HKMO İstanbul Şubesi: Kentsel dönüşüm yasa değişikliği tekniğe, bilime, anayasaya ve insan haklarına aykırıdır!
HKMO İstanbul Şubesi kentsel dönüşüm yasa değişikliği ile ilgili yaptığı açıklamada; “Kentsel dönüşüm yasa değişikliği tekniğe, bilime, anayasaya ve insan haklarına aykırıdır” dedi.
Fotoğraf: Eylem Nazlıer
Harita Ve Kadastro Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun bazı maddelerinde yapılan değişikliklerle ilgili yazılı açıklama yaptı.
"AMAÇ ÜLKENİN İSTENİLEN BİR YERİNDE REZERV ALANI OLUŞTURMAKMIŞ"
09.11.2023 tarihinde Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren mülkiyet, barınma, hak arama hakkı ve konut dokunulmazlığı ihlalleri içeren düzenlemenin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine ve Anayasaya aykırı olduğu vurgulanan açıklamada; “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Eski Bakanı Murat Kurum, Mart ayında; ‘İstanbul'da dönüşmesi gereken 1,5 milyon konutun, 500 binini Anadolu yakasındaki, 500 binini Avrupa yakasındaki rezerv alanında, 500 bin konutu ise olduğu yerde dönüştüreceğiz’ demişti. O tarihlerde kamuoyuna yaptığımız açıklamalarda; ‘Bu kadar inşaatın yapılabileceği rezerv alanının bulunmadığı, Kanal İstanbul sahası içerisinde yer alan bazı kamu arazilerine konut yapılması planlanarak, Kanal İstanbul için yeni bahanelerin üretildiğinin akla geldiğini’ söylemiştik. Şimdi anlaşılıyor ki; meğerse ülkenin istenilen yerinde, hiçbir sınırlama olmadan rezerv yapı alanı ilan edebilme yetkisi planlanmış. Riskli olmayan binaların da uygulama bütünlüğü amacıyla kentsel dönüşüm uygulamalarına dâhil edilmesi yetkisi, ‘şimdilerde kapatılmasına çalışılan’ Anayasa Mahkemesince 27.02.2014 ve 15.11.2017 tarihlerinde iki kez iptal edilmişti. Buna rağmen riskli bina olup olmadığına bakılmaksızın istenilen bölgeyi rezerv yapı alanına dâhil etme ısrarının amacı nedir? Acaba can ve mal kaybı riski taşıyan binaların dönüştürülmesi yerine milyarlarca dolarlık inşaat geliştirme projeleri mi hedeflenmektedir?” soruları soruldu.
"RANT ODAKLI KENTSEL DÖNÜŞÜM YASA DEĞİŞİKLİKLERİ"
“İstanbul Büyükşehir Belediyesi Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığı, İstanbul'daki 142 adet afet öncelikli müdahale alanı ile Bakanlığın İstanbul'da ilan ettiği 69 riskli alan ve 127 rezerv yapı alanını karşılaştırmıştı. Bunun sonucunda sadece 2 riskli alan ile 7 rezerv yapı alanının afet öncelikli müdahale alanlarıyla kesiştiğini belirlemişti. Bakanlığın ilan ettiği alanlarda 227 adet kentsel alan projesinin gerçekleştiği, 3.650.934 m2 büyüklüğünde 78 adet yeşil alan vb. donatı alanının imara açıldığı ve 85 milyar dolar kazanç sağlandığı ortaya çıkmıştı” denilen açıklamada rant odaklı bu bakış açısının aynen devam ettiğinin görüldüğü kentsel dönüşüm yasa değişiklikleri şöyle sıralandı;
“Kentsel Dönüşüm Başkanlığı kimseden görüş almadan resen, içerisinde riskli yapı bulunup bulunmadığına bakmaksızın istediği bölgeyi rezerv yapı alanı ya da bir binayı riskli yapı ilan edebilir. Riskli yapı tespiti için kolluk kuvvetleriyle birlikte konuta girip, işlem yapabilir.
