22 Kasım 2023 04:24

Sağlık sistemi hekimleri korumuyor

Artan hekim ve tıp öğrencisi intiharlarının ardında zorlu çalışma koşulları, gelecek kaygısı ve sağlıkta şiddet var. Hekimler, kendilerini hedefe koyan dilden kaçınılmasını istiyor.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Kübra KIRIMLI
Ankara

Sağlıkta artan şiddet, ağır çalışma koşulları ve mesleğin değersizleştirilmesiyle birlikte son dönemde tıp fakültesi öğrencisi ve hekimlerin intiharlarında artış var. Sağlıkta dönüşüm programı ile hekimlik mesleğinin itibarsızlaştığına dikkat çeken hekimler, birçok hekimde gelecek kaygısının hakim olduğuna işaret ediyor. Sağlık meslek örgütlerinin artan intiharlara karşı yetkililere yaptıkları “Harekete geçin” çağrısını hatırlatan hekimler, sağlık sisteminin hekimleri korumadığını söyledi.

"GELECEKSİZLİK DUYGUSU HAKİM"

Hekimlerin geçmişten beri zor koşullarda çalıştığını ama hekimlik mesleğinin eskiden takdir gördüğünü belirten Ankara Tabip Odası Başkanı Dr. Muharrem Baytemür, “Ve hekimler bu duyguyla zor çalışma şartlarını bir bakıma tolere edebiliyordu. Ancak sağlıkta dönüşüm programı (SDP) ile hekimlere dönük bir saldırı başladı” diye konuştu. SPD’nin bir sonucu olarak hekimlik mesleğinin itibarsızlaştırıldığına dikkat çeken Dr. Baytemür, “Bu itibarsızlaştırma önce hekimi ardından yurttaşları etkiledi. Ve ülkenin geneline egemen olan şiddete dayalı bir dil, insanların giderek yoksullaşması, ülkedeki demokratik ikliminin bozulması ve tüm bunların üst üste yaşanması, sağlıkta karşımıza bir sonuç tablosu çıkardı. Bu sonuç; şiddet ve geleceksizlik oldu” dedi. Genç meslektaşlarının kendileri ve ülkeleri için gelecek kaygısı içinde olduklarını belirten Dr. Baytemür, “İntiharı önlemede en önemli yol; dayanışma. Ancak bugün hekimlerin çalışma alanları bunu meslektaşlarımıza bunu sağlamıyor. Günde 150-200 hasta oradan hizmet veren meslektaşlarımız var” diye konuştu. 

"PSİKİYATRİK DESTEK ALMALILAR"

Hekimlerin yüzdelik dilimlere girerek tıp okumaya hak kazandıklarına dikkat çeken Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülin Özdamar Ünal, “Bu mükemmeliyetçilik hekimlerin ileriki meslek yaşantılarında ideal kişiler olarak görülmesine rağmen kendileri ile sürekli bir yarış içerisinde olmaları olarak karşımıza çıkıyor. Yoğun ders koşulları ve nöbetler gibi zorlu çalışma koşulları da hekimlerin sosyal yaşantılarında kısıntıya neden oluyor. Tamamlanmış intiharı olan, intihar davranışı olan hekimlere baktığımız zaman daha az sıklıkla psikiyatriye başvurduklarını gözlemleyebiliyoruz” diye konuştu.

"HEKİMLERİ HEDEFE KOYAN DİLDEN KAÇINILMALI"

Hekimlerin çalışma koşullarının dayanışmadan uzak olduğuna da vurgu yapan Dr. Ünal, “Gece nöbetleri, vardiyalar, son dönemlerde yaygın karşılaşılan hekime yönelik şiddet gibi unsurlar var. Bu da sağlık çalışanlarının önlerini görememeye neden oluyor. Sonuç olarak yaşananlar hekimlerin meslek tatminlerini de azaltıyor” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Giderlerse gitsinler’ sözleri ya da sağlık bakanının son bütçe görüşmelerinde hekimlerin ‘Para için yurt dışına gittiğini’ ima eden el işaretinin ciddi sıkıntılara yol açabileceğini anlatan Dr. Ünal, “Öte yandan asistan hekimler kimi bölümlerde hocaları tarafından mobbinge uğrayabiliyor. Uzmanlıkta ne kadar hasta bakarsan o kadar fazla para alırsın denilen performans sistemi var. Bu zorlu çalışma şartları ve karşı karşıya kalınan şiddet de hekimleri mesleki anlamda tükenmişliğe itiyor” ifadelerini kullandı.  

"ŞİDDET MESLEĞİ SORGULATIYOR"

Sağlıksız çalışma ortamının hekimleri mesleklerini sorgulamaya ittiğini ifade eden Dr. Ünal, “İntihar düşüncesi olan ve takip ettiğim bir hastam ‘Yakın zamanda uzman olacağım ancak yeterli olacak mıyım? Çalışma yaşantımda şiddetle karşılaşacağım, buna değer mi? Ben doğru bir mesleği seçtim mi?​’ gibi düşünceleri var. Tüm bunların sonucu olarak hekimlerde intihar davranışını görebiliyoruz” dedi. Hekimlerin ruhsal yakınmaları başladığı dönemlerde destek almaları gerektiğine vurgu yapan Dr. Ünal, “Sağlık sistemi içerisinde hekimleri ruhsal hastalıklar açısından tarayan, yönlendiren ve tedaviye ulaşmalarını sağlayan bir sisteme ihtiyaç var. Bu durumda çoğu intiharın önlenebileceğini biliyoruz” dedi. 

"NEDEN SONUÇ İLİŞKİSİ VERİLERİNE İHTİYACIMIZ VAR"

Türkiye Psikiyatri Derneğinin de aralarında olduğu çok sayıda sağlık meslek örgütünün artan intiharlara dair bir süre önce kamuya yaptıkları ‘Harekete geçin’ çağrısını hatırlatan Dr. Ünal, “Hekim intiharlarında en önemli unsur; risk faktörlerinin tanımlanması. Ama Türkiye’de bunun literatür verisi yok. ‘Hekimler neden intihar ediyor? Hekimler neden intihara yöneliyor?​’ denilerek risk faktörlerinin tanımlanması bir sonraki adımda müdahaleyi ortaya koymamızı sağlayacak. Bu yüzden hekimlerin neden intihar ettiğinin bilimsel veri ve kanıtlarla ortaya konulması son derece önemli. Bunun için Sağlık Bakanlığının desteği ile ilk adım hekim intiharı ardından yapılmış bir otopsi çalışması yürütülerek nedenler ortaya koymak olmalı. İkinci adım ise yine Bakanlığın diğer sağlık kurum, kuruluş, dernek vb. yapılarla ortak hareket ederek acil önlemleri önüne koyması gerekiyor. Bu yüzden tüm bu neden sonuç ilişkisini önümüze koymak için verilere ihtiyacımız var” diye konuştu.  

ÖNCEKİ HABER

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri hukuksuzluklara karşı adalet nöbeti başlattı

SONRAKİ HABER

Hatimoğulları: Erdoğan’ın oyları düştüğü için anayasada oynamaya ihtiyacımız yoktur

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa