Hasta mahpus Mesude Pehlivan’dan mektup var: Hasta tutuklular tecrit altında
Silivri 9 No’lu Kapalı Cezaevinden gazetemize mektup gönderen kanser hastası mahpus Mesude Pehlivan cezaevindeki hak ihlallerini aktardı. Pehlivan hasta tutukluların tecrit altında olduğunu belirtti.
Fotoğraf: Uğur Samet Avcı/AA
Merve TUR
İstanbul
Cezaevlerinde her geçen gün artan hak ihlalleri ve keyfi yaptırımlar, mahpusların temel yaşam haklarına müdahaleye kadar vardı. 2000’li yılların başında F Tipi cezaevleri tecritle gündeme gelirken bugün artık TMK suçları çerçevesinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilen mahpusların tutulduğu Y ve S Tipi cezaevleri tecridin ağırlaştırılmış biçimleriyle gündemde.
İki katlı inşa edilen yüksek güvenlikli cezaevleri (YGC), 487 kişilik kapasiteye sahip. Dört blok tekli hücrelerden, bir blok ise 3 kişilik odalardan oluşuyor. Pencereler demir korkuluk ve eleğe benzeyen çelik bir ağla kapalı. Bu, tutsakların dışarıyı görmelerini imkansızlaştırıyor ve hatta temiz havanın hücreye girmesini dahi engelliyor.
Y TİPİNDE HER ŞEY YASAK
Silivri 9 No’lu Kapalı Cezaevinden gazetemize mektup gönderen kanser hastası mahpus Mesude Pehlivan kaldığı cezaevindeki hak ihlallerini aktardı. Y Tipi cezaevlerindeki hücrelerin tümünde güvenlik kamerası bulunduğunu aktaran Pehlivan, bu cezaevlerinin Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunu’nun 9. maddesine aykırı olduğunu ifade etti.
Y Tipi cezaevlerine ilişkin çıkarılan genelgelerin kanuna aykırı olamayacağını ifade eden Pehlivan, “Tutsaklar, buna rağmen Anadolu’nun dört bir tarafında açılan Y Tipi hapishanelere sürgün sevklerle sessiz sedasız zorla götürüldüler” dedi.
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almayan mahkumlara da müebbet cezası hükümlerinin uygulandığını vurgulayan Pehlivan “Üç katlı kuyu biçiminde olan bu hapishanelerde diğer kısımlarla iletişim kurmak imkansız. Ses duymak mümkün değil. Hücrelerin havalandırmaları yok. Tüm tutuklu ve hükümlüler günde sadece 1-2 saat havalandırmaya çıkarılıyorlar” diyerek normalde mahpusların hücrenin önündeki havalandırmaya çıkarılması gerektiğini söyledi.
Y Tipi cezaevlerinde ağır tecridin sistematik işkenceye dönüştüğünü vurgulayan Pehlivan, “İnsanı canlı canlı mezarda kalmaya zorlamaktır. Y Tiplerindeki hücrelerin içine güneşin, havanın, insan sesinin girmemesi, camdaki tellerin sıklığından ve mimari yapısından kaynaklıdır. Bu tablo Y Tipi hapishanelerin tutsaklara işkence ve eziyet için yapıldığını gösterir. İnsan sosyal bir varlıktır. Konuşur, sohbet eder, dertleşir, yeri gelir paylaşır. Y Tiplerinde tutsaklar bilinçli olarak hücrelerde tek başına tutuluyor” dedi.
Pehlivan kendisinin ve açlık grevinde olan mahpusların taleplerini ise şöyle sıraladı:
- Arkadaşlarımızla birlikte kalacağımız bir hapishaneye sevk yapılsın.
- Sürgün sevklere son verilsin.
- Tehlikeli mahkum statüsü olan 913. madde kaldırılsın.
- Şartlı tahliyesi gelenlere ‘iyi hal’ dayatması kaldırılsın.
- İnfazı yakılan mahpuslar tahliye edilsin.
- Tüm hasta mahpuslar serbest bırakılsın.
KÜRKÇÜLER’DE TEDAVİYE ENGEL
Adana Kürkçüler 1 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevindeki mahpusların, kötü muamele ve tehditlere maruz kaldığı iddia edildi. Mahpus Mehmet Emin Ado, 5 Kasım’da ailesiyle yaptığı haftalık telefon görüşmesinde cezaevinde maruz kaldıkları ihlalleri aktardı.
Ağabeyi ile telefonda görüşen Axîn Ado, ağabeyinin hasta tutukluların revire ve hastaneye götürülmediğini, sağlığa erişim haklarının kısıtlandığını aktardığını belirtti. Ado, “Mektuplarının geç verildiği, spor, kurs gibi herhangi bir sosyal aktiviteye çıkarılmadıklarını söyledi” dedi.
Cezaevinde mahpuslara verilen yemeklerin temel vitamin ihtiyaçlarını karşılamadığını dile getiren Ado, mahpusların gardiyanların baskılarına maruz kaldıklarını, itiraz ettiklerinde de hücre cezasıyla tehdit edildiklerini anlattı. Ado, “Ağabeyim yaşananları cezaevi müdürüyle görüştüklerini ve müdürün ‘Yapılanlardan haberinin olmadığı’ cevabı verildiğini söylediğini ancak ihlallerin de devam ettiğini aktardığını belirtti. Ağabeyim, ‘Sürekli sürgün edilmekle tehdit ediliyoruz. Kötü muameleyle karşı karşıyayız’ şeklinde konuştu” dedi.
İHD HAK İHLALLERİNİ RAPORLADI
Öte yandan İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi, yaklaşık iki hafta önce cezaevinde mahpuslarla görüşerek incelemelerde bulundu. İHD’nin cezaevinde yaptıkları görüşmeler sonrasında tespit ettiği hak ihlalleri şöyle: “Cezaevinde çeşmeden akan sular kirli ve solucanlar akıyor. Cezaevinde su kesintisi yaşanıyor. Tutuklular bu kesintinin nedenini sorduğunda ise idare ‘Açık cezaevi ile aynı suyu kullanıyor. Bu nedenle suyu tasarruflu kullanın’ yanıtını veriyor. Hasta tutsaklar hastaneye götürüldüğünde ağız içi aramalara maruz kalıyor. Tutsaklar açık görüş ve avukat görüş alanlarına getirildiğinde tek sıra halinde askeri nizam şeklinde getiriliyor. Tutsaklar cezaevinde yaşananlarla ilgili durumu idareye aktardığında idare sözlü bir şekilde cevap verdiği için İnfaz Hakimliğine başvuruda bulunamıyor. İnfaz Hakimliğine başvuru yapılsa da bu defa idarenin yaşanan durumla ilgili bir tutanağı olmadığı için başvurular reddediliyor.”