20 Kasım 2023 15:07

Namık Tarancı mezarı başında anıldı: 31 yıl önce var olan zihniyet bugün de devam ediyor

Gerçek Dergisi Diyarbakır Temsilcisi, Şair Namık Tarancı, katledilişinin 31'inci yıl dönümünde mezarı başında anıldı.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Diyarbakır'da 20 Kasım 1992’de henüz 37 yaşındayken uğradığı silahlı saldırıda öldürülen Gerçek Dergisi Diyarbakır Temsilcisi, Şair Namık Tarancı, katledilişinin 31'inci yıl dönümünde mezarı başında anıldı.

Mardinkapı Mezarlığı'nda yapılan anmaya Namık Tarancı’nın eşi Derman Tarancı, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eş Başkanı Serdar Altan, Dernek Yöneticisi Hakkı Boltan, Gazeteci Vecdi Erbay, Evrensel Gazetesi Diyarbakır muhabirleri ve Emek Partisi (EMEP) üyeleri katıldı. Tarancı'nın mezarına çiçekler ve Evrensel gazetesi bırakıldı.

"GÖZDAĞI VERİLMEK İSTENİYOR"

Çok sayıda polisin ve gözaltı araçlarının bulundurulduğu anmada ilk olarak konuşan Derman Tarancı, “31 yıldır mezarı başında anma yapıyoruz. Katiller serbestçe dışarıda dolaşırken burada polis ablukasına maruz kalıyoruz. Mezarı ziyaret etmemiz bile engelleniyor. Gözdağı veriliyor” diyerek duruma tepki gösterdi.

Namık Tarancı’nın bir gazeteci olarak Diyarbakır’da Kürt halkının özgürlük mücadelesini yakından takip ettiğine değinen Tarancı, “Katiller bugünkü iktidar tarafından serbest bırakılıyor. Bizler mücadele etmeye devam edeceğiz” diye konuştu.

"KALEMLERİNİ YERDE BIRAKMAMAK GEREKİYOR"

Ardından konuşan DFG Eş Başkanı Serdar Altan da çok sayıda gazetecinin baskı altında kaldığını, cezaevinde olduğunu hatırlatarak, “Çok sayıda arkadaşımızı bu uğurda yitirdik. Arkadaşlarımızın vermiş olduğu mücadele için yılmamak, kalemlerini yerde bırakmamak gerekiyor. Anıları ve mücadeleleri yolumuza ışık tutacaktır” diye konuştu. 

Gazeteci Vecdi Erbay ise Tarancı’nın katledildiği günü dün gibi hatırladığını belirterek, gazetecilik mücadelesinin devam edeceğini söyledi.

"TARANCI’NIN İZİNDE GİTMEYE DEVAM EDECEĞİZ"

Evrensel Gazetesi Muhabiri Umut Yeğin ise Namık Tarancı’nın aynı zamanda şair de olduğunu belirterek, “Arkadaşları, yoldaşları ona ‘Kaptan’ demişlerdi. Burada da yazan dizelerinde ‘Yaşamak, ölümsüzce yaşamak’ demiş Kaptan. Dönemin zorlu koşullarına, tehditlerine rağmen mücadelesini sürdüren, gazetecilik yapmaya devam eden Kaptan, ölümsüzce yaşamaya devam ediyor” dedi. 

Gazetecilik faaliyetinin suç olarak sayıldığı günlerden geçildiğini vurgulayan Yeğin, “Tek adam iktidarı muhalif olan gazetecilere gözdağı vermeye devam ediyor, gözaltına alıyor. Halen tutuklu onlarca gazeteci var” ifadelerini kullandı.

Geçtiğimiz günlerde Hrant Dink’in katil Ogün Samast'ın serbest bırakılmasına değinen Yeğin şöyle devam etti:

“Birçok gazeteci katledildi. Bu gazetecilerin yoldaşlarının, arkadaşlarının verdiği mücadele sonucu katiller tutuklansa da zamanla birer birer katilleri serbest bıraktılar. Tarancı’nın katilleri de birkaç yıl önce serbest bırakılmıştı. Geçtiğimiz günlerde Hrant Dink’in katili de serbest bırakıldı. 31 yıl önce var olan zihniyet bugün de devam ediyor. Ama bizler onların kalemlerini yerde bırakmayacağız. Namık Tarancı’nın izinde gitmeye devam edeceğiz.”

NAMIK TARANCI KİMDİR?

Diyarbakırlı olan Tarancı, 1955’te doğdu. Şair Cahit Sıtkı Tarancı’nın yeğeniydi, edebiyatla ilgileniyordu ve Gazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde öğrenciydi. Tarancı 12 Eylül 1980 askeri darbesinde 6 yıl cezaevinde kaldı. 1992’de Gerçek dergisinde gazeteciliğe başladı ve aynı yıl Evrensel Basın Yayın’dan “Sevdamıza Prangalar Vurulmaz” isimli şiir kitabı çıktı.

Namık Tarancı, 1992’de Gerçek dergisi Diyarbakır temsilcisi oldu. 20 Kasım 1992’de uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirdi. Öldürüldüğünde 37 yaşındaydı ve Derman Tarancı ile evliliğinden 3 yaşında bir oğlu vardı.

Tarancı cinayeti 2 yıl “faili meçhul” kaldıktan sonra 1994’te Hizbullah Askeri Kanat Sorumlusu Cemal Tutar’ın Diyarbakır 2 No’lu Devlet Güvenlik Mahkemesinde (DGM) gıyabında yargılandığı davaya konu oldu. Tutar 3 Ocak 2000’de İstanbul’daki “Hizbullah operasyonu”nda yakalandı. Kolluktaki soruşturma ifadesinde Tarancı cinayetiyle ilgili emri İsa Altsoy’dan aldığını, eylem talimatını kendisinin verdiğini, eylem sorumlusu Abdülkadir Selçuk’un gözcülük yaptığını ve tetiği Mustafa Demir’in çektiğini anlatmıştı. (Diyarbakır/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Çukurova hapishaneleri raporu: İhlaller gayriinsani noktada

SONRAKİ HABER

Alevi kurumlarından 10 Aralık mitingine çağrı: ‘Eşit yurttaş olmak istiyorum' diyen herkesi bekliyoruz

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa