Kocaeli'de, "Sosyalizm Geçmiş Değil Gelecek” paneli düzenlendi
EMEP, HEDEP, TİP ve Kaldıraç Kocaeli'de Ekim Devrimi paneli düzenledi. “Sosyalizm Geçmiş Değil Gelecek” başlıklı etkinlikte bir araya gelen örgütler Ekim Devrimi'nden günümüze mücadeleyi tartıştı.
Fotoğraf: Evrensel
Kocaeli'de Emek Partisi (EMEP), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP), Kaldıraç ve Türkiye İşçi Partisi (TİP) Ekim Devrimi'ne ilişkin ortak etkinlik gerçekleştirdi.
“Sosyalizm Geçmiş Değil Gelecek” başlıklı etkinlik Eğitim-Sen Kocaeli şubesinde düzenlendi. Etkinliğe konuşmacı olarak Adem Korkmaz, Kamer Konca, Hakan Dilmeç ve Umutcan Tarcan katıldı.
EMEP adına konuşan Adem Korkmaz Ekim Devrimi’nden bu yana halk mücadelelerinin emperyalistler tarafından bastırılmaya devam ettiğini belirtti.
"Sovyetlerde Bolşevik partinin 20. kongresindeki revizyonizm ve ikinci dünya savaşı sonrasında devam eden süreçte halkların neler yaşadığını hep birlikte görüyoruz” diyen Korkmaz, “Bugün yanı başımızda Filistin'de görüyoruz. Geç kapitalistleşen bir ülke de Türkiye. Yirminci yüzyıl başları meta üretiminin baş gösterdiği ama feodal ilişkilerin hâlâ sürdüğü bir dönem. Bu yüzden süreç devrimci değil evrim yoluyla tamamlandı” ifadelerini kullandı.
"MARKSİZM DOGMA DEĞİL, SÜREKLİ GELİŞEN BİR İDEOLOJİ"
Korkmaz "Milyonlarca emekçinin kazanımlarını kriz anında nasıl kaybettiğini gözlemleyebiliriz. Revizyonizmden bu yana tek cepheden halkların ve ulusların kazanımlarına saldırıların nasıl ivme kazandığını, milyarlarca insanın nasıl mülksüzleştirildiğini görüyoruz. Sadece son durumda bile bunu gözlemleyebiliyoruz" diyerek bölgede yaşanan müdahalelere dikkat çekti. Köyden kente göçle işsizler ordusunun arttığını dile getiren Korkmaz "Köylülerin yüzde ellisinden fazlası sadece AKP döneminde göç etti. İşçileşmeye ya da daha güvencesiz hayatlara sürüklendi” dedi.
Korkmaz işçi sınıfının acil görevlerinden birinin sömürü ve bağımlılık ilişkilerinin tasfiye edilmesi olduğu belirterek "Marksizm dogma değil, sürekli gelişen bir ideoloji. Lenin onu geliştirerek ortaya koydu. Komünist Manifesto’nun sonunda Engels ve Marx 'Bütün ülkelerin işçileri birleşin' diyor. Bugünün koşullarında o sözü şöyle tarif edebiliriz: 'Bütün ülkelerin işçileri ve ezilen halkları birleşin'.
"İŞÇİ EMEKÇİLERİ FİKRE YENİDEN KAZANMALIYIZ"
HEDEP adına konuşan Kamer Konca Marksizmin dünyayı değiştirme ve dönüştürme özelliğine vurgu yaptı. Devrimin Avrupa'da beklendiğini ama halklar hapishanesi olarak tanımlanan Çarlık Rusyası'nda olduğunu ifade eden Konca "Köylülüğün çok yaygın olduğu, işçi sınıfının çok az olduğu bir yerde iktidarı almak kolaydı ama sosyalizmi kurmak bu kadar kolay değildi. Lenin Ne Yapmalı'da işçi iradesinin ne kadar değiştirici bir öneme sahip olduğunu öne çıkarır” diye konuştu.
Ekim Devrimi’ne doğru giden süreçte Lenin'in Nisan Tezleri'nin önemine değinen Konca "Nisan Tezleri öngörülen sosyalizmin alfabesidir. Lenin devlet kötülük üreten bir organ ve biz onu baskı altında tutup çürüteceğiz der. Devrimden sonra düzenli ordu olmayacak, Bürokratizm olmayacak, seçimle gelen görevini yerine getiremezse geri çağrılabilecek. İşte bizim özlemini duyduğumuz, gerçekleştirmek istediğimiz sosyalizm budur" dedi.
