Erdoğan "İsrail bir terör devletidir" dedi ama yine somut bir yaptırımdan söz etmedi
Erdoğan, partisinin Meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada "Şu anda gönlüm ferah, açık olarak diyorum ki İsrail bir terör devletidir" dedi ama yine somut bir yaptırımdan söz etmedi.
Fotoğraf: Muhammed Selim Korkutata/AA
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Meclis grup toplantısında konuştu. İsrail'in Gazze'de devlet terörü estirdiğini söyleyen Erdoğan, "Gönlüm ferah, açık olarak diyorum ki İsrail bir terör devletidir" dedi.
Diplomatik temaslarla "İsrail'i yalnızlaştırmaya devam edeceklerini" ve "Gazzeli mazlumları hunharca katleden siyasi ve askeri yöneticilerin uluslararası mahkemelerde yargılanmasını sağlayacak adımlar atacaklarını" söyleyen Erdoğan, İsrail'e yönelik somut bir yaptırımdan ise yine söz etmedi. Erdoğan, İsrail ile Türkiye arasındaki güçlü ticari ilişkilerin sonlandırılmasına yönelik bir adımdan da yine bahsetmedi.
Erdoğan, AYM ile Yargıtay arasındaki çatışmaya dair ise "AYM ile Yargıtay arasındaki mesele, iki yüksek yargı organının görev alanlarıyla ilgili görüş farklılığından ibarettir. Devlet başkanı sıfatıyla bize bu tartışmada hüküm vermek değil, hakem olmak düşer" dedi. "Sorunun acil çözümü için" konuyla ilgili süratle anayasal ve yasal değişiklik öneren Erdoğan, "kalıcı çözüm" için ise "yeni anayasa"yı işaret etti.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"İSRAİL DEVLET TERÖRÜ ESTİRİYOR"
"Amerika'nın ve Batılı ülkelerin sınırsız desteğini alan İsrail hükümeti, katliamlarına tam 40 gündür aralıksız şekilde devam ediyor. Okulları, camileri, kiliseleri, hastaneleri kasıtlı olarak hedef alan İsrail bir şehri içindeki insanlarıyla topyekun yok etme stratejisi uyguluyor. Evlerini terk etmeye zorladığı sivilleri yolda kasıtlı olarak bombalayan bir canilikle, kelimenin tam anlamıyla bir devlet terörü estiriyor. Ben şu anda gönlüm ferah, açık olarak diyorum ki İsrail bir terör devletidir."
"HAMAS SEÇİM KAZANAN BİR SİYASİ PARTİ"
"Hamas'ı terör örgütü olarak ifade ediyorsun. Hamas seçim kazanan bir siyasi parti. Seçimi kazandıktan sonra haklarını elinden aldınız. İsrail, Amerika birlikte aldılar. Halen benim ülkemde bile Hamas'ın bir siyasi parti olduğunu bilmeyen, anlamayanlar var. Biz birileri rahatsız olacak diye Hamas mensuplarının, işgal politikaları karşısında, vatanlarını, izzetlerini ve canlarını korumaya çalışan direnişçiler olduğu gerçeğini dillendirmekten asla çekinmeyiz."
"İSTEDİĞİN KADAR NÜKLEER BOMBAYA SAHİP OL, GİDİCİSİN"
"İsrail yönetimi, Gazzeli çocuklara, kadınlara ve sivillere karşı insanlık tarihinin en kalleş saldırılarını düzenliyor. Savaşın bir ahlakı, adabı, hukuku, sınırı vardır. Küvezdeki, kundaktaki bebekleri katledenler, insanların suyunu, gıdasını, yakıtını keserek ölüme mahkum edenler, 2 milyonu aşkın sivili atom bombasıyla yok etmekten bahsedenler… Buradan şimdi Netanyahu'ya sesleniyorum: Sende atom bombası var mı yok mu? Sıkıysa açıkla. Ama açıklayamaz. Ey İsrail, sende atom bombası, nükleer bomba var. Ve bununla tehdit ediyorsun. Bunları biz biliyoruz. Ve artık ecelin geliyor. İstediğin kadar nükleer bombaya sahip ol, neye sahip olursan ol ama gidicisin.
