Dört asgari ücret, bir konut kredisi taksitini ödeyemiyor: Bir konut için bir ömür
2020 yılında asgari ücretli bir işçinin ortalama bir konut alabilmek için 172 ay (14 yıl) yemeden içmeden çalışıp birikim yapması gerekirken, 2023 yılında en az 266 ay (22 yıl) çalışması gerekiyor.
Fotoğraf: AA
Murat UYSAL
İstanbul
Resmi verilere göre Türkiye’de konut sahiplik oranı 2014 yılından bu yana istikrarlı bir şekilde düşüyor. Düşük ücretlerle güvencesiz koşullarda çalışan işçiler, bugün ev almanın hayalini dahi kuramadıklarını söylüyor. 11 bin 402 lira olan asgari ücretin ortalama ücret haline geldiği Türkiye’de endeksa.com verilerine göre 2023 yılı ekim ayında ortalama konut fiyatı 3 milyon 40 bin 440 lira. Yani asgari ücretli bir işçinin, hiçbir harcama yapmadan aldığını biriktirse dahi (Olası konut fiyat artışından etkilenmediği varsayımıyla) en az 266 ay (22 yıl) çalışması gerekiyor. Türkiye’nin giyim tekellerinin başında gelen LC Waikiki’de çalışan üç işçi, konut sahibi olma hayali kurmanın dahi nasıl imkansız olduğunu anlatırken Dr. Murat Güney, iktidarın politikaları sonucu işçilerin ve emekçilerin mülksüzleştirildiğini, barınma işlevinden öte bir yatırım aracına dönüşen konutun zenginlerin elinde toplandığını söylüyor.
KONUT SAHİPLİK ORANI YILLAR İÇİNDE SÜREKLİ DÜŞTÜ
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 25. maddesi “Herkesin kendisinin ve ailesinin sağlık ve refahı için beslenme, giyim, konut ve tıbbi bakım hakkı vardır. Herkes, işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, yaşlılık ve kendi iradesi dışındaki koşullardan doğan geçim sıkıntısı durumunda güvenlik hakkına sahiptir” diyor ancak Türkiye’de barınma işçiler ve emekçiler için büyük bir sorun olarak duruyor.
TÜİK yoksulluk ve yaşam koşulları araştırma raporları verileri 2014 yılında yüzde 61.1 olan konut sahiplik oranının 2022’ye gelindiğinde yüzde 56.7’ye düştüğünü gösteriyor. Avrupa Birliği (AB) üyesi 27 ülkenin 2022 yılı ortalama konut sahiplik oranı ise yüzde 69.1 ile Türkiye’nin oldukça üzerinde. AB ülkeleri içerisinde konut sahipliği oranını artıran ülkelerde Sovyetler Birliği’nin izlerine rastlıyoruz. EUROSTAT (2021) verilerine göre, Romanya’da konut sahiplik oranı yüzde 96, Slovakya’da yüzde 93, Macaristan’da yüzde 92 seviyesinde.
İŞÇİNİN 22 YIL YEMEDEN İÇMEDEN ÇALIŞMASI GEREKİYOR
Türkiye’de ortalama ücret haline gelen asgari ücret yurttaşlara konut sahibi olmanın hayalini dahi kurdurmuyor. Öyle ki endeksa.com verilerine göre 2023 yılı ekim ayında ortalama konut fiyatı 3 milyon 40 bin 440 lira seviyesinde. Ortalama ev fiyatı İstanbul için 4 milyon 224 bin 243 lira seviyesine kadar çıkıyor. Temmuz ayında belirlenen 11 bin 402 lira asgari ücretle çalışan bir işçi yemeden içmeden kazandığı paranın tümünü biriktirse dahi (Olası konut fiyat artışından etkilenmediği varsayımıyla) en az 266 ay (22 yıl) çalışması gerekiyor. 2022 yıl ekim ayında 1 milyon 484 bin 16 lira olan ortalama konut fiyatını biriktirebilmesi için işçinin 269 ay (22 yıl) çalışması gerekiyordu. 2021 yılından 549 bin 900 lira olan ortalama konut fiyatı için dönemin asgari ücretine çalışan işçi 194 ay (16 yıl) çalışmak zorundaydı. 2020 yılında 401 bin 570 lira olan ortalama konut fiyatını biriktirebilmek için işçinin 172 ay (14 yıl) yemeden içmeden çalışıp birikim yapması gerekiyordu.
