Bahçeli: Bu sistemin demokratik meşruiyet temeli yüzde 50+1'dir, muhtar seçmiyoruz
Partisinin Meclis grup toplantısında konuşan Devlet Bahçeli, Erdoğan'ın yüzde 50+1 çıkışı için "Muhtar seçmiyoruz. MHP olarak dün ne demişsek bugün de aynı çizgideyiz" dedi.
Fotoğraf: TBMM
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis grup toplantısında konuştu, Erdoğan'ın "yüzde 50+1" çıkışına dair değerlendirmelerde bulundu.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Almanya ziyareti dönüşü yaptığı "Çoğunluğu alan adayın seçilmesi usulüne geçilmesi halinde Cumhurbaşkanlığı seçimi de seri olur, uğraştırmaz ve yanlış yollara da sevk etmez. Yüzde 50+1 mecburiyeti partileri yanlış yollara sevk ediyor. Kimin eli kimin cebinde belli değil" açıklamasına Bahçeli'nin yanıtı merak ediliyordu.
Bahçeli, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi gelip geçici bir heves değildir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi işi bitince buruşturulup bir köşeye atılacak tek kullanımlık konjonktürel bir reçete hiç değildir" dedi.
"Bu sistemin demokratik meşruiyet temeli yüzde 50+1'dir" sözlerini hatırlatan Bahçeli, "Milletvekili seçmiyoruz, belediye başkanı seçmiyoruz, muhtar seçmiyoruz, cumhurun bütününü temsil edecek cumhurbaşkanını seçiyoruz. MHP olarak dün ne demişsek bugün de aynı çizgide, aynı düşüncede, aynı görüşteyiz" ifadelerini kullandı.
Bahçeli, "Ancak Cumhur İttifakı olarak konuşup tartışarak, orta yolun, makul çözümün, yeni sistemin doğasını zedelemeyecek tamirat ve onarımının karşılıklı anlayış ve uzlaşıyla yapılacağının inancına ve iradesine de sahibiz" diye ekledi.
"Erdoğan, Bahçeli'yi sırtından atacak mı" şeklindeki yorumlara sert tepki gösteren Bahçeli, "Siyasi hayatımız boyunca hiç kimsenin sırtına binmedik. Hiç kimseyi de sırtımıza bindirmedik. Sayın Cumhurbaşkanımız ile diyaloğumuz hasbidir, harbidir, haysiyetlidir. Saygı ve sevgi temellidir. Hiç kimse de aramıza giremeyecektir. Cumhur İttifakının devamından yanayız, hiçbir şart altında da bu ittifakın bozulmasına, kendi adımıza söylüyorum, geçit vermeyeceğiz" diye konuştu.
Bahçeli ayrıca isim vermeden Sinan Oğan'ı hatırlatarak, "Sayın Cumhurbaşkanımızın 14 ve 28 Mayıs'ta başarıya ulaşması için her türlü özveriyi gösterdik. Kiminle istiyorsa görüşüp temas kurmasına destek verdik. Hatta partimizden ihraç edilen bir şahısla bile aynı kareye girmeye içimiz acısa bile ses çıkarmadık" dedi.
Bahçeli'nin konuşması özetle şöyle:
"CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ, BURUŞTURULUP KÖŞEYE ATILACAK TEK KULLANIMLIK BİR REÇETE DEĞİLDİR"
Cumhuriyetin yeni yüzyılında, Türk ve Türkiye Yüzyılı hedeflerinin temin sürecinin başında en büyük kozumuz, en müstesna kuvvetimiz 16 Nisan halkoylamasıyla yönetim sistemimizde yapılan zamanlar üstü reformdur. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye Cumhuriyeti'nin hem üçüncü evreye geçişini sağlamış hem de yeni yüzyılı kavrayan ve kuşatan sistemsel başarısını somutlaştırmıştır. Milli iradenin takdir ve tercihiyle kabul edilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin üzerine gölge düşürmek, ucube sistem, tek adam rejimi iddialarıyla çamur atmak milletimize saldırıdır. Şayet devlet ve millet arasında uyum tam manasıyla sağlanmışsa bunun yegane sebebi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne aittir. Devlet hayatında çatlak sesler dinmiş, karar alma süreçleri seriye bağlanmış, çok başlılık devri kapanmış, bürokratik oligarşinin suyu kesilmiştir. Yeni sistemin siyasi, stratejik ve fikri demlenme süreci devam etmekte olup kurum ve kurallarıyla olgunlaşması, ilke ve esaslarıyla oturması Türk ve Türkiye Yüzyılı'nın güvencesi olacaktır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi gelip geçici bir heves değildir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi işi bitince buruşturulup bir köşeye atılacak tek kullanımlık konjonktürel bir reçete hiç değildir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye Cumhuriyeti'nin istikbal haysiyeti, milli bekasının habitatıdır. Elbette Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin aksayan, tekleyen ve arıza sinyali veren yönleri varsa, mutabakatla ele alınıp düzeltilmelidir. Bu da son derece doğal ve doğru bir seçenektir. Ancak her yönetim sisteminin bir özü, hukuki ve ahlaki meşruiyetini sağlayan demokratik bir özelliği vardır ve bunun tartışılması da öngörülemez sorun ve sıkıntılara yol açma riski taşımaktadır."
"MİLLİ İRADE, CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ'Nİ TASDİK ETMİŞTİR"
"Güçlendirilmiş Parlamenter sistem hedefiyle milletimizin huzuruna çıkan zillet ittifakı amaçladığı icazet ve ruhsatı alamamış, milli irade Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni mevcut haliyle tasdik ve teyit etmiştir. İster iyileştirilsin, isterse de güçlendirilsin, eğer parlamenter sistem her şeye rağmen ihya edilseydi, kaosa hizmet etmesi, kutuplaşma ve kamplaşmayı körüklemesi, devlet yönetimini krize sokması hayat gerçeği haline gelirdi. Bu ise 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsü kadar vahim gelişmelere sebep olabillirdi. Hamdolsun aziz milletimiz buna fırsat vermemiştir."
"MUHTAR SEÇMİYORUZ, DÜN NE DEMİŞSEK BUGÜN DE AYNI ÇİZGİDEYİZ"
"Bildiğiniz gibi Sayın Cumhurbaşkanımız Almanya ziyaretinden dönerken Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ana omurgası, can evi, demokratik güvenliği olan yüzde 50+1 oy ile ilgili açıklamalarda bulunmuş ve şöyle demiştir: 'Çoğunluğu alan adayın seçilmesi usulüne geçilmesi halinde Cumhurbaşkanlığı seçimi de seri olur, uğraştırmaz ve yanlış yollara da sevk etmez. Yüzde 50+1 mecburiyeti partileri yanlış yollara sevk ediyor. Kimin eli kimin cebinde belli değil.' Sayın Cumhurbaşkanımız tespit ve değerlendirmeleri, siyasetin kurulan ittifaklarının parçalı yapısına bakıldığında tutarlı ve anlamlıdır. Fakat bu konuda bizim geçmişten bugüne söylediğimiz sözler de bellidir ve esasen hiç değişme göstermemiştir. Şöyle demiştim: 'Yeni sistemde kutuplaşma ihtimali en aza çekilmiştir. Barajın fiilen yüzde 50+1'e çıktığı göz önüne alındığında siyasi partilerin uzlaşmaktan, ahlaki bir ittifak kurmaktan başka seçeneği de kalmamıştır.' Yine 16 Kasım 2021'de şunları söylemiştim: 'Bu sistemin demokratik meşruiyet temeli yüzde 50+1'dir. Yüzde 50+1 oyla cumhurbaşkanı seçilmesi çoğulcu demokrasinin dünyaya emsal teşkil edecek, model olacak bir şeklidir.' Dikkat buyurunuz, milletvekili seçmiyoruz, belediye başkanı seçmiyoruz, muhtar seçmiyoruz, cumhurun bütününü temsil edecek cumhurbaşkanını seçiyoruz. MHP olarak dün ne demişsek bugün de aynı çizgide, aynı düşüncede, aynı görüşteyiz."
"KONUŞUP TARTIŞARAK ORTA YOLUN, ONARIMIN YAPILACAĞI İNANCINA SAHİBİZ"
"Ancak Cumhur İttifakı olarak konuşup tartışarak, orta yolun, makul çözümün, yeni sistemin doğasını zedelemeyecek tamirat ve onarımının karşılıklı anlayış ve uzlaşıyla yapılacağının inancına ve iradesine de sahibiz."
"KİMSENİN SIRTINA BİNMEDİK, KİMSEYİ DE SIRTIMIZA BİNDİRMEDİK"
"Sayın Cumhurbaşkanımızın açıklamasını çarpıtıp Cumhur İttifakı etrafında tezvirat imal eden fırsat düşkünü meczuplara da pirim vermeyiz, itibar etmeyiz, bunları adam yerine bile koymayız. Bazı zeka ve vicdan özürlülerin 'Erdoğan, Bahçeli'yi sırtından atacak mı' diye yazı kaleme almaları, AK Parti ile MHP arasında sorun olduğundan bahsetmeleri, fitne tezgahı açmaları, alçak bir teşebbüstür. Allah'a çok şükür siyasi hayatımız boyunca hiç kimsenin sırtına binmedik. Hiç kimseyi de sırtımıza bindirmedik. Onun bunun sırtından geçinen keneler bizi anlayamaz. Yük aldık yük olmadık. Bedelse ödedik."
"KABİNEYE BAKAN VERMEDİK, SEFASINA DEĞİL CEFASINA TALİBİZ"
"Cumhurbaşkanlığı Kabinesine bakan vermedik, doğrudur. Ne var ki bu kabine Türkiye Cumhuriyeti'nin kabinesidir. Alacağı her kararın yanındayız. Sefasına değil gerekirse cefasına talibiz. MHP yancı değildir, ufakçı değildir, ulufeye talip değildir."
"HİÇ KİMSE ARAMIZA GİREMEYECEKTİR"
"Bilmeyen varsa tekrar hatırlatayım. Sayın Cumhurbaşkanımız ile diyaloğumuz hasbidir, harbidir, haysiyetlidir. Saygı ve sevgi temellidir. Hiç kimse de aramıza giremeyecektir. Cumhur İttifakı ile ilgili polemik ve spekülasyon yapan kara sinek tabiatlı güruhun durumu şudur: Sineğin akıllısı kiraza biner, şehre gider. Sineğin aptalı gübreye düşer, bunlar gibi ahıra gider. Cumhur İttifakında pazarlık yoktur, ihtilaf yoktur, bir planın ürünü, sipariş edilmiş bir projenin ürünü değildir. Bu ittifak 7 Ağustos Yenikapı ruhuyla kurulmuştur. Cumhur İttifakının devamından yanayız, hiçbir şart altında da bu ittifakın bozulmasına, kendi adımıza söylüyorum, geçit vermeyeceğiz."
"PARTİMİZDEN İHRAÇ EDİLEN BİR ŞAHISLA AYNI KAREYE GİRMEYE BİLE SES ÇIKARMADIK"
"Sayın Cumhurbaşkanımızın 14 ve 28 Mayıs'ta başarıya ulaşması için her türlü özveriyi gösterdik. Kiminle istiyorsa görüşüp temas kurmasına destek verdik. Hatta partimizden ihraç edilen bir şahısla bile aynı kareye girmeye içimiz acısa bile ses çıkarmadık. Sanıyorum herkes mesajı aldı ve anladı. Buradan size ekmek çıkmaz. Dedikodu çarkınız bize sökmez. Altı tane televizyon ve konuşmacıları, sözüm size: Kuş beyinlerinizle Cumhuru çatlatmaya kabiliyetiniz yetmez, ittifakımızı öğütemez, özümüzü de kesemez."
Bahçeli'nin konuşmasından öne çıkan diğer başlıklar şöyle:
"FİLİSTİN'İN HUZURU TÜRKİYE'NİN HUZURUDUR, GAZZE TÜRKİYE'NİN MESELESİDİR"
"Filistin'in huzuru Türkiye'nin huzurudur. Suriye'nin istikrarı Türkiye'nin istikrarıdır. Irak'ın esenliği Türkiye'nin esenliğidir. Gazze'yi Kudüs'ten, Kudüs'ü İstanbul'dan ayrı düşünmek akan tarih nehrine karşı boşuna kürek çekmektir. Filistinli masumların gözyaşları ve dökülen kanları kesilmeden Ortadoğu'da kalıcı barış ve huzur ortamının inşası hayal ötesi bir beklentidir. Gazze meselesi güvenlik, inanç, kültür ve tarih boyutlarıyla Türkiye'nin meselesidir."
"ALMANYA BAŞBAKANI İNSANİ DEĞERLERİN YANLIŞ TARAFINDADIR"
"Bizim için bu konuda tarafsızlık diye bir şey söz konusu olamaz. Acil ve insani ateşkesin olması için daha kaç masumun ölmesi lazımdır? İsrail'in soykırım suçuna sessiz kalanlar, 46 gündür süregelen devlet terörünü görmezden gelenler inanıyorum ki bir gün insanlık vicdanında mahkum olacaklardır. Maalesef Almanya da bu kategoridedir. Almanya Başbakanı tarihi ve insani değerlerin yanlış tarafındadır."
"SAVAŞ UÇAĞI SATMAK İÇİN AYAK SÜRÜMELERİ KENDİ BİLECEKLERİ BİR ŞEYDİR"
"Bunların kendilerine bile hayırları yoktur. Türkiye'ye yeni nesil savaş uçağı satmak için ayak sürümeleri, temelsiz bahaneler üretmeleri kendi bilecekleri bir şeydir. Elbette dünyanın sonu da değildir. Milli muharip uçağımız Kaan havalanacak, inşallah zora girmemizi bekleyen odakları da teker teker çatlatacaktır."
"İSRAİL'E ASKERİ, EKONOMİK VE SİYASİ YAPTIRIM KARARLARI SÜRATLE ALINMALIDIR"
"İsrail saldırılarına derhal son vermelidir. Uluslararası toplum İsrail üzerindeki baskıyı artırmalıdır. Acil ve kalıcı ateşkes sağlanmalıdır. İsrail'in kontrolündeki nükleer başlıklı silahların araştırılması uluslararası gözlemciler vasıtasıyla derhal yapılmalıdır. Rehinelerin kurtarılması maksadıyla diplomatik kanallar açılmalı, insani yardımların önü açılmalıdır. Savaş ve soykırım suçu sabitleşmiştir. Cenevre Sözleşmesi ile insan hakları ve temel değerleri ihlal edilmiş, uluslararası hukuk çiğnenmiştir. Dünya daha fazla hareketsiz kalmamalıdır. İsrail saldırılarını caydırmak için askeri, ekonomik ve siyasi yaptırım kararları eşgüdüm halinde ve süratle alınmalıdır. ABD ve AB ülkeleri çelişkili açıklamalarına nokta koymalı ve İsrail'e verdikleri desteği bıçak gibi kesmelidir. Filistin'in yutulmasına göz yummayacağız, mücadeleyse mücadele edeceğiz. Elimizden ne geliyorsa gücümüz neye yetiyorsa yapacağız." (HABER MERKEZİ)