Harca harca bitmez
Açtınız kesenin ağzını. 5 bin lira dile kolay tam 5 bin lira. Sayarken insanın parmakları yoruluyor, harca harca bitmeyecek!
Fotoğraf: Evrensel
Gebze’den bir işçi
Hızır gibisin valla reis. Çarşıya, pazara çıkamaz olmuştuk, kasabın manavın yolunu unutmuştuk. Kuru ekmeğe talim ediyorduk, aç yatıp aç kalkıyorduk. Konu komşuya, hısım akrabaya gidemez olmuştuk. Dulun, yetimin, emeklinin elinden tutuyorsun. Rab’bim ömrüne ömür katsın, benimkini alsın, sana katsın. Rab’bim sizi başımızdan eksik etmesin. Ne muradınız varsa versin, yolunuz açık olsun. Saraylarda yaşayın, uçaklarınız artsın, zırhlı araçlarınız çoğalsın.
Açtınız kesenin ağzını. 5 bin lira dile kolay tam 5 bin lira. Sayarken insanın parmakları yoruluyor, harca harca bitmeyecek! Artık sabahları çayın demlisini içeriz. Ekmeğin tazesini, tereyağının en hasını, balın en hakikisini, peynirin en kalitesini, zeytinin yeşilini, gezen tavuk yumurtasını, sucuğun Kayserilisini yeriz artık.
Hanım pürneşe öğlen yemeğine köfte mi, bonfile mi, balık mı diyor. Kafana göre takıl diyorum, öğlen ayrı, akşam ayrı yemek. Ayıptır söylemesi rakımı da içiyorum. Meyve dersen çeşit çeşit, soy soy ye! Evde doğal gaz gece gündüz yanıyor, neredeyse evin içinde donla dolanıyoruz! Kim korkar artık doğal gaz faturasından, 5 bin cepte. Hani reklamlarda söylüyorlar ya, harca harca bitmiyor yahu bu 5 bin lira. Gezine gezine geziyorum, çarşıya da çıkıyorum, pazara da. Kasaba da uğruyorum, manava da!
Rab’bim benden alsın, ona versin. Saraylarda yaşasın, yolu hep açık olsun, köprüler, otobanlar beşliye çalışsın. Milyonu trilyon olsun hem vallahi, hem billahi olsun. Mercedeslerin sayısı artsın, özel uçakların, külliyelerin bollansın. Ağzının tadı hiç bozulmasın, bir elin yağda, bir elin balda olsun. Canın sıkılmasın, huzurun bozulmasın. Canını sıkan, canından olsun. Tuttuğun altın olsun, vurduğu yerinden kalkamasın. Onu sevmeyenin gözü kör, kulağı sağır, ayağı topal olsun. Sürüm sürün sürünsün.
Hayatı boyunca hiç tatil yapmamış 7 bin 900 TL emekli maaşı olan bir emekli olarak acaba diyorum, dört dörtlük bir tatile çıksak, yemek pişirmeden, bulaşık yıkamadan, yan gelip yatsak, beş yıldızlı otellerde kalsak, ne dersiniz yeter mi bu 5 bin lira!
Aniden gördüğüm düşten hanımın sesiyle uyandım. “Sakın ha 5 bin liraya dokunma, geçen ayın kart borçlarını ödeyeceğiz” demez mi. Ha bir de emekli olup çalışmak zorunda kalan emekli arkadaşlara bu çuvala sığmayan, ayakkabı kutularından taşan 5 bin liracık ödenmiyormuş.
Şimdi ben ne diyeyim! Gelin hep birlikte bir şey diyelim, dediğimizi de hep birlikte yapalım. Var mısınız?