KREDİYLE EV SAHİBİ OLMAK DAHİ İMKANSIZ
Aslında Türkiye’de uzun yıllardır yaptığımız hesapla yani işçinin kazandığını bir nevi yastık altına koymasıyla ev alması mümkün değil. İşçiler de ev sahibi olabilmenin ön koşulu olarak konut kredisi çekip borçlanmak durumunda kalıyor. Ancak iktidarın haziran ayından itibaren uyguladığı politikalar konut, taşıt gibi tüketici kredilerinin alınmasını zorlaştırdı. Bugün işçiler için konut kredisi çekerek ev sahibi olmak dahi imkansız bir hal almış durumda.
Türkiye’de 2021 yılı verilerine göre son 10 yılda konut satın alırken kullanılan kredinin konut bedeline oranı yaklaşık yüzde 40’. (Türkiye’de konut kredisi hacmi ile seçilmiş makroekonomik faktörler arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi/Atasoy ve Tanrıvermiş 2021) Bu verilerden hareketle 2020 yılından itibaren, her dönemin konut kredisi faiz oranını ayrı ayrı dikkate alarak, Ziraat Bankası internet sitesi üzerinden, vadeyi bütün hesaplarda 120 ay olarak tutarak kredi hesaplaması yaptık. Daha sonra konut kredisi hesabı yapılan dönemin asgari ücreti ile kredi taksitinin birbirine oranını kıyasladık.
ASGARİ ÜCRET KREDİ TAKSİTLERİNE DE YENİK DÜŞTÜ
2020 yılında ev sahibi olmak isteyen asgari ücretli işçi, 2020 yılının ortalama ev fiyatının yüzde 40’ı olan 160 bin 628 lira konut kredisini 120 ay vadeyle, 0.74 faiz oranıyla çektiğinde aylık 2 bin 24 lira kredi taksiti ödemek durumunda kalıyordu. İşçi dönemin asgari ücreti, 2 bin 324 lira ile bu taksit tutarının tamamını karşılıyor, üstelik 300 lira da kendisine kalıyordu. 2021 yılına gelindiğinde 1.29 faiz oranıyla 219 bin 960 lira konut kredisi çeken işçinin ödemesi gereken taksit tutarı 3 bin 613 lira oldu. Bu taksit dönemin asgari ücreti 2 bin 825 liranın 1.27 katı demek. İşçi asgari ücreti ile taksitin ancak yüzde 78’ini karşılayabildi. 2022 yılında 1.29 faiz oranıyla işçinin çekeceği konut kredisi 593 bin 606 lira oldu. 5 bin 500 lira asgari ücret alan işçinin ödeyeceği taksit ise 9 bin 752 liraya dayandı. Asgari ücretli işçi ücretinin 1.7 katı taksitin yüzde 56’sını ödeyebildi.
KONUT KREDİSİ TAKSİTİ ASGARİ ÜCRETİN 4 KATI
2023 yılı ekim ayında ise işler çok değişti. İktidarın faiz politikaları neticesinde konut kredisi faizleri de arttı. 3 milyon 40 bin 440 lira olan ortalama konut fiyatının yüzde 40’ını yani 1 milyon 216 bin 176 lirayı 3.89 faizle çekse (Bankaların bu seviyede bir krediyi verdiğini kabul ederek) işçinin ödeyeceği taksit tutarı 47 bin 799 lira. Bu taksit tutarı asgari ücretli işçinin 11 bin 402 lirasının 4.1 katı demek. İşçi ücretiyle taksitin sadece yüzde 23.85’ini karşılayabilecekti. Bankaların böyle bir krediyi vermesi bir yana bu taksiti ödeyebilecek hane sayısı da çok az.
Türk-İş’in verilerine göre ekim ayında dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı yani açlık sınırı 13 bin 684 lira. En asgari koşullarda konut kredisi taksiti olan 47 bin 799 liranın üzerine açlık sınırını eklediğimizde iki kişinin çalıştığı bir hanede her bir işçinin aylık en az 30 bin 700 lira kazanması gerekiyor. Türkiye’de sendikalı iş yerlerinde dahi bu ücreti alabilen işçi sayısı çok az.
"EŞİMLE GECELİ GÜNDÜZLÜ ÇALIŞMAK ZORUNDA KALDIK"
50 bine yakın çalışanıyla Türkiye’nin giyim tekellerinin başında gelen LC Waikiki’de çalışan genç sayılabilecek üç işçi de topladığımız verileri haklı çıkarıyor. Ev almak bir yana asgari ücretin biraz üzerindeki ücretleriyle her ay geçinebilmek adına binbir yol deneyen işçiler geleceğe umutla bakamıyor. Yalnız biri “Bizi artık bizden başkası kurtaramaz” diyerek işçilerin birlik olmaktan başka çaresinin kalmadığını söylüyor.
Fuat 29 yaşında, 10 senedir farklı sektörlerde çalışan Fuat birkaç senedir LC Waikiki’de. Fuat 2020 yılında ek iş yaparak biriktirdiğinin üzerine düğününde takılan takılarını da koymuş, bir de konut kredisi çekince Avcılar’da bir ev alabilmiş. Fuat için her şey yolunda giderse kredi taksiti bittiğinde 8 sene sonra kendi evinde oturabilecek. Fuat ev alma sürecini “Baba mesleği bir işim vardı, çalıştığım fabrikanın dışında ekstra işlere gidiyordum. Fabrikadan aldığımla geçiniyorsam ek işten aldığım parayı biriktiriyordum. Öyle yastık altına da değil dövize yatırıyordum, altın yapıyordum. Şimdi böyle olacağını bilseydim daha çok kısar daha çok yatırırdım. Daha sonra düğünümü yaptım, ailem yardım etti de düğüne, borçsuz çıktım. Toplam birikimim bir de takılarla beraber bana 300 bin lira kaldı. 400 bin lira da kredi çektim. O gün asgari ücretin üzerinde olan taksiti ödeyebilmek için eşimle geceli gündüzlü çalışmak zorunda kaldık. Hâlâ çalışıyoruz” diye anlatıyor.
"EVLENMEK DEDİĞİN EN AŞAĞI 1 MİLYON"
Bugün için çevresinde ev almak isteyen evlenmek isteyen arkadaşlarına bakan Fuat, onlara acıdığını söylüyor: “Zamanında böyle bir şey yapmışım da almışım, bugün olsa değil gece gündüz 24 saat çalışsam alamazdım bu evi. Arkadaşlarım evlenmekten korkuyor, haklılar. Yapabildikleri birikim 100-200 bin lira civarında, daha fazlasını yapamazlar, ben de yapamıyorum. 100-200 bin lira da para değil. Evlenmek dediğin en aşağı 1 milyon. Aileden, oradan buradan destek almadığı sürece imkanı yok, ne evlilik ne ev parası biriktirilir.”
İşçilerin geçmişten bu yana bir güvencesi konumundaki kıdem tazminatının durumuna dair de birkaç şey söylüyor Fuat. Kıdem tazminatının eski gücünde olmadığını, ev araba almanın mümkün olmadığını anlatan Fuat, “Yine de kıdem tazminatı demek bizim için bir dayanak demek” diyor. Yaşam şartlarının iyileşmesi için ne yapılması gerektiğini bilmediğini söyleyen Fuat şunları ekliyor: “Hükümet mi değişiyor, şu mu gidiyor, bu mu geliyor bilmiyorum ama bu düzenin değişmesi gerekiyor…”
"MAAŞIMIN ÜZERİNDEKİ HACZİ KALDIRMAKTAN BAŞKA HAYALİM YOK"
LC Waikiki’de çalışan Sevinç ise geleceği daha karanlık tarif ediyor. 42 yaşındaki Sevinç, 93 yılından beri çeşitli sektörlerde çalıştığını ancak borçtan başka bir şey biriktiremediğini anlatıyor. Güncel konut fiyatlarından haberi olup olmadığını sorduğumuzda, “Umudu olanın haberi olur ben nereden bileyim ev fiyatını, böyle bir umudum mu var? Şu maaşımın üzerindeki haczi kaldırmaktan başka bir hayalim yok. Bir tane çocuğum var tek masrafım o. Seneler oldu ne kendime bir şey aldım ne bir yere gezmeye gittim. İşe git gel, sürekli borç birikiyor. Eski kiracı olduğum için bugün 6 bin lira kira ödüyorum. Üç kuruş fazlasını ödemeye gücüm yok, ne evi ne birikimi” diyor.