Konca "Sosyalizmin küçük bir azınlığın büyük bir azınlık üstündeki iktidarının devrilmesi anlamına geliyor. Sovyetlerin yıkılmasıyla beraber tek bir sosyalizm biçimi yenildi. Bugün sosyalizmin yeniden ayakları üstüne getirip, işçileri emekçileri yeniden bu fikre kazanmalıyız" şeklinde konuştu.
"KİTLESEL MOTİVASYONLA DEVRİMCİ BİR ANLAYIŞ"
TİP adına konuşan Umutcan Tarcan Ekim Devrimi’nden bugüne miras bırakılanları değerlendirdi. Ekim Devrimi’ne bakarak çıkarılabilecek bir kılavuzun teori sorunu, kitle sorunu ve örgüt sorunu gibi üç önemli sorunu olduğuna değindi. Lenin'in Marksist birikiminden faydalanarak yaşadığı dönemin tarihsel koşullarına göre politik bir hat çizdiğine ve Ekim Devrimi’nin başarıya ulaşmasının temelinde yatanın bu olduğuna değinen Tarcan "Bugün kapitalizm kendini yeniden üretirken biz çok fazla tepkisel kalmış durumdayız. Kapitalizmin sürekli restorasyon sürecine karşı kendi teorilerimiz etrafında eylemlilikler üretiyoruz. İhtiyacımız olan Lenin'in yaptığı gibi günümüzde sermaye ile iç içe geçmiş otoriter iktidarların nasıl hareket ettiğini iyi gözlemleyerek teorik kaynaklarımızdan beslenmemiz gerekiyor" diye konuştu.
İkinci sorunun kitle sorunu olduğunu belirten Tarcan, kapitalist üretim biçiminde üreyen baskı ve şiddet biçimleri karşısında sınıf merkezli bir hatta mücadele edilmesi gerektiğini söyledi. Tarcan "Lenin'in yıllarca ilmek ilmek işlediği kitle çizgisinde, kitlesel motivasyonla devrimci bir anlayış geliştirmektir." dedi.
Son olarak örgüt sorununa değinen Tarcan, Ekim Devrimi’nin hem toplumda hem de örgüt içinde hiyerarşiye karşı olduğunu belirtti. Tarcan "Demokratik merkeziyetçilik önce örgüt içinde kurularak kitlelere yansıtılır, böylece hiyerarşi aşılabilir" diye konuştu.
"BİRLEŞİK EMEK CEPHESİNE İHTİYAÇ VAR"
Kaldıraç adına konuşan Hakan Dilmeç Ekim Devrimi’nde görünenin Bolşeviklerin iradesi olduğunu belirterek "Ekim Devrimi zamanı kapitalizmin gelişimiyle bugün çok farklı bir dönemdeyiz. Komünizmin şafağındayız diyebiliriz. Verili üretim ilişkileri üretici gücün önünde durmaya başladığında devrim kapıyı çalmıştır der Marx, bugün de öyleyiz." diye konuştu.
Bugün krizin yarattığı bir buhran olduğunu söyleyen Dilmeç "Burjuvazi bunalımını bize ihraç ediyor. Sadece ekonomik olarak yükün sırtımıza yüklenmesi değil, toplumsal bir buhran da üstümüzde." dedi.
Dilmeç "Devrim kitlelerin eseridir ama önünde öncü olacaklara ihtiyaç duyar. İsyan dalgaları artarak devam edecek" diyerek kitleselliğin önemine dikkat çekti.
Direnişlerin devam ettiğini belirten Dilmeç "Kürt halkı, işçiler, kadınlar, gençler direnmeye devam ediyor. Her gün onlarca yüzlerce direniş oluyor. İşçi sınıfının merkezinde olduğu ama tüm direniş dinamiklerinin yan yana geldiği birleşik emek cephesine ihtiyacımız var. Umuda ihtiyacımız var" dedi.
Etkinlik katılımcıların sorularıyla devam etti. (Kocaeli/EVRENSEL)