"İNSAN DEĞİL ANCAK BEL HUM EDAL OLABİLİR"
"Ez cümle; ahlak, vicdan, onur namına varsa hepsini kaybedenler insan değil ancak bel hum edal [Kur'an'da 'hayvanlardan da aşağıda' olan bir insan grubundan bahsedilir, o insanlara 'bel hum edal' denilmektedir] olabilir."
"SOYKIRIM"
"Şu anda binlerce avukat bunları Lahey Adalet Divanı'na, böyle bir soykırımı yaptığı için bunları… Bir defa kesinlikle soykırım noktasında da bütün adımları atıp gerekli olan duyuruyu yapmanın gayreti içerisinde olacağız. İsrail'in işlediği insanlık suçlarına ses çıkarmayanlar en az failler kadar bu suçlara ortaktır."
"ULUSLARARASI MAHKEMELERDE YARGILANMASINI SAĞLAYACAK ADIMLAR ATACAĞIZ"
"Diplomatik temaslarımızı önümüzdeki günlerde daha da artıracağız. Gerek telefon diplomasisi gerekse ziyaret etmek suretiyle görüşeceğiz. BM Genel Kurulu'nun 121 evet oyuyla kabul ettiği Gazze kararına çekimser oy kullanan ülkelerin liderlerine telefon açacağız. Filistin'e görünür görünmez her türlü insani desteği sağlarken uluslararası alanda da İsrail'i yalnızlaştırmaya inşallah devam edeceğiz. Bu ülkenin Gazzeli mazlumları hunharca katleden siyasi ve askeri yöneticilerinin uluslararası mahkemelerde yargılanmasını sağlayacak adımlar atacağız. Filistinlilerin evlerine, arazilerine el koymakla kalmayıp onları sokaklarda alçakça katleden, yerleşimci denilen teröristlerin her birinin uluslararası alanda bu sıfatla tanınması için çalışacağız."
AYM-YAGITAY ÇATIŞMASI
"İki yüksek yargı organı arasında ortaya çıkan içtihat farkını darbe olarak nitelemek ise bir başka utanmazlıktır. Bu ülkede darbe veya kalkışma olsa en büyük destekçisi CHP olacaktır. CHP ve ortaklarının afaki söylemlerinin hiçbir kıymetiharbiyesi yoktur.
AYM ile Yargıtay arasındaki mesele, iki yüksek yargı organının görev alanlarıyla ilgili görüş farklılığından ibarettir. Bizim dönemimizde anayasamıza kazandırılan bireysel başvuru hakkının kullanımı noktasında yaşanan sorun, bir süredir zaten ifade ediliyordu. Her iki yüksek yargı organı başkanları da dahil bu konudaki şikayetlerini dile getiriyorlardı. AYM'nin, 130 bin dosya sayısına ulaşan bir iş yükünün altından kalkması, mevcut şartlarda mümkün değildir. Bu kadar başvuru dosyasının sağlıklı bir şekilde değerlendirilemeyeceği açıktır. Tabii bir de bu hakikate, verilen kararlarla ilgili eleştirilerin giderek artmasını eklemek gerekiyor.
Yargıtayın yaptığı açıklamalarda dile getirdiği serzenişleri elbette göz ardı edemeyiz. Ama devlet başkanı sıfatıyla bize bu tartışmada hüküm vermek değil, hakem olmak düşer. Anayasa 104'e göre devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını temin etme görevi bizdedir. İnşallah biz de bu sorumluluğumuzu hakkıyla yerine getireceğiz. Kişisel eleştirilerimizi baki tutarak iki yüksek yargı organı arasındaki içtihat farklarının kalıcı bir şekilde giderilmesi için gayret göstereceğiz. Sorunun acil çözümü, konuyla ilgili anayasal ve yasal değişikliklerin süratle yapılmasından, kalıcı çözümü ise yeni ve sivil bir anayasadan geçmektedir. Bunun adresi de yüce Meclistir.
Meclis eylem ve nümayiş yeri değil ülkenin meselelerine çözüm üretme mercisidir. Hele hele hiç oturma eylemi yapma yeri değildir. Oturmak için yer arıyorsan parka gidin.
Cumhur İttifakındaki ortaklarımızla ve sürece katkı vermek isteyen diğer siyasi partilerle bir çözüm yolu bulacağımıza inanıyorum." (HABER MERKEZİ)