Prof. Dr. Nurdan Köktürk: Dış etkenler ve yetersiz beslenme KOAH’a yol açıyor
Bugün 15 Kasım Dünya KOAH Günü... Sigara ve hava kirliliği başta olmak üzere dış etkenlerin yanı sıra yetersiz beslenmeden de kaynaklanan hastalığı Türk Toraks Derneği yöneticileri ile görüştük.
Fotoğraf: Freepik
Ramis SAĞLAM
İzmir
Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH), akciğerlerde bulunan ve bronş adı verilen hava keseciklerinin tıkanması sonucu solunum güçlüğü, öksürük ve nefes darlığı gibi şikayetlere yol açan kronik bir hastalık. KOAH, efes alıp vermede zorluk ile karakterize, kalıcı solunumsal yakınmalarla seyreden, yaygın fakat önlenebilir ve tedavi edilebilir bir akciğer hastalığı. Bugün 15 Kasım Dünya KOAH Günü.
KOAH, dünyada yetişkin nüfusun onda birini etkilerken, dünya çapında en yaygın üç ölüm nedeninden biri olmaya devam ediyor. Dünya ölçeğinde KOAH nedenli ölüm sayısı 2019'da 3,22 milyonu bulmuş ve ölüm sayısı 2007 ile 2017 arasında yüzde 17,5 arttı. Türkiye’de 2019 yılında 100 bin kişi başına düşen KOAH ölüm sayısı 32,8 olarak kaydedildi. Bu oran Avrupa Birliği ülkelerinin ortalamasından yüzde 23,7 daha yüksek.
“HAVA KİRLİLİĞİ ÖNEMLİ RİSK FAKTÖRLERİNDEN”
Tütün dumanı KOAH’ın en yaygın nedeni olmakla birlikte, KOAH tanılı kişilerin yüzde 20’sinin sigara içmediği de tahmin ediliyor. Türk Toraks Derneği Merkez Yönetim Kurulu Genel Başkanı Prof. Dr. Nurdan Köktürk, KOAH’ın günümüzde tütün kullanımının yanı sıra iç ve dış ortamda fosil yakıtları (odun, kömür, petrol, gaz) biyokütle (bitki sapları, tezek vb.) ve orman yangınlarının dumanına maruz kalma ve hava kirliliğinin de önemli risk faktörleri arasında olduğunu söyledi.
Dış faktörlerin KOAH’a yol açtığını belirten Köktürk, “Yetersiz beslenme, enfeksiyonlar iç ve dış ortam kirleticilerine pasif maruz kalmaya bağlı olarak doğumdan önce ve sonra akciğer gelişiminin geri kalması da KOAH'a yol açabilir. Artan tütün kullanımı, yoğun şehirleşme ve kötüleşen hava kalitesi de çoğu düşük ve orta gelirli ülkelerde bu faktörlere maruz kalma riskini artırmaktadır” dedi.
ERKEN YAŞTA KOAH TEHLİKESİ
KOAH’ın erken yaşta başlayabildiği ve genç bireyleri de etkilediği biliniyor. KOAH öncesi koşulların farkına varılması, önlenmesi, hasta olanların erken teşhisi ve uygun tedavi yaklaşımının önemli olduğunu vurgulayan Köktürk, en sık görülen yakınmaların öksürük, balgam, nefes darlığı ve bazı olgularda yorgunluk hissi olduğu bilgisini paylaştı.
Hastanın yakınmalarının hastalığın ilerlemesi ile daha da artarak kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkilediğini dile getiren Köktürk, “Yoksulluk, kırılgan gruplara özel bir yaklaşım ve sağlıkta eşitsizliklerle ile mücadele kitlesel önlemler için önemlidir. İç ve dış ortam hava kirliliğinin azaltılması KOAH’ın gelişimi ve alevlenmesini önleyen koruyucu bir müdahaledir. KOAH hastaları dış ortam aktivitelerini yerel hava kalitesi indeksini takip ederek ona göre düzenlemelidir. Toplumsal müdahale önlemlerinin dışında KOAH tanılı hastaların hava kirliliği bulunan yerlerde maske kullanması yararlı olabilir” diye konuştu.
“İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE YOL AÇAN SERA GAZLARI AZALTILMALI”
Küresel iklim değişikliğinin KOAH hastalarını da doğrudan etkilediği tahmin ediliyor. KOAH alevlenmelerinin erken ölümlere neden olduğunu söyleyen Türk Toraks Derneği KOAH Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Aylin Özgen Alpaydın, hava kirliliği ve iklim değişikliğine yol açabilecek sera gazlarını azaltmanın KOAH’la mücadelede temel hedeflerden biri olması gerektiğini ifade etti.
Bireysel tedavi yöntemleri olduğunu belirten Alpaydın, “Nefes açıcı özellikte inhaler olarak adlandırılan solunum yolu ile uygulanan ilaçlar ile hava yollarındaki daralmanın azaltılıp hastanın olabildiğince rahatlatılması amaçlanmaktadır. Solunum yetmezliği olan KOAH’lı hastalarda evde oksijen tedavisi ve/veya evde solunum cihazı tedavisi gibi tedavilere ihtiyaç olabilmektedir” dedi.
“BESLENME VE FİZİKSEL AKTİVİTE ÖNEMLİ”
Hastalığın seyrini kötüleştiren ve ölümlere neden olan etkenlere de değinen Alpaydın, “Alevlenmelerden ve zatürreeden korunmak için grip ve zatürre aşılarının yapılması ve nefes yoluyla alınan ilaç tedavilerinin düzgün uygulanması gerekir. Ayrıca sağlıklı beslenme, fiziksel aktivitenin ve uygun hastalarda akciğer rehabilitasyonu uygulanması hastaların günlük yaşamlarının daha kaliteli hale gelmesini sağlamaktadır. Tüm tıbbi tedavilere rağmen yakınmaların fazla olduğu KOAH hastalığının özgün bir alt grubunda ise ayrıntılı incelemeler yapıldıktan sonra bronkoskopi ile sarmal tel veya valf yerleştirme ile akciğerlerde ortaya çıkan aşırı derecede havalanmanın azaltılması amaçlanmaktadır” diye konuştu.