‘Ekoköy’deki belirsizlikler çevresel riskleri artırıyor’
Foça yakınlarındaki Ekoköy'e ilişkin tartışmaları konuştuğumuz ÇMO İzmir Şubesi Teknik Sorumlusu Çevre Mühendisi Selma Akdoğan, "Belirsizlik sürecinde ruhsat tartışmaları ön plana çıktı" dedi.
Fotoğraf: Ramis Sağlam/Evrensel
Ramis SAĞLAM
İzmir
Foça’da 510 dönüm üzerinde “Hayallerinizin ötesinde bir köy sizi bekliyor” başlığı ile satışa çıkartılan “Ekoköy” ile ekolojik tarım turizmi tartışmaları devam ediyor. TMMOB’ye bağlı Ziraat Mühendisleri Odası, Şehir Plancıları Odası ve Mimarlar Odasının inceleme sonuçlarını açıkladığı projeye ilişkin Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İzmir Şubesi Teknik Sorumlusu Çevre Mühendisi Selma Akdoğan ile konuştuk. Akdoğan, belirsizlik sürecinde ruhsat tartışmalarının ön plana çıktığını söyledi.
‘TAHRİBATLARA NEDEN OLUYOR’
Bugün kentten uzaklaşmak isteyenlere sunulan alternatif yaşam projeleri ile kent cephesindeki alanların da yapılaşmaya açılmasının önemli sorun haline geldiğini belirten Akdoğan, bu yapılaşmanın getirdiği çevresel yüklerin, alan kayıplarının, atık vb. sorunların da birbirini etkileyerek devam ettiğini söyledi.
Kent çevresinde değişik adlar altında oluşturulan projeleri değerlendiren Akdoğan, “Son dönemde lüks çadır tesisleri, hobi bahçeleri, eko turizm gibi proje ve uygulamaların mevzuat düzenlemeleri ve imar afları ile önünün açıldığını görüyoruz. Süreçteki eksiklikler, projelerin yürütüldüğü alanların ekolojik niteliğini kaybetmesine neden olacak riskler taşıyor. Kentlerde ve kırsalda mevcut imar alanlarının doğaya uyumlu ve sürdürülebilir planlamalarla şekillenmesi gerekirken tarım, mera, orman alanlarının imar adaları haline gelmesine izin verilmemeli” dedi.
RUHSAT SÜRECİNDEKİ BELİRSİZLİKLER
Foça Belediye Başkanlığı Encümeninin 7 Nisan 2022 tarih ve 139-140 sayılı Karar’ı ifraz edilen toplamındaki 510 dönümlük alan tapu kayıtlarında “ceviz bahçesi” olarak görülüyor. Foça CERES Konut Yapı Kooperatif üzerine kayıtlı alanda ceviz ağaçları yerine beton yığınlarının hazırlığı yapılıyor. Projeyle ilgili alanın niteliği, ruhsat sürecindeki belirsizliklerin altını çizen Akdoğan, “İmarlı bir alan olmadığından çevresel altyapı ihtiyacı, sera ve müştemilat olarak tanımlanmış. 154 yapı, konaklama ve satış alanlarının arazi düzenlemesi ve inşaat aşamalarında oluşacak hafriyat atıkları ve tozun çevresel etkileri, arazi parçalanması gibi etkileri birlikte düşünmek gerekiyor. Su kullanımı, meydana gelen atık suların arıtılması ve bertaraf işlemleri, oluşacak atıkların geri dönüşüm ve bertarafına yönelik işlemlerin her biri ayrı çevresel riskleri barındırmaktadır” diye konuştu.
‘MİNİMUM YAPILAŞMAYA GİDİLMELİ’
Tarım alanlarında yapılacak tarımsal üretim içeriğinin, yönetimi, planlamasıyla öne çıkması gerektiğini belirten Akdoğan, tarımsal üretimi korumak ve geliştirmeyi amaçlayan projelerde zorunlu ihtiyaç doğrusunda minimum yapılaşmaya gidilmesine vurgu yaptı.
Tarım kavramlarının arka planda kaldığını söyleyen Akdoğan, “Plan ve mevzuat bunu öngörüyor olsa da yapılan uygulamalarda bu alanlarda yapılaşmanın önünün açıldığını turizm ya da tarım kavramlarının arka planda kaldığını görüyoruz. Bu uygulamalar ile de koruması gereken alanlarda geri dönüşü olmayan kayıplar ile karşı karşıyayız” dedi.