17 Kasım 2023 04:16

Ford işçisi: Tüm hayatın yalan olur emin ol, en kralı da karakola giriyor!

Biz normal sigara yerine tütün içerken onlar en pahalılarıyla reklam yapmış. Biz çocuğumuza okul çantası almak için kırk takla atarken onların küçük oğlu arabayı beğenmedi diye ağlamış.

Fotoğraf: Murat Şengül/AA

Paylaş

Ford Otosan işçisi
Kocaeli

Bu yukarıdaki iki satır, şarkı sözü belki duymuşsunuzdur. Hatta bunu duyunca neredeyse hepimizin aklına o video geliyor: Dilan ve Engin Polat editi. Elleri kelepçeli bir şekilde karakola götürüldükleri videoların birleşiminden bir edit.

Öyle gördüğümde ne hissettiğimden bahsetmek istiyorum. Çünkü onlar kahvelerine altın tozları dökerken, kafalarına dolarlar takarken biz Ford’da araba üretmekle meşguldük. O videoları izleyip “Ulan ne hayatlar var be” diyorduk.

Sonra bir gün öğrendik ki onların yaşadıkları hayat da aslında bizden çaldıklarıymış. Vergi kaçırmalar, kara para aklamalar, çeşitli yolsuzluklar. Dava ilerledikçe sürekli yeni yeni şeyler de görüyoruz. Bunlar açığa çıktığında ilk yaptıkları şey “Benim devletim var, biz zaten denetleniyoruz, devletimiz çok güçlü” gibi şeyler söylemek oldu. Ama bazı gazeteciler ve hukukçular işin peşini bırakmadı ve birçok şeylerini açığa çıkardı.

BU YOĞUN TEMPODA ENERJİ KALMIYOR

Demek ki öyle güçlü böyle büyük bir devlet ki ben maaşımdan yüzde 27 vergi verirken dolar takan Dilan’dan vergi almamış. Ben aldığım her şeye vergi verip ekmeğimi düşünürken Engin sıfır masrafla helikopterini getirmiş.

Biz normal sigara yerine tütün içerken onlar en pahalılarıyla reklam yapmış. Biz çocuğumuza okul çantası almak için kırk takla atarken onların küçük oğlu arabayı beğenmedi diye ağlamış.

Biz yazın denize girip serinlemek için bir sürü hesap yaparken, girdikleri havuzlara bile altın tozları dökülmüş.

Bir de utanılmamış enerji diye şarkılar çıkarılmış. Biz de fabrikada çalışırken motivasyon olsun diye bağırıyoruz, “Enercii, neredesin zıkkımın kökü” diyoruz.

Bu yoğun tempoda ne enerji kalıyor ne de sinerji. Ama onlara Allah’ın lütfuymuş. Allah’ın mı lütfu yoksa yaşadığınız o lüks hayatınızın mı sonucu; cevabı hepimiz biliyoruz bence!

BU SİSTEM DEĞİŞMELİ

Demem o ki hiç de üzülmedim. Hatta kocaman bir ohh çektim. Bu ülkede yolsuzluk her yerde, bunlar sadece popüler olanlardı. Bu örnek de bana bir kere daha bu devletin işçinin devleti olmadığını, bu tip yolsuzlukları da yıllardır koruduğunu ancak toplumsal bir baskıyla ceza alabildiklerini gösterdi. Zenginin malı biz züğürdün ağzını daha fazla yormadan, bu devletin değişmesi, bu yolsuzlukların bitmesi, bu can alıcı sistemin değişmesi için tek bir çözümümüz var. O da bu tiplere üzülmek yerine bunlar karşısında emeğimizle mücadele etmekten geçiyor!

ÖNCEKİ HABER

Çiftçiye destek ödemesi 320 milyar lira eksik yapılacak

SONRAKİ HABER

Naci Görür: Siyasilerden deprem dirençli kent çalışmaları yapmalarını istemeliyiz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa