşullarına karşılık aldığımız para sayesinde arada bir eşimle beraber market market geziyoruz. Yeni hobimiz de bu oldu. Hem yürüyüş oluyor hem de ilişkiyi taze tutuyor.
Evet malumunuz kış da kapıya geldi dayandı, görünen o ki biz kombileri törenle açacağız. Buradan da duyuralım Sevgili Ali Koç’u, efendim ne diyelim devlet büyüklerimizi de törenimize bekliyoruz, kurdeleyi ben keserim ama şimdiden söyleyeyim...