17 Kasım 2023 11:15
/
Güncelleme: 17:43

Mektup: Depremzede yurdunda yüzsüzlük ve usulsüzlük

Arkadaşlarımıza iki söz verilmişti; onlardan yurt ücreti alınmayacak ve en yakın zamanda daha yaşanır koşullar sunan diğer yurtlara yerleştirileceklerdi. Ne yazık ki bu iki söz de usulsüzce çiğnendi.

Mektup: Depremzede yurdunda yüzsüzlük ve usulsüzlük

Fotoğraf: Wikimedia Commons

Hüseyin ŞİMŞİR
Ankara

ODTÜ yönetiminin baskılama politikaları, yeni eğitim yılında da ivme kazanarak uygulanmaya devam ediliyor. En önde gelen sorunlardan biri olan yurt koşulları, giderek kitleselleşen yerel eylemler ile karşılık buluyor. Bunların en güncel örneği ise “Depremzede Yurdu” olarak anılan 13. Yurt öğrencilerinin geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiği eylem. Güncel gelişmelerle yaşam koşulları kabul edilemez hale getirilen arkadaşlarımız, deprem zamanından bu yana da sayısız usulsüzlük ve baskılama ile karşılaştı.

Depremin yaşandığı hafta ailesi ile beraber bir arabada kalan bir Metalurji ve Malzeme öğrencisi arkadaşımız o günlerde kendisinin ve babasının ODTÜ Yurtlar Müdürlüğü ile defalarca iletişime geçtiğini, ‘Siz yeter ki dönün, tabii ki kalacak yer buluruz’ benzeri dönütler aldığını bizlerle paylaştı. Deprem sonrası oluşan yoğun trafikte kaza riskleri atlatarak Ankara’ya ulaştıktan sonra Yurtlar Müdürü ile görüştüğünü ve “Arkadaşlarımız duygusal davranarak size böyle demişlerdir ama yapabileceğimiz hiçbir şey yok, belediyeye başvurabilirsiniz” cevabıyla karşılaşıp deprem bölgesine dönmek zorunda kaldığını ifade etti

Dönemde COVID karantina yurdu olarak kullanılan 13. Yurt, depremin üstünden dokuz gün geçtikten sonra depremzede öğrencilerin hizmetine sunuldu. Arkadaşlarımız bu yurda yerleşirken onlara iki söz verilmişti; onlardan yurt ücreti alınmayacak ve en yakın zamanda daha yaşanır koşullar sunan diğer yurtlara yerleştirileceklerdi. Ne yazık ki bu iki söz de usulsüzce çiğnendi. Depremin üstünden tam altı ay geçtikten sonra yüzsüzce depremzede arkadaşlarımızdan geriye dönük ödeme talep edildi. Yurt değişimi konusunda bir adım atılmadığı gibi arkadaşlarımızın gönderdiği yurt değiştirme dilekçeleri değerlendirmeye bile alınmadan reddedildi. Buna dair bir arkadaşımız numaralı yurtlara yerleştirileceği vaadiyle, olumlu sonuçlanan başka yurt başvurusunu geri çektiğini sitemle ifade etti. 

"KOŞULLAR İNSANCA YAŞAMAYA UYGUN DEĞİL"

Depremzede arkadaşlarımızın son dokuz aydır mahkum bırakıldığı koşullar ise insanca yaşamak için uygun koşullar değil. Karantina yurdu olarak kullanılmasından önce yıllardır tadilatı beklenen ve faaliyette olmayan 13. Yurttaki buzdolaplarının, klozetlerin ve çamaşır makinelerinin büyük bir kısmı arızalı durumda. Bunların yanında 9 öğrenci başına bir buzdolabı, 18 öğrenci başına bir duş olması, tuvalet ve banyolarda havalandırma bulunmaması ve yurtta yangın alarmı dahi olmaması gibi kabul edilemez eksiklikler söz konusu. Yurdun temizliği ve bakımı konusunda gösterilen özensizlik ise yurt içinde hamam böcekleri ve farelerin dolaşmasına, kat tavanlarından kirli gider suyu damlasına kadar varıyor! 

"KALACAK YERİNİZ OLDUĞUNA ŞÜKREDİN"

Yurtlar Müdürlüğü ise bu konu hakkındaki tavrını yaklaşık on gün önce yurdun kontenjanını arttırma kararı ile ortaya koydu. 8-10 metrekare olan odalara üçüncü bir yatak konuldu, öğrencilerin çalışma masaları ve kilidi olmayan dolapları koridora taşındı. Yeni yataklar ile odalar, bir pencereyi dahi açamayacak kadar sıkışık bir şekilde yerleştirildi. 13. Yurt öğrencilerinin yurt yetkilisi ile görüşmeleri sonrası yeni gelecek öğrencilerin, yurdun genel tadilat sebebiyle kapalı tutulmuş bir kısmına yerleştirmeleri kararlaştırılsa da üçüncü yataklar hala odalardan çıkarılmamış durumda. Bu görüşme sırasında yurt yetkilisi de “Katlanmak zorundasınız, depremzede halinizle kalacak yeriniz olduğuna şükredin’ demekten ve hatta yurdu kapatıp depremzede öğrencileri evsiz bırakmakla tehdit etmekten de çekinmemiş durumda. Fazladan eklenen yataklar ise yurtlara yerleşemeyen ODTÜ öğrencilerini yerleştirmek adına yapılmış geçici bir çözüm olarak karşımıza çıkıyor. Barınma sorunu gittikçe derinleşirken üniversitelerin buralara dair bulduğu çözümler ise Boğaziçi’de olduğu gibi küçücük odalara daha fazla yatak koymaktan geçiyor.  

13. Yurt ’tan arkadaşlarımızın çağrısı üzerine eylem için bir araya geldik. Slogan ve çağrılar ile Doğu yurtlarını dolaştıktan sonra, Yurtlar Müdürlüğü’nün bulunduğu 2. Yurt’ta bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Öğrenciler ile görüşmeyi reddeden yurt yetkilisi, eylem 2. Yurt’un içine taşındıktan sonra arkadaşlarımızla görüştü. Görüşmede, “Konuşacak bir şeyimiz kalmadı” diyerek arkadaşlarımızı Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı ile görüşmeye yönlendirdi. SKSD ile yapılan görüşmede ise Daire Başkanı, 2019’da Rant Yolu ile beraber yapılması planlanan KYK yurduna karşı çıkıldığı için ‘ellerindeki en iyi imkanların bunlar olduğunu’ dile getirdi. Aynı zamanda “Her şeyden haberdar olduklarını” söyleyerek yasa ve yönetmelik dışı hareketlere göz yumduğunu itiraf etmiş bulundu. Bu noktada, geçen ay ODTÜ Mezunlar Derneği’nin yurt inşa etme teklifinin Rektörlük tarafından sebepsizce reddedildiğini de hatırlatmak lazım. 13. Yurt öğrencilerinin mücadeleleri de sürmeye devam edecek...

EVRENSEL'İNMANŞETİ

İşçiye, düşman hukuku

İşçiye, düşman hukuku

Patronların yüzde 30 zam dayatmasına karşı yayılan grevleri engellemek için adeta düşman hukuku uygulanıyor: Besleme basın devreye sokuldu, valilik eylemleri yasakladı, e-devletten sendika üyeliği engellendi, işçilerin önüne polis-jandarma barikatı çekildi, gözaltılarla gözdağı verildi… Hiçbirinden sonuç alınamayınca ‘suç icadı’yla BİRTEK-SEN Başkanı Mehmet Türkmen tutuklandı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
16 Şubat 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et