- Riskli yapı tespiti evrakları, binaya asılarak, e-devlet bildirimiyle ve muhtarlıkta 15 gün asılarak tebliğ edilmiş sayılır. Şehir dışında ya da yabancı ülkede yaşıyorsanız hele bir de yabancı ülke vatandaşıysanız yüksek olasılıkla bildirimden haberdar olamayacaksınız. Kentsel dönüşüm için uydurulduğu madde gerekçesinde açıklanmış olan bu yeni tebligat sistemi Tebligat Kanununa tamamen aykırıdır. Hangimiz e-devlet kapısında yer alan bildirimlerini günlük kontrol etmektedir? Böyle bir posta kutusunun olduğundan kimler haberdardır? E-devlet şifresi olmayan milyonlarca yurttaş ile E-devlet şifresi olması mümkün olmayan yabancılar ne yapacaktır? Mucizevi şekilde riskli yapı tespitinden haberdar olursanız tek itiraz hakkınızı; İdare yetkililerin de içinde yer aldığı heyete yapabiliyorsunuz. Bu arada Başkanlık, binanızın elektrik, su ve doğal gazının kesilmesini ilgili kurumdan isteyebilir.
- Riskli binanızın yıkılması için verilecek sürede "doksan günden fazla olmamak" üzere bir üst sınır belirlenmiştir. Peki, alt sınırı belirsiz bu düzenlemede yıkım için bir gün süre verilmesine engel bir durum var mıdır? Tahliye ve yıktırmaya ilişkin tutanak yapıya asılarak, e-devlet bildirimi ve muhtarlıkta 15 gün ilan sonrasında tebliğ edilmiş sayılır. Durumdan haberdar olmasanız bile tebligat süresinin sonunda kolluk kuvvetleri kilitli kapıları açarak, evin tahliyesini gerçekleştirebilir. Evinizden tahliye edilen eşyalar, değerli ziynet eşyaları ve paraların nereye, kime teslim edileceği belirsizdir. Yani hem evinizden hem eşyalarınızdan olabilirsiniz.
- Binanızın yıkılması sonrası hisseleri oranında paydaşlardan yüzde 50 + 1'i kendi aralarında anlaşmışsa, yasal mevzuat gereği oybirliği gerektiren tüm işlemler de dâhil olmak üzere (yeni binanın projesinin onaylanması, yapı ruhsatının alınması vb.) tüm işlemlerde salt çoğunluk yetkili olacaktır. Salt çoğunluk her şeye karar verebilir, istediği müteahhit ile anlaşabilir, istediği iş ve işlemleri yapabilir. Salt çoğunlukla karar alanlar, karara katılmayan maliklere noter aracılığıyla ya da muhtarlıkta 15 gün süreli ilan ile teklifin kabul edilmemesi halinde arsa payının satılacağını bildirir. Yani birçoğumuzun nerede olduğunu bile bilmediği muhtarlık binasında yerinizin satılacağı ilan edilip, satış işlemleri başlatılabilir. Satış süreci de yine e-devlet üzerinden ve muhtarlıkta ilan şeklinde tebliğ edilecektir. Muhtarlık binasında kamp kurmadıysanız ya da e-devlet şifresi alıp her gün düzenli olarak bildirimlerinizi kontrol etmediyseniz, arsanızdaki hissenizin satıldığını bir gün Tapuya yolunuz düştüğünüzde acı bir tecrübeyle öğrenebilirsiniz.
- Başkanlığın riskli alanlara, rezerv yapı alanlarına veya riskli yapıların bulunduğu taşınmazlara ilişkin her türlü imar planı ya da arazi ve arsa düzenlemesi işlemi yapmaya yetkili olduğunu hatırlatmak isteriz. Örneğin 100 m2 dairenize 60 m2 teklif edildiği için anlaşamadığınız için sattığınız yerinizde sonrasında imar planı tadilatı veya imar uygulamasıyla (parselasyon planı) yeni binada sizin yerinize gelmiş malike birden 200 m2 daire verilebilir. Bunları da yangından mal kaçırırcasına yapabilmek için İmar Kanununda yer alan 30 günlük askı süresini 15 güne, 15 günlük itirazın değerlendirilmesi süresini de 5 güne indirmişlerdir. Ayrıca ilginç şekilde "itirazların reddedilmesi halinde" red tarihinde planlar kesinleşir ibaresi eklenmiştir. Akılda her itirazın reddedilmesi gerektiği mi yatmaktadır? 5 günlük itiraz inceleme süresi, öylesine mi konmuştur? Büyük alanlarda yapılan imar ya da parselasyon planlarının 15 günlük askıda incelenmesi, 5 günde itirazların değerlendirilmesi olanaksızdır. Kanal İstanbul parselasyon planlarına yapılmış olan 6 bin dolayında itiraz iki yıldır değerlendirilememişken, kentsel dönüşümde bu itirazların toptan reddedilmesi mi hedeflenmektedir?
