YSK Vetosu ve halkın emek, demokrasi, özgürlük mücadelesi
Bismil’de 18 yaşındaki İbrahim Oruç polis kurşunu ile hayatını kaybederken, yüzlerce insan
tekmelendi, coplandı, hatta kurşunlandı. Hastaneler yaralılarla dolup taştı. Verilen mücadele sonucunda Emek, Demokrasi ve Özgürlük savunucuları kazandı kazanmasına ama burjuva medyanın gündemine hep yakılıp yıkılan iş yerleri ve camiden çıkan bir gence polisin imam misali “öğlen namazı kaç rekat” sorusundan başka bir şey yansımadı.
Bu durum ilk değil o yüzden şaşkınlık yaratmadı hiç kimsede ama bir de burjuva basınının gör(e)mediği ayrıntılar yığını var. Mesela sürekli televizyonlarda gösterilen taş atanların içinde sivil polislerinde olduğuna dair internette dolaşan videolar var. Ayrıca
yine internette bir polis akrep tipi aracının megafonundan halka açıkça küfürler
edildiği ve akrep tipi aracın kalabalığın üstüne sürüldüğü bir video var.
Batıda yaşayanlar televizyonlarını açıp yaşananları, savaş atmosferini görünce olaya tek taraflı yaklaşabiliyor. Ama olayların birde yansıtılmayan yönü var.
Kürt halkı yıllardır baskılara, tutuklanmalara, seçilmişlerinin görevden alınmasına, seçilmiş siyasetçilerine kelepçe vurulmasına ve en önemlisi de yok sayılmaya karşı mücadelesini sürdürüyor. Seçme iradesinin yok edilişine karşı mücedele ediyor.
AKP’li Kürtler ve Olmayan Kürtler
Başbakan 2005’te Diyarbakır’da ilk olarak Kürt sorunu varlığından bahsettiğinde çok ses getirmişti. Bugün gelinen noktada ‘AKP’li Kürtler vardır ama AKP’li olmayan Kürtler yoktur’ oldu. Mesela YSK protesto eylemleri sırasında bir adam şunları söylüyordu “Bizim seçeceğimiz vekilleri yok sayıyorsunuz, bizi yok sayıyorsunuz. Sonrada bunu protesto ettiğimiz için bize saldırıyorsunuz. Bu yapılanı İsrail bile Filistin’e yapmadı. Ne istiyorsunuz yani dağa mı çıkalım?” Söylenenler aslında herşeyi anlatmaya yetiyor da artıyor.
Bugün Türkiye gençliği açısından son yaşanan YSK ve YGS olaylarına bakıldığında, hep karamsar tablolar ortaya çıkmaktadır. YSK’nın kararının bir cana mal olması, yine aynı şekilde YGS şifre meselesi ile öğrencilerin içine düştüğü durum ve bir öğrencinin intihar etmesi hükümetin aslında Türkiye gençliğine reva gördüğü yaşamı göstermektedir. Bunu Başbakan “Biz de 5 bin, 10 bin genci yığarız karşılarına” sözleriyle de göstermiştir. Yani Kürtler için nasıl ‘AKP’li olanlar var diğerleri ise yoksa’, gençlik içinde bu böyle olmuştur. O yüzden Kürt ve Türk gençleri, emek, demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yer almalı ve bu mücadelesini yaklaşan 1 Mayıs’ta alanlarda bir kez daha haykırmalıdır.
Evrensel'i Takip Et