"YARIN NE OLACAĞIMIN GARANTİSİ YOK"
Semih ise 30’una yeni basmış bir işçi. 9 yıldır farklı sektörlerde çalışmış, şu an LC Waikiki’de çalışıyor. Ev almanın artık imkansız olduğunu söyleyen Semih, “Kredi çeksen taksiti 30-40 bin lira, aldığım parayla bu taksiti ödeyemem. Aldığımız para 11-13 bin lira arasında, bununla geçinmek dahi mümkün değil. Arkadaşlarla bir mangal yapayım desen, dışarıya çıkayım desen ay sonunu getiremiyorsun. Asgari her şeyin asgarisini yaşayacaksın ki ay sonunda cebinde üç kuruş para kalsın” diyor. Evlenmeyi düşündüğünü ancak maddi durumlardan dolayı şimdilik ondan da vazgeçtiğini söyleyen Semih, “Bir müddet evliliği düşünmüyorum artık. Kazandığım bu parayla ilişki kurmakta da zorluk çekiyorum. Yarın bir gün ne olacağımın ne yapacağımın garantisi yok. Birikimim yok, ben yarınımı bilmiyorum, tanıştığım insana ne anlatacağım” diyor.
"BİZİ ARTIK BİZDEN BAŞKASI KURTARAMAZ"
Semih gasbedilmesi planlanan kıdem tazminatı için “İşçinin yeni bir iş buluncaya kadarki dayanağı, çalışmadan birkaç ay yaşamanı sağlayan bir şey kıdem tazminatı” diyor. Kıdem tazminatının bu seviyeye düşmesinin de hükümetin politikaları olduğunu söyleyen Semih, “Lazım olan kıdem tazminatını kaldırmak değil gerçekten işçiye bir dayanak olmasını sağlamaktır” diye konuşuyor. Çevresindeki birçok insanın umutsuz olduğundan bahseden Semih, “Bu umutsuzluğu anlamıyorum. Artık son kertedeyiz işte, birbirimizden başka kimsemiz kalmamış. Bizi artık bizden başkası kurtaramaz. Yanı başımızdaki işçiye güvenip yan yana gelmeliyiz. Birlik olalım ki bu yaşamakla uzaktan yakından alakası olmayan düzen değişsin” diyor.
"MÜLKSÜZLEŞTİRME DEVAM EDECEKTİR"
Dr. Murat Güney ise konut fiyatları aşırı artarken işçi ücretlerinin bu oranda artmadığından bahsediyor. Güney, “Türkiye’de iktidarın politikaları neticesinde ana yatırım aracı konut oldu. Konut bir şekilde bir yatırım aracı olarak kullanılınca asıl işlevi olan barınma işlevini işçiler için kaybediyor. Barınma bugün lüks bir ihtiyaç haline gelmiş durumda. Hükümetin bugünkü politikaları devam ettiği sürece çalışanların alım gücüyle konut fiyatları arasındaki uçurumun daha da açılacağını düşünüyorum. AKP’nin iktidara geldiği günden bugüne bakıldığı zaman düzenli olarak konut sahipliğinin düştüğünü görüyoruz. İnsanlar daha çok kiracı oluyor, konutunu satan emekçi aynı yerden tekrar konut alamıyor. Konutlar az sayıda zenginin elinde toplanıyor. Bu hükümet ve politikaları devam ettiği sürece bu mülksüzleştirme devam edecektir” diyor.