- Bina yıkıldıktan sonra arsa haline gelen taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açılabileceği düzenlenmiştir. 6306 Sayılı Yasanın Uygulama Yönetmeliğinde yer almaktayken Danıştay'ın iptal ettiği maddenin aynısı, buraya kanun maddesi olarak eklenmiştir. Danıştay, yönetmelik maddesinin iptalinde, "6306 sayılı Yasa'nın amacının afet riskli alanların dönüştürülmesi olduğundan, bu Yasa devre dışı bırakılarak insanlara başka seçimlik haklar tanınamayacağını" vurgulamıştı. Salt çoğunluk sağlanamaması durumlarında ortaklığın giderilmesi davasının bir tehdit unsuru yapılması mı planlanmaktadır? Danıştay'ın iptal ettiği maddenin virgülü virgülüne aynısının yasa maddesine eklenmesinin amacı nedir?
- Bu kanun kapsamında Başkanlığa devredilen taşınmazların, Bakanlığın ilgili kurum ve kuruluşlarına, belediyelere, bunların şirketlerine vb. bazı kurumlara, Başkanlığın belirlediği bedel üzerinden doğrudan satılabileceği ya da kiralanabileceği düzenlenmiştir. Kamuya ait dönüşüm için kullanılması gereken bu taşınmazların seçilecek bazı Belediye veya kurumlara devredilebilmek istenmesinin perde arkasında ne vardır?
- Kentsel dönüşümün çok hızlı yapılması gerektiği söylenerek, tebligat süre ve yöntemleri kişilere ulaşması bile önemsenmeden bu kadar kısaltılmışken, Kanunun 4. maddesinde bir değişiklik yapılmamıştır. Bu maddede Başkanlığa 3 yıla kadar tüm imar ve yapılaşma işlemlerini durdurma yetkisi verilmiştir. Bina yıkıldıktan sonra Başkanlık kentsel dönüşüm işlemlerini durdurursa insanlar mağdur olmayacak mıdır?
- Resen yapılan uygulamalarda hak sahibinin borçlanmasının gerekmesi durumunda, borçlanma bedeli üzerinden sözleşme yapılması, bedelin tamamı ödenmeden de tapunun verilmemesi düzenlenmiştir. Yani salt çoğunluk olarak anlaşma yapmış olmanız bile sizleri kurtarmayabilir. Çünkü size çıkarılan borçları ödeyemezseniz taşınmazınızdan olabilirsiniz.
- Şansınız sayesinde kentsel dönüşüm aşamalarından zamanında haberdar olursanız, İdari Yargıda dava açma süresinin kentsel dönüşüm işlemlerinde 60 gün yerine 30 gün olduğunu unutmayınız.
- Yerleşim yerlerinin rezerv yapı alanı ilan edilmesiyle, oradaki yurttaşlar evlerinden gönderilebilir, tapuları el değiştirebilir. Ayrıca Kentsel Dönüşüm Başkanlığınca belirlenen borçları ödeyemeyenlerin taşınmazlarına el konabilir.
Açıklamada son olarak inşaat şirketleri ve belirli odakların kârlarına kâr katmalarını amaçlayan rant odaklı düzenlemelerle afetlere dayanıklı şehirler oluşturulamayacağı belirtilerek; “Kentsel dönüşüm için kentlerin ve yapıların depreme karşı güvenli hale getirilmesi ile yurttaşların barınma ve mülkiyet haklarını önceleyen katılımcı bir sürecin ortaya konulması gerektiğine inanıyoruz” denildi. (HABER MERKEZİ)